Kurban satışı durgun, siyaset yine revaçta
Diyarbakır’da kurbanlık hayvan satıcılarının yüzü gülmüyor. Alıcıların fiyatı yüksek bulduğunu söyleyen satıcılar, “Müşteri haksız değil, kurbanlık hayvanlar pahalı ama biz de haklıyız. Geçen yıla yıla göre hayvanların bakımı iki kat arttı” diyor.
DUVAR - Diyarbakır’da, Şehitlik semtindeki ilçe otogarının karşısındaki geniş alanda kurbanlık hayvan pazarı kurulmuş. Alan geniş olduğu için kurbanlık satıcılarının sayısı az gibi görünüyor. Ama aslında tam olarak öyle değil. Esas pazar, Diyarbakır’ın merkez Çarıklı köyünde kurulmuş. İlçe otogarının karşısındaki alanda duran kurbanlık satıcılarının bir kısmı, yıl boyunca zaten burada hayvancılık yapmaya çalışıyor.
Merkeze bağlı İki Kuyu köyünde hayvancılık yaparak geçinen Ahmet Arslan, son iki yıldır hayvanlarını bu alanda satmaya başlamış. Arslan, hayvancılık yapmanın bir anlamı kalmadığını, başka iş olmadığı için hayvancılık yapmaya devam ettiğini anlatıyor. "Hayvancılık eskiden iyi bir işti" diyen Arslan "Şimdi hayvanları güdecek mera yok, hayvan yemi fiyatları her gün biraz daha artıyor. Bir şekilde besliyorsun ama satamıyorsun" diyor.
Alıcıların kurbanlık hayvan fiyatlarını pahalı bulduğunu belirten Arslan, "Onlar da haklı. Geçen yıl 400 liraya sattığımız hayvanı bu yıl 650 liraya satıyoruz. Böyle olunca bakıp gidiyorlar" diye konuştu. Günde iki hayvan satarsa şükrettiğini söyleyen Arslan, "Yoksa köye eli boş dönmek de var. Çünkü bu yıl işler hiç iyi değil" dedi.
‘SATIŞ YOK, BUNU YAZ YETER’
Alandaki bazı satıcılar konuşmak istemiyor. Nedeni pek anlaşılmıyor ama medyada görünmekten hoşlanmadıkları için olabilir. Öte yandan alıcı değil gazeteci olduğumu öğrendiklerinde, “Satış yok abê, bunu yaz yeter" diyorlar. Satışların kötü olmasından kaynaklı bir moral bozukluğu nedeniyle de konuşmuyor olabilirler. Geniş alanı dolaşırken böyle düşünüyorum.
Neyse ki bütün satıcıların morali bozuk değil. En azından derdini anlatmak isteyenler var. Mustafa Aydın, "Geçen sene 600 hayvan satıyordum burada, bu yıl 300 tane satabileceğime inanmıyorum" diyor. "Bayrama daha iki gün var, belki satışlar artar bu arada” diyorum. Aydın, satışların bu süre içinde artacağına inanmadığını söylüyor ve ekliyor: “Kimsede para yok, parası olan da saklıyor, memlekette yarın ne olacak belli değil ki.”
Bir kadın, Mustafa Aydın’la sıkı bir pazarlık yapıyor. Sonunda bir koç için 1700 liraya anlaşıyorlar. Sormam üzerine İstanbul’da yaşadığını, bayram için Diyarbakır’a geldiğini söylüyor kadın. “İstanbul’da kurbanlık hayvan fiyatları buradan daha ucuz” karşılaştırması yapıyor kadın. Mustafa Aydın kadına hak veriyor ve “İstanbul’a hayvanlar buralardan gidiyor. İnsanlar oraya kadar gitmişken elden çıkarmak istiyor hayvanları. Bu nedenle kurbanlık hayvanlar İstanbul’da biraz daha ucuz” diye yorumluyor.
ÖTV HER YERDE
Osman adlı bir satıcı da katılıyor aramıza. Dediğine göre çocukluğundan beri hayvan alıp satmakla meşgul olmuş. Osman, Özel Tüketim Vergisi’ni (ÖTV) gündeme getiriyor. ÖTV’nin kurbanlık hayvanların fiyatını nasıl etkilediğini soracak oluyorum, Osman sıralamaya başlıyor bile: “Her şeyde ÖTV var, nakliyeden samana kadar. ÖTV çok yüksek, bu hayvanların fiyatına da yansıyor. Düşürsünler ÖTV’yi, hayvan da ucuzlar. İnsanlar gelip bakıyor, fiyat soruyor, sonra almadan gidiyor. Çünkü bu yıl fiyatlar en az yüzde 40 arttı.”
GÜNCEL SİYASET MERAKI
Sohbet koyulaşınca mezbaha olarak kullanılan yere davet ediyorlar. Çay ikram ediyorlar. Hükümetin tarım ve hayvancılık politikalarını eleştiriyorlar. Biri, iki dönem Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevini yürüten Mehdi Eker’in hemşehrisi olduğunu vurgulayarak, “Bizim gibi fakir insanlar onun politikasından hiç faydalanmadı, daha da fakirleştik” diyor.
Osman, “Abê” diyor, “Bazı insanlar birden çok zengin oldu, bu nasıl oluyor?” diye soruyor. Siyaset konuşmaya, benim siyasi eğilimimi öğrenmeye niyeti var. “Osman, eminim sen benden daha iyi bilirsin bu işleri” diye karşılık veriyorum. Osman’la birlikte, muhabbete katılanlar da gülüyor.
“Barış sürecinde her şey çok iyiydi” diyor adamlardan biri. “Barış süreci bitti, bizim işler de bitti. Hayvan beslemek için meraya, dağa çıkman lazım. Ama her taraf ‘Özel Güvenlik Bölgesi’, yasak. Böyle olunca kim hayvancılık yapar.”
Bir başkası, Sur ilçesinin durumuna dikkat çekiyor, inşaat sektörünün de durma noktasına geldiğinden söz ediyor. Sonra şunları söylüyor: “Şimdi biz diyoruz ki insanlar neden kurban almaya gelmiyor. İnsanlar işlerinden ihraç edildi, ihraç edilmeyenler de ne zaman ihraç edileceğim, diye bekliyor. Böyle bir zamanda kimse parasını harcamaya cesaret edemez. Bu bayram da kurban kesmeden geçsin diyorlar. Huzur yoksa insanlar kurbanı ne yapsın, bayramı ne yapsın?”
Çaylar bitti ama muhabbet bitecek gibi değil. Müşteri yok, ağacın gölgesi serin, dertlerini anlatacak birini bulmuşlar. Kurban satışlarının geçen yıla göre çok kötü olduğunu söyleyip güncel siyaset üzerine konuşmak istiyorlar. Şaşırmıyorum, Diyarbakır’da siyaset hep revaçta olan konu. Sonunda izin isteyip hayvan pazarından ayrıldığımda, sohbet yarım kalmış gibi bir duygu hissettim...