'14 Eylül sonrası mücadele devam edecek'

Açlık grevini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça tutuklandıktan sonra İnsan Hakları Anıtı'nın önü aylardır bariyerlerle kapalı. İki eğitimcinin tutuklanmasının ardından KHK ile ihraç edilenler eylemleri sürdürürken, polis hiçbir açıklamaya izin vermedi. Veli Saçılık ve Acun Karadağ'a göre 14 Eylül'deki iki eğitimcinin duruşması sonrası mücadele devam edecek.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Yüksel Caddesi'nde açlık grevine başlayan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın ilk kez hakim karşısına çıkacağı tarih 14 Eylül Perşembe. Eylemlerinin 75'inci gününde gözaltına alınan ve tutuklanan iki eğitimcinin ardından İnsan Hakları Anıtı önü barikatlarla kapatıldı. 110 günü aşkın süredir cadde üzerinde konuşlanan kolluk kuvvetleri 'işimi geri istiyorum' ve ' Nuriye-Semih Yalnız Değildir' yazılı pankartlarla açıklama yapanların  hiçbir eylemine izin vermedi.

110 GÜN ÖNCE YÜKSEL CADDESİ

OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile  ihraç edilen kamu çalışanlarının Yüksel Caddesi'ndeki  işlerini geri isteme talebi 306 gün önce başladı. Çok sayıda gözaltının ve polis müdahalesinin ardından eylem açlık grevi ile farklı bir boyuta taşındı.

Açlık grevindeki 60 ile 75'nci günler arasında demokratik kitle örgütü yetkilileri, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş Yüksel Caddesi'nde bir araya geldi. Medyanın ilgisinin de yoğunlaştığı dönemde  Gülmen ve Özakça  tüm kamu emekçileri için taleplerini dillendirdi. Gece yarısı evlerine yapılan operasyonla iki eğitimci önce gözaltına alındı ardından tutuklandı. 75 gün içerisinde ciddi kilo kaybettiği ve sağlık durumlarının kötüye gittiği gözlenen eğitimcilerden  110 günde tek bir kare kamuoyuyla paylaşılamadı.

110 GÜNDE YÜKSEL'DE NE DEĞİŞTİ?

KHK ile işlerinden olan Acun Karadağ, Esra Özakça, Mehmet Dersulu,  Veli Saçılık,Nazan Bozan, Nazife Onay'ın aralarında bulunduğu onlarca eylemci Gülmen ve Özakça'nın tutuklanmalarının ardından her gün Yüksel Caddesi'nde eylemlerini sürdürdü. İki eğitimcinin hapiste olduğu sürece Yüksel'de hiçbir eyleme izin verilmedi. Gülmen ve Özakça'nın adının yazılı olduğu pankartlar polis tarafından yırtıldı, eylemciler yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı. İlk önce esnafın rahatsız olduğu gerekçe gösterilerek yapılan müdahaleler daha sonra Valiliğin kararı gerekçe gösterilerek devam etti.

Hemen her gün sesini duyurmaya çalışan Veli Saçılık polislerin gazlı ve plastik mermili müdahalesiyle gözaltına alınıyor. Hemen her gün sesini duyurmaya çalışan Veli Saçılık polislerin gazlı ve plastik mermili müdahalesiyle gözaltına alınıyor.

14 EYLÜL SONRASI NE OLACAK?

Gülmen ve Özakça'nın 14 Eylül tarihindeki duruşması sonrası bırakılacaklarını düşünen sosyolog Veli Saçılık'a göre tahliye olmadıkları takdirde iki eğitimcinin hayatlarına kast edilecek. Açlık grevinin tutukluluk devam ettirilerek yıpratılmaya çalışıldığını söyleyen Saçılık, Yüksel'deki eylemlerin de şiddetle yıpratıldığını söyledi. Polisin müdahalesi sırasında omzunun yırtıldığını aktaran Saçılık, "14 Eylül sonrası Yüksel'deki barışçıl eylemlerimiz artarak devam edecek. Daha sonra ise mesele bizden de çıkarak 'toplum ne yapacak' sorusu  gündeme gelecek" dedi.

'NURİYE VE SEMİH İŞLERİNE GERİ DÖNDÜ PROBLEM BİTTİ Mİ?'

Yüksel Caddesi'ndeki eylemlere katılan öğretmen Acun Karadağ'da Gülmen ve Özakça ile birlikte aynı davada 14 Eylül tarihinde yargılanacak. Eylem kararı aldıklarında devletin  yapacaklarını hesaplamadan haklılıklarından yola çıkarak hareket ettiklerini söyleyen Karadağ'a göre  14 Eylül'deki davada her sonuç çıkabilir. 14 Eylül'deki davanın ardından Yüksel Caddesi'ndeki eylemin artarak devam etmesi gerektiğini söyleyen Karadağ şunları söyledi: "Nuriye ve Semih  işlerine geri döndü problem bitti mi? Haksızlığa, hukuksuzluğu uğramış binlerce insan var. Mesele 'Nuriye ve Semih'i ne kadar sahipleniyoruz, kaç bin kişi ile oradayız'. 14 Eylül sonrası süreç ne olursa olsun mücadelemiz devam edecek."