Kirazlıtepe sakinleri endişeli: KHK’yle bizi evlerimizden gönderecekler
Kentsel dönüşümün başladığı Kirazlıtepeliler evlerinin ellerinden alınacak olmasından endişeli. Ancak mahallelerinden vazgeçmeyeceklerini belirten Kirazlıtepeliler “Evlerimizi vermeyeceğiz bizi ancak KHK’larla evimizden çıkartırlar” diyor. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise belediyenin devlet gücünü kullanarak mahalle sakinlerinin onayı almadan harekete geçmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek, kentsel dönüşümde yapılması gerekenleri anlattı.
DUVAR - İstanbul Üsküdar’da kentsel dönüşüm başladı. Kentsel dönüşüm ise ilk olarak Çamlıca Camiisi’nin eteklerindeki Kirazlıtepe’de hayata geçti. Buradaki birçok mahalleli yıllar önce kendi memleketlerinden buraya göç etmiş insanlar. Mahalleliler, ‘’Evlerimizi bizden alıp bizi buradan gönderecekler’’ diyor. Konuyla ilgili daha önce Meclis’te soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise “Belediye vatandaşın elinde tapuları olmadığı için belediye proje ve imar planlamasını yapmadığı için böyle bir uygulama yapıyor” dedi.
‘26 YIL ÖNCE…’
Siirt’ten çocuklarıyla birlikte yıllar önce göç ederek Kirazlıtepe’ye yerleşen 63 yaşındaki Mehmet Örs, kentsel dönüşümle evlerinin kendilerinden alacağını söylüyor. Şu an içerisinde 4 katlı evi ola arsasının gece gündüz çalışarak aldığını belirten Örs, şöyle konuşuyor: “Bütün çocuklarım bu evde büyüdü. Şimdi ise bizi buradan kovmak istiyorlar. Evimizi bizden aldıktan sonra biz nereye gideceğiz, çocuklarım nereye gidecek? Bu hukuksuzluğu asla kabul edip evimi terk etmeyeceğim.”
‘TOKİ AYRI, BELEDİYE AYRI SÖYLÜYOR’
Örs’ün 27 yaşındaki oğlu Yakup Örs de babasıyla aynı düşünde. Örs, ‘’Kentsel dönüşüme neden olarak deprem riskini gerekçe gösteriyorlar. Daha deprem toplanma alanları bile belli değil’’ diyor.
Örs, kentsel dönüşüm konusunda Üsküdar Belediyesi’nin ayrı TOKİ’nin kendilerini arayarak ayrı konuştuğunu belirtiyor:
“Şu an Toplu Konut İdaresi 7 parsele girerek çalışmalara başladı. Üsküdar Belediyesi bizlere referandumdan önce başka şeyler söyledi, referandumdan sonra başka şeyler söylemeye başladı. Şu an bizim 4 dairemiz var. Bazı dairelerimiz 135 metre kare. İlk teklifleri 250 metre kare arsamıza 3 daire verileceğiydi. Bu dairelerin de 110 ve 85 metre kare olacağını ayrıca 25 bin TL verileceğini söylediler. TOKİ ise daha sonra bizi arayarak 75 metre karelik daire vereceğini söyledi. Zaten o verilecek olan 25 bin TL’ninde daha sonra verilmeyeceğini öğrendik. Belediye ayrı, TOKİ ayrı söylüyor.
"Kısacası bizi buradan göndererek başkalarını buraya yerleştirecekler. Arsasının üzerinde mülkü olmayanlara metre kare başı 2 bin 500 TL verilip buradan gönderilmek isteniyor. Şu an mahallede 3 tane evin yıkımına başladı. Deprem riski nedeniyle evler yıkılacak deniliyor. Fakat baktığımız zaman burada deprem toplanma alanı bile yok. Bizler buradan halkın göç ettirilmemesi, mahalle kültürünün yok edilmemesini istiyoruz. Mevcut oturuma göre her 50 metre kareye 1 daire verilmeli. Şu an özellikle Kirazlıtepe’de başlayacak kentsel dönüşüm Üsküdar’ın diğer mahalleleri için emsal niteliği taşıyacağından dolayı diğer mahalleler de seslerimize kulak vermeli. Eğer kentsel dönüşüm isteniyorsa rant olmadan bu işi halk ya da müteahhitlerimiz yapmalı.”
‘İKİ ENGELLİ ÇOCUĞUMU ALIP NEREYE GİDEYİM’
Kirazlıtepe’deki kentsel dönüşüme tepki gösteren başka bir mahalleli ise 62 yaşındaki Saadet Algül. 39 yıldır Kirazlıtepe’de yaşayan Algül’ün engelli 2 çocuğu var. Algül, “Evlerimize el koyup bizi nereye gönderecekler?” diye soruyor:
“Bütün çocuklarım burada büyüdü. Kentsel dönüşüme karşı demokratik hakkımızı kullanarak Çevre Şehircilik Bakanlığı yetkilileri buraya geldiklerinde bir yürüyüş yapmak istedik. Ama yürüşe bile izin vermeden bize gaz sıktılar, copladılar. Bu baskılarla gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar. Bizim malımızı bizden almasınlar. İki engelli çocuğum var. Çocuklarımın engelli sandalyelerini bile bugün rahatlıkla kapının önüne bırakabiliyorum. Hırsızlık gibi şeyler olmuyor. Çocuklarım engelli sandalyeleriyle sokağa çıktığında bütün mahalleli onları tanıyor. Çocuklarıma değer veriyorlar. Ama bizi başka yere gönderdiklerinde bütün komşuluk ilişkilerimiz bitecek. Çocuklarımı alıp 15’nci katlara nasıl taşıyayım?”
‘BU MAHALLEYE GELDİĞİMDE SU YOKTU, SIRTIMDA SU BİDONLARI TAŞIDIM’
Aynı mahallede yaşayan 67 yaşındaki Latife Göçer ise buraya taşındığında su bile olmadığını söylüyor: “48 senedir burada yaşıyorum. Biz bu mahalleye geldiğimizde su yoktu. Eve su getirmek için sırtımda su bidonları taşırdım. Benim zaten 2 katlı evim var, TOKİ bana 2 katlı ev vereceğini söylüyor. Neden kabul edeyim ki? Bütün hayatım burada geçti, burada yaşadım, burada ölmek istiyorum. Kim bilir bizi buradan gönderdikleri zaman hangi bodrum katlarında yaşayacağız. Bizden bunu kabul etmemizi beklemesinler.”
'YA YENİ YASA YA DA YENİ KHK ÇIKARTIP BİZİ GÖNDEREBİLİRLER’
Başka bir Kirazlıtepeliyse, “Evimizi terk etmeyeceğiz. Ya yeni bir yasa hazırlayacaklar ya da yeni KHK’yla çıkartıp bizi evlerimizden gönderebilirler” diyor: “Bizler kentsel dönüşüm istiyoruz ama rantsal dönüşüm istemiyoruz. Hiçbir görüşümüz alınmadan tek taraflı sözleşmeler hazırlanıp önümüze koyulacak. Belediye başkanı, ‘Halkın yüzde 90’ıyla anlaşma sağladık’ diyor. Biz o anlaşmayı göremiyoruz ama ne yazık ki burada adaletin olmadığını çok rahat bir şekilde görebiliyoruz.”
‘DEVLETİN ASIL AMAÇ VE GÖREVİ…’
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal daha önce konuya ilişkin mahalleliyle görüştü. Tanal, “Burada vatandaşın mağdur edilmemesi açısından kentsel dönüşüme evet diyorum ama yerinde kentsel dönüşüm olmalı” dedi: “Kentsel dönüşümde halk mutlu olmalı. Çünkü Anayasa’nın 5. Maddesi’nde devletin asıl amaç ve görevi insanlarını mutlu etmek ve huzurlu bir yaşam sunmaktır der. Şimdi bu çerçevede baktığımız zaman belediye vatandaşın tapusunu vermesi lazım. Tapu sorunu çözüldükten sonra belediye orada bir imar planı yapmalı. Kentsel dönüşümle ilgili, belediye, ‘Ben şu kadar imar verdim, proje şudur isterseniz siz kendiniz yapın. İsterseniz müteahhitiniz yapsın. Ya da bizim denetimimizde TOKİ yapsın’ demeli.”
‘BELEDİYE KABUL EDECEKSİN DİYOR’
Tanal, belediyenin devlet gücüyle bunları yapmasının kabul edilemez olduğunu söyleyerek son olarak şöyle devam etti: “Bunların dayattıkları konu ise şu: Vatandaşa mülkiyeti ve tapuyu vermiyor. Belediye imar planlamasını yapmıyor. Belediye vatandaşa, ‘Benim projem var fiyatları TOKİ belirlemiş sen bunu kabul edeceksin’ diyor. Devlet gücüyle bunu vatandaşa dayatmaları kabul edilemez. Burada olması gereken normal bir arsa satın alındıysa bedeli ne kadar ise emsal rayiç bedellerinin vatandaşa ödenmesi gerekiyor. Yapılan büyük bir mağduriyettir. Bu açıdan belediyenin vatandaşa uygar ve medeni ihtiyaçlarını temin etmesi lazım. Belediye maalesef vatandaşın elinde tapuları olmadığı için proje ve imar planlamasını yapmadığı için böyle bir uygulama yapıyor.”