Abdullah Baybaşin tahliye edildi
Dünyanın önde gelen uyuşturucu kartellerinden olduğu öne sürülen Baybaşin ailesinden Abdullah Baybaşin, 5 yıllık tutuklu yargılama süresi aşıldığı için tahliye edildi.
DUVAR - Bolivya-Türkiye hattındaki uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin davada yargılanan ve uluslararası uyuşturucu baronlarından olduğu öne sürülen Abdullah Baybaşin cezaevinden çıktı. Böylece, 5 yıl önce ortaya çıkarılan Bolivya- Türkiye hattındaki uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin davada tutuklu sanık kalmadı.
Abdullah Baybaşin’in adı önce İngiltere’de duyuldu. 1980’de silahlı saldırı sonucu tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Baybaşin’in, Londra’daki uyuşturucu pazarının yüzde 90’ını kontrol ettiği öne sürülüyordu.
Gazete Habertürk'ten Veli Sarıboğa'nın haberine göre Baybaşin, 8 ay takip edildi ve 2006’da yakalandı. ‘Organize suç örgütü’ ve ‘uyuşturucu ticareti’nden tutuklanan Baybaşin, 4 yıl sonra tahliye oldu. 2010 Kasım ayında Türkiye’ye döndü. 2 ay sonra ise İstanbul Narkotik Şube, bir yıllık soruşturmayı 27 Ocak 2011’deki büyük operasyonla tamamladı. Bolivya’dan gelip Ambarlı’ya yanaşan gemide 281 kilo kokain yakalandı.
15 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI
Kokainin sahibi olduğu iddia edilen Abdullah Baybaşin ile Mehmet Sait Özmen de dahil 15 kişi tutuklandı. Özmen, bir yıl sonra yakınının cenazesi için izinli çıktığı cezaevinden firar etti. Mahkemenin Baybaşin için 40, Özmen için verdiği 48 yıllık hapis cezaları Yargıtay’dan döndü.
Önceki gün görülen son duruşmada 8 tutuklu sanık, 5 yıllık tutukluluk süresini aştıkları gerekçesiyle tahliye istedi. Mahkeme, tahliye ettiği sanıklara yurtdışı yasağı koyup duruşmayı 2018 Şubat’a erteledi.
İNGİLİZ SAVCI: GODFATHER İZLER GİBİYDİK
Abdullah Baybaşin’in, İngiltere’nin ‘en tehlikeli adam’ ilan ettiği ve ‘Avrupalı Escobar’ olarak bilinen abisi Hüseyin Baybaşin’in yerine geçtiği iddia ediliyor. 15 yıldır Hollanda’da tutuklu olan Hüseyin Baybaşin’in davası 4 yıl sürmüştü. İngiliz Savcı Robin Plummer, süreci şöyle anlatmıştı: “8 ay çeteyi takip ettik. Tıpkı, ‘Baba’ filmini izler gibiydik. Her gün yeni birileri gelir, ilk işleri Abdullah Baybaşin’in elini öpmek olurdu. Uzun yıllar Londra’daki Türkler arasında korku saldılar.”