Yonca Şık: AİHM tercihini özgürlüklerden yana kullanmıyor
Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık, Ahmet Şık’a Raif Bedevi Cesur Gazetecilik Ödülü’nün verildiği Frankfurt Kitap Fuarında DW Türkçe'ye konuştu.
DUVAR - Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık, Ahmet Şık’a Raif Bedevi Cesur Gazetecilik Ödülü’nün verildiği 69’uncu Frankfurt Kitap Fuarına katıldı. Cumhuriyet çalışanları konusunda Türkiye hükümetine savunma için 23 Ekim’e kadar ek süre tanıyan AİHM’yi eleştiren Şık, “Burada kişisel hak ve özgürlüklerden bahsediyoruz. AİHM’nin Türkiye’de hukuk varmış gibi davranması aslında Türkiye’deki hukuksuzluğun yeniden üretilmesine neden oluyor” sözleriyle eleştirdi. Şık, AİHM’den hukukun işlemediği bir ülkeye yönelik karar talep etti.
‘AHMET TECRİTTE TUTULUYOR’
Bu süreçte pek çok gazetecinin kendileri ile dayanışma içinde olduğunu anlatan Şık, “Hem 2011’de hem şimdi bizimle çok fazla dayanışan insan var. Ahmet’in gazeteci arkadaşları, onunla ve aslında tüm tutuklu gazetecilerle dayanışıyorlar” dedi.
Ahmet Şık’ın cezaevi koşullarına ilişkin bilgi veren Yonca Şık, “Şu an koşullar 2011’e göre çok daha zor. Kötü derken daha sert, yani bir tecrit meselesi ile karşı karşıya Ahmet bugün. Tek başına bir koğuşta kalıyor. Daha önce avukat görüş kısıtlılığı da vardı. Herhangi bir doküman alışverişi olmaması için avukatlarını sadece haftada bir saat kamera kaydı ve bir gardiyanın gözetimi eşliğinde görebiliyordu. 24 Temmuz’da yapılan ilk duruşmadan sonra o avukat kısıtlılığı kalktı ama tecrit sürüyor” diye konuştu.
Ahmet Şık’ın büyük bir haksızlıkla karşı karşıya olduğunun altını çizen Yonca Şık, “Elbette öfkesi çok, çünkü çok büyük bir haksızlıkla karşı karşıya. Bir hukuksuzlukla karşı karşıya. Sadece kendisi değil kendisi gibi 150’den fazla gazeteci, siyasetçi pek çok insan aslında bir haksızlıkla karşı karşıya ve bu öfke de onu güçlü tutuyor. Ama sağlığı yerinde, öyle söyleyebilirim. Biraz gözlerinde bu tecritten dolayı bir sıkıntı var. Kolay değil elbette ki onun için” dedi.
‘AİHM’NİN TAVRI HUKUKSUZLUĞU YENİDEN ÜRETİYOR’
“Aslında tüm tutuklu arkadaşlar ve Ahmet için şu aşamada en önemli şey AİHM meselesi” diyen Şık şunları söyledi: “Türkiye, Ahmet’le ilgili savunmasını 23 Ekim’de yapacak. Burada kişisel hak ve özgürlüklerden bahsediyoruz. Burada Türkiye’de sanki yargı bağımsızmış, iç hukuk yolları açıkmış, bir hukuk devleti varmış gibi davranması aslında Türkiye’deki hukuksuzluğun yeniden üretilmesine neden oluyor. Bu arada hükümetin 24 Ekim’e kadar Deniz Yücel için de AİHM’ye bir savunma vermesi gerekiyor. Hukukun işlemediği bir ülkeye yönelik mekanizmaların geliştirilmesini istiyoruz. Sonuçta Türkiye bir hukuk devleti değil, bu çok açık bir şey. Bu nedenle siyasi nedenlerle cezaevinde bulunan kişilerin birer siyasi rehine olduğunu tekrar ve tekrar hatırlatmak gerekiyor. Türkiye’de gazetecilik adına, basın ve ifade özgürlüğü adına mücadele veren kurumlar var, siyasi partiler, platformlar, kişiler var. Ve onların bir şekilde desteklenmesi gerekiyor. AİHM’nin burada tercihini, evrensel hukuk değerlerinden olan kişisel hak ve özgürlüklerden yana kullanmadığını görüyoruz, ne yazık ki. Biz bir siyasi karar değil, hukukun işlemediği bir ülkeye yönelik birtakım mekanizmaların geliştirilmesini ve buna yönelik bir karar alınmasını bekliyoruz.” (DW: Türkçe)