Hak savunucularına açık mektup: Bize düşen enseyi karartmamak
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encu, hak savunucularına açık mektup yazdı.
Ferhat Encu*
Nalan, Özlem, İdil, Veli, Günal, İlknur, Ali ve Peter. Sevgili dostlar! Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum...
Size bu mektubu Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden yazıyorum ama yan koğuştan yüksek sesle konuşuyormuşum da sesim kulağınıza ulaşıyormuş gibi dinlemenizi isterim. Çünkü hiçbirinizle yakın tanışıklığım olmasa da, çoğunuzla henüz tokalaşıp ayak üstü muhabbet bile edemesem de mücadelemiz hep omuz omuza, seslerimiz hep yanyana oldu.
İnsan hakları mücadelesi; evrensel bağlamı olan, yerelden beslenip şekillenen, sivil toplumun içinde gelişen ve siyasetle hep dirsek temasında olan çok parçalı bir bütündür. Ben de bu bütünün bütün parçalarında olmasa da çoğunda hasbelkader bulunmuş bir arkadaşınız olarak en son mücadelenin meclis ayağında iken yaklaşık bir yıldır iktidar tarafından zorla alıkonulmuş durumdayım. Hasbelkader dedim çünkü her ne kadar öncesinde insan haklarına bir duyarlılık taşısam da başımıza gelen felaket mağduriyeti de mücadele sorumluluğunu da doğrudan omuzlarımıza yüklemiş oldu. Hepinizin yakından bildiği, çoğunuzun adalet mücadelesinde omuz verdiği Roboskî Katliamı’ndan bahsettiğimi anlamışsınızdır elbette.
Roboskî’de başlayıp mecliste devam eden hak mücadelemiz şimdi hapishane duvarlarında yankılanıyor, olsun! Bütün bu süreçte bizler; yani Özlem sen, Nalan Sen, Veli sen, İdil sen, İlknur sen, Peter sen ve Ali sen ve bendeniz, bizler hep hakkı savunduk, hep hakkın tarafında durduk, hep zalimlerin karşısında olduk. Elbette mücadele ederken de mağdur olurken de aynı mevzide olacağız, şüphesiz bu da haksızların haksızlığının tescili ve teşhiridir.
Hükümet tarafından 7 Haziran’dan sonra başlatılan Olağanüstü Siyasi Hal’in politikası sonucu çözüm süreci masası devrilip savaş politikası devreye sokulunca Sur’da, Cizre’de, İdil’de, Şırnak’ta işlenen insanlık suçlarına şahitlik etmemiz her türlü yöntemle engellenmek istendi, başaramadıklarında bizi hukuksuz ve mesnetsiz isnatlarla zindanlara koydular, aynı sizi koydukları gibi. Bunların hakikati hapsedebileceklerine dair güçlü bir yanılgısı var ve sürekli tekrar ediyor, etsin bakalım. Zulüm sürdükçe hak mücadelesi de sürecek!
Hak savunucuları gözü kara insanlardır. Ayrım yapmadan hakları ihlal edilen herkes için, hakikat ve adalet için çalışırlar. Hak için mücadele ederken hesap vermek istemeyen iktidar odaklarıyla ister istemez çatışırlar. Hesap verebilir olmaktan korkanlar, endişe duyanlar hakikatin üzerini örtmek için hak savunucularını yargılarlar. Dün böyle oldu, bugün de böyle oluyor. Yarın böyle olmasın diye böyle zamanlarda bize düşen enseyi karartmamak, gözü karalığımızdan adım geri atmamak, adalet ve hakikat mücadelesinin dört duvarla çevrilmekle bastırılamayacağını göstermektir. Siz 100 günü aşan hapsedilme sürecinizde bunu çok iyi gösterdiniz, size minnet ve teşekkürlerimi gönderiyorum.
Benim ve sizin gibi, hukuksuzlukta ‘asfaltı ağlatan’ bir siyasi süreci hapiste geçiren değerli Eşbaşkanımız Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabı Seher’de bir hikaye ‘Kara Gözlere Selam Olsun’ ismiyle yayınlanmış. Ben de hak mücadelesi karşısında gözü karalıktan bir adım geri gitmeyen “gözü kara” hak savunucularına öyle selam göndermek istiyorum: Kara Gözlere Selam Olsun!
Şırnak Milletvekili
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi