Gülsüm Kav: Müftülere nikah yetkisinde gizli tehlikeler var

AK Parti'nin müftülere nikah kıyma yetkisi veren tasarısına karşı kadınlar bugün bir kez daha sokağa çıkıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise düzenlemeye karşı çıkarken “Tasarının her maddesinde gizli tehlikeler var” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- AK Parti'nin TBMM'ye sunduğu müftülere nikâh kıyma yetkisi veren tasarı yeniden görüşülmek üzere sevk edildiği alt komisyonda kabul edilirken tepkiler sürüyor. Hükümet, değişikliğin evlilikleri kolaylaştıracağını öne sürerken Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi ile kadın örgütleri tasarının geri çekilmesini istiyor

Kadın Meclisleri ise bugün saat 19.00'da İstanbul Beşiktaş'taki İlçe Müftülüğü önünde; “Müftü resmi nikah kıyamaz” sloganıyla biraraya geliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav tasarıyla ilgili; “'Genel ahlaka uygun'muş gibi son derece ayrımcılığa neden olabilecek maddeler var. Yani her maddesinde gizli tehlikeler var” diyor.

'HUKUK DEVLETİNDEN ÇIKIŞ ANLAMINA GELİR'

'Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı eleştiren Kav, bu yetkinin müftülere verilmesinde hukuk devleti anlayışına ters düştüğünü belirtiyor:

“Bu tasarıda da birçok madde var. Ama esas geri kalan maddeleri konuşmaya bile gerek yok. Çünkü en temel ilke olan din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesini ihlal ediyor. Bu yetkinin müftülere verilmesi bizim bildiğimiz hukuk devletinden çıkış anlamını taşır. Tek düzenleme sadece bu değil. Her gün basına yansıyan darp edilen kadınlar da var. Bütün bunların eş zamanlı olması tesadüf değil. Bütün bunları Türkiye'deki değişikliğin sentomları olarak görüyoruz. Çünkü bu adım o kadar fahiş bir adım ki diğer bütün maddeler bu maddenin gölgesinde anlamsızlaşıyor.”

'MASUMANE ADIMDAN REJİM DEĞİŞİKLİĞİNE...'

“Hükümet tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamalar durumun tehlikesini daha da ortaya çıkarıyor” diyen Kav şöyle devam ediyor:

“Evlilikle ilgili belediyelerin önünde uzun kuyruklar yok. Nikah yapmak isteyen herkes çok rahat bir şekilde nikahını yapıyor. Dini nikahını yapmak isteyen herkes de gidip dini nikahını yapıyor. Hükümetin bunu, 'Evlilik işlemlerini kolaylaştırıyoruz' argümanıyla savunması hiç açıklayıcı değil. Bizler çok büyük bir tecrübe yaşadık. Çok masumane bir şekilde Cumhurbaşkanı seçimleri için de 'Ne güzel halk seçsin Cumhurbaşkanını demiştik' Ama o günlerde seçilen bir Cumhurbaşkanının rejimi değiştirmek üzere buradan bir başkanlık rejimine varacağına bilmiyorduk. O masumane küçücük bir adımdan şu an çok köklü rejim değişiklikleri yaşıyoruz. Zaten bir rejim değişikliği topluma dayatılıyor. Tarihsel süreç değişikliklerinde bunu hep kadınlar üstünden yürütüyorlar.”

Gülsüm Kav: Müftülere resmi nikah verildiğinde 12 yaşındaki çocuklar bile evlendirilebilecek.

'GİZLİ TEHLİKELER VAR'

Peki tasarı neden bu kadar eleştiriliyor? Kav bu soruya şöyle yanıt veriyor: “İnsanların nikahlanma konusunda sorun yaşamadıkları bir gündemin ortasında bu konunun gündeme getirilmesi Türkiye'nin bildiğimiz anlamdaki rejiminin yerine başka bir amaçla uyumlu olduğunu düşünüyorum. Maddelerden bir tanesi doğum bildirimlerinin evden yapılabiliyor olması. Çocuk cinsel istismarına ilişkin gerçekler bu doğum bildirimlerinde ortaya çıkarıldığı için bunun örtülmesine neden olacaktır. Yine bu tasarıda vatandaşlık şartları getiriliyor. Genel ahlaka uygunmuş gibi son derece ayrımcılığa neden olabilecek maddeler var. Yani her maddesinde gizli tehlikeler var. Müftülere resmi nikah verildiğinde 12 yaşındaki çocuklar bile evlendirilebilecek. Bir erkek birden fazla kadınla evlenebilir, kuma, berdel gibi bütün arkeik geleneklerin yeniden yaşayacağız. Hiçbir kadın dünya görüşü ne olursa olsun kendi haklarından vazgeçmeyecektir. Bir din görevlisinin resmi işlem yapabilmesi asla kabul edilemez. Biz bu maddeyi çok güçlü bir şekilde geri çevirip iptal edilmesi için tavır almalıyız. Diğer ayrıntılarda boğulmamalıyız. Bunun karşısında kale gibi durmamız gerekiyor. Ben de bütün dünya kadınları kardeşlerime seslenerek bunun önünde birlikte durmamız gerektiğini söylüyorum.”