Yıldırım kardeşleri ezen polis memuru için tahliye kararı verildi
Muhammet ve Furkan Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebebiyet veren polis memuru Ömer Yeğit, "Kurssuz ve sertifikasızdım" dedi. Mahkeme, Yeğit'in tahliyesine karar verdi. Tahliye beklemediklerini belirten baba Mesut Yıldırım, "Bir an önce suçluların cezalandırılmasını istiyoruz. Bundan az da olsa bir ümidimiz vardı" dedi.
CİZRE - Şırnak’ın Silopi ilçesinde evde uykudayken panzerin altında kalarak can veren 7 yaşındaki Muhammet ve 6 yaşındaki kardeşi Furkan Yıldırım’ın ölümüne neden iki polisin yargılandığı davanın duruşması görüldü. Savcı, tutuklu polis memuru Ömer Yeğit'in tahliye edilmesini istedi. Delillerin toplanmadığını belirten avukatlar, tutukluk halinin devamını yargılama talep ettiler. Mahkeme, Yeğit'in tahliyesine karar verdi.
Kararın ardından hukukçular ve Yıldırım ailesi açıklama yaptı. İlk duruşmada tahliye beklemediklerini söyleyen baba Mesut Yıldırım, "Bir an önce suçluların cezalandırılmasını istiyoruz. Bundan az da olsa bir ümidimiz vardı" dedi. Anne Nesime Yıldırım ise, "Bu karara ilişkin ne söyleyebilirim ki" diye konuştu.
Bugün Cizre 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan davanın ilk duruşmasına HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, Şırnak Barosu'na bağlı avukatlar, Furkan ve Muhammet kardeşlerin yakınları da katıldı.
'KURSSUZ VE SERTİFİKASIZDIM...'
Tutuklu polis memuru Ömer Yeğit verdiği ifadede zırhlı polis aracının kullanması için kurs almadığını ve sertifikası olmadığını belirterek şunları söyledi: Herhangi bir kusurum yoktur. Böyle bir kazanın olmasını asla istemezdim. Araç çalışır halindeyken hayatın olağan akışına aykırı araç aşağıya doğru hareket etti.
Bilirkişi raporda aracın daha tecrübeli kişiler tarafından durdurulacağını bildirmiş olsalar da elimden geleni yaptım. Kazanın asıl sebebi olan aracın neden durdurduğu hakkında bir çalışma yapılmamıştır. Gerekli müdahaleler yaptığım görülmektedir. Araç bakımlarının nasıl yapılacağı hakkında bilgilendirildim. Silopi'de sokağa çıkma yasağı olduğu zaman tecrübe kazanmam için aracı kullanıyordum.
4 Nisan 2017 tarihinde panzer tipi zırhlı araçta görevliyken görev listesinde değişiklik yapmaları üzerine görev yerine intikal ettim. MHP Silopi ilçe teşkilatı açıldığında panzer aracının görevlendirilmesi MHP ilçe binasına yapıldı. Mevcut kurssuz personeller atanacağı tarafıma bildirildi. Emniyet Genel Müdrülüğü'nün zırhlı taşıtlara ilişkin genelgesi tarafıma bildirilmemiştir.
Kurssuz ve sertifaksız olmama rağmen hiçe sayılarak panzer tipi zırhlı araçlarda çalıştırıldığımı yetkili birimlere bildirilmesini talep ediyorum. Kendi hayatımı hiçe sayarak olağanüstü gayret gösterdim. Böyle bir olaya müdahale olamadığım için yalan haberler ve sosyal medyadaki paylaşımlar psikolojimi bozdu.
'KURS ALMAM TARAFIMA BİLDİRİLMEDİ'
Mahkeme başkanı, Yeğit'e, "Kurs alman için adın listeye yazıldı tarafına bildirilmedi mi?" diye sordu. Yeğit bu soruya, "Hayır tarafıma bildirilmedi" yanıtını verdi.
TUTANAKLARA GEÇTİ
Mahkeme başkanı: Araç kaymaya başladığında ilk olarak ne yaptın?
Ömer Yeğit: Ayağım frendeydi. Direksiyonu çevirmeye başladım araç kaymaya başlamıştı. Ayağımı frenden çekip tekrar pompalama işlemi yaptım. Aracın farlarının kapalı olduğunu gördüm. Farlar yanmaya başladı. Bunun için start düğmesine bastım. Fakat araç kaymaya devam ederken aracı park konumuna getirmeye çalıştım. Ondan sonra direksiyon tamamen kilitlendi.
Yıldırım ailesinin avukatı Rojhat Dilsiz, Ömer Yeğit'e itiraz etti. Dilsiz, "Orada birkaç kişinin ismini verdi. Emniyetten verilen isimler. Ömer Yeğit, 'Benim eğitimim yoktu bu kişilerin bilmesine rağmen görevlendirildim' diyor. Bu isimlerin de tutanaklara geçmesini istiyorum" dedi. Bunun üzerine Yeğit'in iddia ettiği ihmali bulunan kişilerin isimleri tutanaklara geçti.
'GÖREV ALANIM ÇİZİLMEDİ'
İsimlerin tutanaklara geçmesinin ardından Avukat Dilsiz, Yeğit'e; "Koruma olarak mı görevlendiriliyorsunuz? Koruma olarak herhangi bir eğitimden geçtiniz mi? Diyelim binayı koruduğunuz zaman sizin görev alanınız neresi, sınırlarınız çizildi mi?" diye sordu.
Yeğit, bu soruya karşılık olarak eğitim aldığını, Silopi MHP ilçe binasının görev alanı olduğunu fakat görev alanlarının sınırlarının çizilmediğini söyledi.
Yeğit'in ardından Komiser Yardımcısı Murat Maden'in ifadesine geçildi. Mahkeme Başkanı Yeğit'in görevlendirilmesini Maden'in yaptığını hatırlatarak iddianameye ilişkin suçlamalara karşı ifade vermesini istedi.
'KURSSUZ DAHİ OLSA ZIRHLI ARACI KULLANSIN TALİMATI ALDIK'
Maden, kurssuz dahi olsa bir polis memurunun 'zırhlı aracı kullansın' talimatı aldıklarını, ilçe kaymakamı tarafından 'görevlendirilme yapılsın emri' geldiğini belirterek şunları söyledi; "2 çocuğun hayatını kaybetmesi bizi derinden üzdü. Arkadaşlarımın herhangi birinin alkolü olmadığı görüldü. Panzerde görevli arkadaşların herhangi bir cevap vermemesi üzerine ben de telefonla arama talimatı verdim. Bunun üzerine 3, 4 dakika üzerine olay yerine gittim. Orada bağırışmaları duydum. Yoldan geçen bir aracı durdurdum. Panzerdeki polisler , kurssuz ancak kaymakam beyin onuruyla görevlendirme yapılmıştır. İlçe Emniyet Müdürü'nün görevlendirmelerini yerine getirmek zorundayız. 'Kurssuz dahi olsa bu aracı kullansın' talimatı verildi. Şahsen bilerek yapmadım ama cezası neyse çekmeye hazırım."
SAVCI, TUTUKSUZ YARGILAMA İSTEDİ
Maden, son olarak, yurt dışı yasağı olduğu için yurt dışı görevlendirilmelerine gidemediğini, bu yüzden yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep etti.
Maden'in ardından Furkan ve Muhammet kardeşlerin babası Mesut Yıldırım konuştu. Olay gecesini şöyle anlattı; "O gün salonda 3 kişi kalıyordu. Anneleri olay anında bağırıp çağırıyordu. Mahalledeki komşularımız salon kapısını açmaya çalışıyorlardı ama açamadık. Anneleri, 'Muhammet Muhammet' diye bağırıyordu. Olay yerinden birkaç dakika sonra panzeri çektiler. Şikayetçiyim."
Savcı, Ömer Yeğit'in dosyanın delil durumunu, tutuklulukta geçen süresini göz önünde bulundurarak sanığın tutuksuz yargılanmasını istedi.
ŞIRNAK BAROSU BAŞKANI: TÜRK POLİSİ OLMAK TAHLİYE SEBEBİ DEĞİL
Sanık müdafilerinin ardından Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi söz aldı. Delillerin toplanmadığını söyleyen Elçi, "Bütün bunlar koruma anlayışına ters düşmektedir" dedi.
Sertifikasız araç kullanmanın ehliyetsiz araç kullanmakla aynı olduğunu belirten Elçi, "Sokağa girerken hemen park etme koşulu mevcuttur. Soruşturmanın, yargılama kasıtlı suç üzerinden yürütülmelidir. Türk polisi olmak bir tahliye sebebi değildir. Hukuk sisteminde kimsenin imtiyazı yok. Herkes eşittir. Muhtemel kastın açık olduğu görülecek" diye konuştu.
DİYARBAKIR BAROSU: BU İNSANLAR ÇOCUKLARINI MARS'A MI GÖNDERSİN?
Elçi'nin ardından Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen konuştu. Polis memuru Ömer Yeğit'in savunmasını eleştiren Özmen, "Kamu görevlisi olması sebebiyle 'Ben kelle kollukta geziyorum' gibi saçma sapan argümanlar tahliyeye gerekçe gösterilmez. Herkes kanun önünde eşittir. Bu cüreti kamu görevlisi olmayan bir sanık gösteremez" ifadelerini kullandı.
Olayda emniyetin ihmali olduğunu savunan Özmen, şunları söyledi:
"Muhammet ve Furkan evlerinde öldürülüyor. Bu çocuklar karşıdan karşıya geçerken ezilmiyor. Bu tarifi edilemez bir şey. Bu çocuklar yataklarında uyuyor. Ne yapsınlar, bu insanlar çocuklarını Mars'a mı göndersin? Diyelim ki benim ehliyetim yok, bugün buraya aracımla gelseydim ve birinin ölümüne sebebiyet verseydim... Bu davada ismi olan savcı taksirle adam öldürmekten hakkımda dava açardı. Bütün emniyet teşkilatı biliyor. Bunların ehliyeti yok. Cizre'de Silopi'de ehliyetsiz böyle birçok araç var. Bu hukuki olarak cinayet olmayabilir ama toplumda yarattığı tahribat düpedüz cinayettir. Tepeden tırnağa burada emniyetin ihmali var. Diğerleri nerede?"
AVUKAT DİLSİZ: YARGILAMALAR EKSİK OLDUĞU İÇİN BUNLARI YAŞIYORUZ
Özmen'in ardından söz alan avukat Rojhat Dilsiz hazırlanan iddianameyi eleştirdi. Panzerin hemen olay yerinden kaldırılmasının, delillerin yok edilmesi için yapıldığını öne süren Dilsiz, "Hazırlanan iddianameler ve yargılamalar eksik kaldığı için biz bugün bu olayları yaşıyoruz. Alınması gereken çoğu kişinin ifadesi alınmamış. Hazırlanan iddianame bu olayın üstünün kapatılması için yapıldı" şeklinde konuştu.
Rojhat Dilsiz, deliller toplanmadığı gerekçesiyle, Yeğit'in tutuklu yargılanmasını talep etti.
'BEN DEĞİL EMRİ VEREN SORUMLUDUR'
Mahkeme başkanı son olarak sanıklara söz hakkı verdi. Tutuklu polis memuru Ömer Yeğit, "Kazayı yaptığım için çok üzgünüm tutuksuz yargılanmayı istiyorum" dedi. Murat Maden ise "Emri veren sorumludur. Sorumlu ben değilim" dedi.
Duruşmaya 10 dakika ara verildi.
MAHKEME TAHLİYE KARARI VERİDİ
Aranın sonrasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu polis memuru Ömer Yeğit'in sabit ikametgahı ve suça kalkışma ihtimalinin bulunmamasını gerekçe göstererek tahliye kararı verdi. Bir sonraki duruşma, 11 Ocak 2018'de görülecek.
Mahkeme heyeti, Şırnak ve Diyarbakır barolarının olaydan doğrudan zarar görmemesi gerekçesiyle müdahillik taleplerini reddetti.
'BU ŞEKİLDE HAYATINI KAYBEDEN ÇOK ÇOCUK VAR'
Tahliye kararının ardından Şırnak Barosu, Diyarbakır Barosu, Muhammet ve Furkan Yıldırım’ın babası Mesut Yıldırım ile annesi Nesime Yıldırım, Şırnak Barosu'nda açıklama yaptı.
Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, keşif yapılmamış ve deliller toplamamış olmasına karşın tek tutuklu sanığını tahliye edildiğini belirtti.
Elçi, "Bu sebeple tahliye kararının yerinde bir karar olmadığını düşünüyoruz. Bu davayı da sonuna kadar adil bir yargılamanın yapılması için takip edeceğiz. Çünkü bunun üzerinde hassas bir şekilde durmak lazım. Panzer sürücüsünün herhangi bir sertifika almadığı görülmektedir. Bölgede bu şekilde hayatlarını kaybeden epey çocuk var. Bu yüzden daha çok hassasiyet gösterilmesi için bu tür davaların cezasızlıkla sonuçlanmaması gerekiyor" diye konuştu.
'BU OLAY SAMSUN'DA, DENİZLİ'DE YAŞANMAZ'
Elçi'nin ardından konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, davayı takip edeceklerini dile getirdi. Çocukların ölümünün tesadüf olmadığını belirten Özmen, şöyle devam etti:
"Bu bir trafik kazası olarak nitelendirilmez. İnsanların çocuklarını en güvenli bir şekilde tuttukları yer evleridir. Bu aracı kullanmaya ehil bir kimse yok. Araç ,11 tonluk iken 18 ton oldu. Biri bu aracı görevlendirilmiş durumda. Bu araçları kullanmaya ehil 2 kişinin Cizre de olduğu birinin de araçların başına geçirildiği çok acı. Biz çocuklarımızın ölmemesi için tüm bölge baroları ve hukukçular olarak mücadelemize devam edeceğiz. Cizre'de, Silopi'de çocuk ölümlerinin sıklıkla yaşanması bir tesadüf değil. Bunu herkes bilmeli. Silopi'de bir panzer bir eve girip 2 çocuğu öldürebiliyor. Bu olay Samsun'da, Denizli'de yaşanmaz."
BABA YILDIRIM: TAHLİYE BEKLEMİYORDUK
Muhammet ve Furkan Yıldırım'ın babası Mesut Yıldırım, davanın ilk duruşmasında tahliye beklemediklerini söyledi. Yıldırım, "Bir an önce suçluların cezalandırılmasını istiyoruz. Bundan az da olsa bir ümidimiz vardı" dedi.
Yıldırım'ın ardından Yıldırım kardeşlerin annesi Nesime Yıldırım ise, "Bu karara ilişkin ne söyleyebilirim ki" diyerek karara tepki gösterdi.