15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası, savunmalarla başladı
Darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili dava başladı. Bugünkü duruşmada 2 asker savunma yaptı.
DUVAR - Darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin 135'i tutuklu, 143 asker hakkında açılan davada sanıklar savunma yaptı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün karşısında bulunan binada, 25'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda mağdur ve müştekilerin kimlik tespiti yapıldı ve iddianamenin özeti okundu. Daha sonrada duruşmada sanıkların savunmasına geçildi.
Duruşmada ilk olarak tutuksuz sanık Murat Görgün savunmasını yaptı. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sistemiyle duruşmaya bağlanan sanık Görgün, "FETÖ üyeliği" suçlamasını reddetti.
Görgün, askerde şoförlük yaptığını darbe günü Kuleli Askeri Lisesi'ne gittiğini ve aracı kullanırken üzerinde sivil kıyafet olduğunu anlattı. Tatbikat olduğu gerekçesiyle kışladan çıkarıldıklarını söyleyen Görgün, “Sıkıyönetimin, darbe olduğunu bilmiyordum" dedi.
'SABAHA KADAR ZPT İÇİNDE BEKLEDİM"
Köprüye geldiklerinde askerlerin, halka sıkıyönetimin ilan edildiğini söylediğini duyduğunu anlatan Görgün, “15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne vardığımızda saat 21.00'di. Yanımda cep telefonu yoktu. Darbe kelimesini duyduğumda tanklar köprüye gelmişti. Bir erin vurulduğunu gördüm. Ondan sonra kaçmaya başladım. Kaçacak yer bulamadım. Çatışma olduğu süre boyunca zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) içinde sabaha kadar bekledim. Bu arada silah ve top sesleri duydum. Ben sabah 03.30 ya da 04.00'te askeriyeye giderek teslim oldum. Polisler de gelip bizi aldı" ifadelerini kullandı.
Nihal Olçok: Kimin geldiğini biliyoruz, drama yapmıyoruz
'BİNBAŞI TAŞTAN HAVAYA ATEŞ AÇTI'
Duruşmada savunma yapan Adem Buruk, Kuleli Asker Lisesi'nde araç şoförü olarak görev yaptığını belirtti. “15 Temmuz günü 362 günlük askerdim. Terhisime 3 gün vardı" diyen Buruk, tatbikat gerekçesiyle, telefonlarının alındığını ve bölükte toplandıklarını söyledi.
Buruk, “Bir süre sonra 4 askeri araç geldi. Yola çıktık. Çengelköy'den Beylerbeyi'ne geldik. Bir süre ilerledikten sonra Binbaşı Ahmet Taştan 'Herkes insin' dedi. Taştan da G-3 silahıyla havaya ateş ederek Çengelköy tarafından gelen araçları durdurmaya başladı" diye konuştu.
'POLİS ARACINI DURDURDU'
Binbaşı Taştan'ın buradan geçen bir polis aracını durdurarak polislerin silahını aldığını söyleyen Buruk, “Polislere 'Siz bizimle geliyorsunuz' dedi. Sonra siyah bir arabayı durdurup dipçikle camına vurarak kırdı. Bize de 'O araçta canlı bomba var herkes arasın' dedi. Taştan'ın emrine karşı gelen askerlere de tokatla vurdu" dedi.
'SİLAH SIKMAZSANIZ BEN SİZE SIKARIM'
Adem Buruk, “Taştan'ın köprüde araçlardaki vatandaşlara 'Dışarı çıkma yasağı var, evinize dönün' diye bağırmamızı emretti. Saat 23.00 sıralarından itibaren halk karşıdan üzerimize doğru geldi. Halk gelmeye başlayınca aracın altına yatmaya başladık. Tankın üzerinden halka atış yapılmaya başlanınca insanların yere düştüğünü gördüm. Uzman Çavuş Mahir Çubuk orada bize 'Sabaha kadar adam vurdum, teslim olmam' dedi. Halk üzerimize gelince korkup kaçtık" ifadelerini kullandı.
Turgay Ödemiş isimli komutanlarının ateş etmelerini istediğini aktaran Buruk şunları söyledi:
"Yanımıza gelerek halka ateş etmemizi istedi. 'Eğer siz silah sıkmazsanız, ben size sıkarım' dedi. Bunun üzerine korkarak havaya iki el ateş ettim. Ahmet Taştan ile Turgay Ödemiş'in silahla halkın üzerine ateş ettiğini ve halkın bu sırada yere düştüğünü gördüm. Ben halka ateş etmedim. Halk üzerimize gelince korkuyla kaçtık, gelen insanların elinde sopa vardı. Yakalanan arkadaşlarımız çok dayak yiyordu. 15 aydır ailemden ayrıyım. Tahliyemi istiyorum."
Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi. (İSTANBUL/DHA)