Oğuz Güven mahkemeye çıktı

Gazeteci Oğuz Güven hakim karşısında: Suikast şüphesine dikkat çekmek istedik.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in trafik kazasında ölümüne ilişkin Cumhuriyet Gazetesi’nin Twitter hesabında yapılan paylaşım sebebiyle 15 Mayıs’ta tutuklanan gazeteci Oğuz Güven hakkındaki soruşturma tamamlandı. İddianamede Güven hakkında, "Terör örgütünün propagandasını yapmak" ve "Terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak" suçlamasıyla 2 buçuk yıldan 10 buçuk yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Olayla ilgili olarak, "İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper’i kamyon biçti" şeklinde atılan tweet nedeniyle tutuklanan gazeteci Oğuz Güven hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’nca yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan iddianame, ağır ceza mahkemesine gönderildi.

Cumhuriyet’in haberine göre, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya, Güven'e destek olmak amacıyla Dışarıdaki Gazeteciler ve Güven'in gazeteci dostları ve avukatları katıldı. Güven, savunmasına, niçin bir trafik deyimi olan ve çok kullanılan “biçti” kelimesini kullandıklarını daha iyi anlatmak için önce bu kazanın videosunun izletilmesini istedi. Görüntülerin izlenmesinin ardından savunmasına devam eden Güven, “Gördüğünüz gibi insanın tüylerini ürperten feci bir kaza yaşanmış, başsavcı önce biçen ve ardından araçlarının üzerine devrilen kamyonun altında ezilerek maalesef yaşamını yitirmiştir” dedi.

SUİKAST ŞÜPHESİ

Güven, haberi saat 10.00'da söz konusu haberi Twitter'dan “Başsavcı ve koruma polisi trafik kazasında yaşamını yitirdi, Kazaya karışan kamyonun kaçtığı bildirildi” şeklinde duyurduklarını kaydederek, “Daha sonra, merhum başsavcının, ilk FETÖ iddianamesini hazırlayan savcı olduğu haberi geldi ajanstan. Arkadaşlardan başlıkta bunu belirtmelerini istedim. Tam o sırada arkadaşlarımız kazanın kamera görüntülerinin geldiğini söyledi. Hep beraber izledik. İzleyince 'Kamyon resmen biçmiş' dedi arkadaşlarımızdan biri. Kaza şüpheli görünüyordu. Bunun üstüne aceleyle, ‘suikast şüphesine’ dikkat çekmek için bu başlığı kullanmayı uygun bulduk” dedi.

REKABET VE HIZ FAKTÖRÜ

İnternetin getirdiği rekabet, hız faktörü ve 140 karaktere sığdırma heyecanıyla haberi bir an önce duyurmak amacıyla yazılan tweette “aracı” kelimesinin unutulduğunu belirten Güven, “Kesinlikle ‘Başsavcıyı kamyon biçti’ şeklinde tweet girilmek istenmemiştir. Söz konusu tweet girildikten 55 saniye sonra bizzat hatayı fark edip sildirttim. ‘İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper kamyon kazasında feci şekilde can verdi’ diye düzeltildi” dedi.

'10 KİŞİ BİLE GÖRMEDİ'

“Sabah gazetesinin gazeteci diyemeyeceğim kişileri bu belki 10 kişinin bile görmediği tweeti haber yaptı” diyen Güven, savcı Yasemin Baba'nın da bu hiç görmediği tweet hakkında soruşturma başlattığını söyledi. Güven, haberde, başlığında böyle bir ifadenin olmadığına vurgu yaparak, “Olmadığı için iddianamede böyle bir belge, kanıt yok. Ancak savcılık kanıtı olmamasına rağmen, bunun sayfanın başlığında yapıldığını iddia etmekte” dedi. Soruşturma savcısının iddia ettiği Gülen cemaati propagandası yapma niyetleri olsa başsavcıyı ‘İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan' şeklinde nitelemeyeceklerine dikkat çeken Güven, “Hem Fethullahçı Terör Örgütü deyip, hem de cemaat propagandası yapılmaz, yapılamaz. Akla ve mantığa terstir” diye konuştu.

'SAYFAYA BAKSA GÖRECEK'

Hukukun delil toplanırken sanık lehindeki belgelerin de toplanmasını da içerdiğine vurgu yapan Güven, “Çünkü, sayfaya baksa, bu haberle ilgili ahlaksızca yorum yapan, herkesin tanıdığı bugün kaçak durumundaki isimlerin Twitter'da yaptığı yorumları 'İnsanlık utancı' diye haber yapıp eleştirdiğimizi görecekti. Ancak savcının böyle bir niyeti hiç olmamıştır” dedi. Güven, söz konusu tweetin altında yorum yapanlardan Emre Uslu ile ilgili şunları söyledi:

“Ben Emre Uslu’yu yerden yere vururken, bu şahsın devletin polisi olduğu, bir dönem terörle mücadelede görev yaptığı gerçeği de unutulmasın. Bir sosyalist ve ateist olarak ben kişiliğimin doğasına aykırı olarak dine dayalı bir örgütle ilişkilendirilip FETÖ propagandası yapmaktan yargılanırken, onları polis yapanların birçoğunun bugün hâlâ devlet yönetiminde olduğu gerçeğini de unutmayalım” dedi.

Güven, “Sayın savcı, geçmişte yazdığım tweetlere baksa, şu andaki yöneticiler, bakanlar Fetullah Gülen’i el üstünde tutarken, toz kondurmazken FETÖ ile nasıl mücadele ettiğimi görürdü. Ama, tweetlerimi didik didik edip hiçbir suç unsuru bulamazken onları görmek işine gelmemiş” dedi. Söz konusu tweetle haberin içeriği birlikte incelendiğinde herhangi bir şiddet çağrısı, terör örgütünün övülmesi, amacı ya da teşvikinin söz konusu bile olmadığının ortaya çıkacağını söyleyen Güven, suç kastının olmadığını belirtti.

'TRT, SABAH, YENİ ŞAFAK DA BİÇTİ DEDİ'

Trafik kazalarına ilişkin haberlerde ‘TIR biçti, kamyon biçti’ deyiminin çok sık kullanıldığına dikkat çeken Güven, tutuklandıktan sonra TRT, Sabah ve Yeni Şafak'ın da 'biçti' ibaresini kullandığı haberlerden örnek verdi. Güven, Türkiye, Habertürk, Takvim, Milliyet, Akşam, Akit gibi gazetelerde söz konusu kazaya ilişkin haberleri okuyarak, şunları söyledi:

“Bu başlıklara bakarken biz internette olay anında hızla başlık attığımız, gazetelerin ise sabah olan bir olay için atacakları başlık için önlerinde bir 8-9 saatlik süre olduğu gerçeğini de unutmayalım. Bizim niyetimizi okuyup dava açan savcı, Türkiye gazetesinin bu başlığını nedense görmezden gelmiş. Habertürk’te 'kamyon biçti' kelimesini es geçmiş. Tüm başlıklara baktığınızda suikast şüphesine dikkat çekiliyor. Yani savcının niyet okuma mantığıyla bakarsak, tüm bu başlıklar, diğer hakimlere gözdağı vermek amacıyla atılmış. Bu başlıklara yine savcılığın ifadesiyle bakarsak, tüm gazeteler akıbet göstermiş, terör örgütü propagandası yapmış olmuyorlar mı? Aynı korkuyu salmış olmuyorlar mı? Ama nedense bir tek ben tutuklandım, yargılanıyorum.”

'BİR TEK BANA DAVA AÇILMASI KASITLI'

Oğuz Güven savunmasında Habertürk ve Türkiye gazetesinin aynı haberle ilgili attıkları başlıkları ve TRT Haber'in sosyal medya paylaşımlarının görsellerini de mahkemeye sundu. Güven, Cumhuriyet.com.tr'nin olayın hemen ardından attığı ve 55 saniye sonra sildiği soruştuırmaya konu paylaşımı hatırlatıp, Habertürk ve Türkiye gazetesinin 8 saat sonra hazırlayıp gazetenin manşetlerinde yer alan "Biçti' ve "kağıt gibi ezdi" ifadelerine atfen, "Bir tek bana dava açılmasında kasıt vardır" dedi. Oğuz Güven TRT Haber'in sosyal medya paylaşımını da mahkemeye sundu.

Güven, hakkındaki iddianamenin uzatılması için gazeteci arkadaşlarının Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan Kandil röportajını retweet yapmasının eklendiğini belirterek, Orhan Miroğlu, Beşir Atalay, Bülent Arınç, Yiğit Bulut ve Cem Küçük gibi isimlerin Öcalan hakkındaki olumlu ifadelerini okudu. Çözüm sürecinin devam ettiği tarihlerde Kandil’de ve yurt içindeki dağlık alanlarda PKK’lilerle yapılan yüzlerce röportajın yayımlandığı aktaran Güven, “Hatta PKK’nin silahlarını yurt dışına çıkaracağını açıkladığı basın toplantısına devletin Anadolu Ajansı muhabiri dahi katılmıştı. Ancak Savcı Celal Sarıdere, 2.5 yıl önceki bu gerçeği nedense gözardı edip, hiçbir dava açmamış. Binlerce insan benim de paylaştığım bu iki tweeti, retweet yapmış, hiçbirine soruşturma dahi açılmamış, ama ben bununla ilgili suçlanıyorum” dedi.

Durumun hukukla hiçbir ilgisinin olmadığını kaydeden Güven, şöyle devam etti: “Savcı niyet okuyup hükmü vermiş, buna delil arama arayışına girmiş. Ben bu çaba nedeniyle 32 gün Silivri 9 numaralı cezaevinde kaldığımı, ancak iddianamemin hızla çıkıp mahkemenizin tahliye kararıyla özgürlüğüme kavuştuğumu hatırlatmak isterim. Sizden dileğim, Türkiye’nin hukuka dayalı, demokratik çağdaş bir ülke olması, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması için çabalarken, niyet okuma gibi yeni bir suç yaratmamanız. Bu hiçbir hukuk kuralına, ceza maddesine uymayan davada beraatımı talep ediyorum.”

'55 SANİYE TUTANAĞI'

Güven'den sonra söz alan gazetemiz avukatlarından Tora Pekin ise, soruşturmayı başlatan tutanakla ilgili, “55 saniye yayında kalan tweet nasıl bir katiple savcı odasında tutanağa dönüşüyor? Bunu sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Böyle bir şey mümkün değil. Olmadığını tutanakta haber diye bahsetmesinden anlıyoruz. Ama haberde böyle bir ifade yok. İddianame geç hazırlanmış olsaydı Oğuz Güven hala tutukluydu. Çünkü sulh ceza hakimliklerinden bu kararın kaldırılması mümkün değil” dedi.

Dosya hakkındaki mütalaasını açıklayan duruşma savcısı ise, dosyaya sunulan belgelerin incelenmesi ve esas hakkındaki mütalaada bulunmak için süre istedi. Heyet de, duruşmayı 17 Ekim'e erteledi.