'Türkiye'de 20 milyon silahlı sivil var'

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akçan, Türkiye'de yaklaşık 20 milyon kişide silah olduğunu belirtiyor. "İstanbul’da silahlanma inanılmaz boyutlarda" diyen Aktan, vakfın araştırmasına göre, bu yıl silahlı olaylarda yüzde 27 artış olduğuna dikkat çekiyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Silahla işlenen cinayetlerde büyük bir artış var. Bu cinayetlerin önemli bir kısmı ise internetten çok kolay edinilebilen pompalı tüfeklerlle işleniyor. Son olarak İstanbul Pendik'de 17 yaşındaki Helin Palandöken internetten bu cinayet için sipariş edilen bir tüfekle öldürüldü.

Silahlanmaya karşı çalışmalar yapan Umut Vakfı'nın her yıl yaptığı araştırmalara göre ateşli silahlar ile işlenen cinayetler her yıl artıyor. Vakfın araştırmasına göre bu yıl bir önceki yıla göre bireysel silahlı olaylarda yüzde 27 artış var. Üstelik bu olayların büyük çoğunluğunda tüfek kullanılmış. Silahlanmadaki bu artışın nedenlerini silahlanma karşıtı çalışmalar yürüten Umut Vakfı'nın Yönetim Kurulu Üyesi psikiyatrist Ayhan Akçan ile konuştuk. Akçan, bireysel silahlanma ile ilgili bilgiler verdi ancak silahlanmadaki artışı 'çiğ köfte dükkanlarının sayısındaki artış'a bağladı...

Birkaç ay önce ABD tarihinin silahla işlenen en büyük katliamlarından birisi yaşandı. Bir otel odasında onlarca silah bulunduran bir kişi kalabalığa ateş etti. Bu kişinin daha önce böyle bir katliam yapacağına ilişkin hiçbir veri yok. 60  yaşına yakın, belli bir kariyeri olan birisi ve radikal bir eğilimi tespit edilememiş. Ama silaha çok kolay erişilebilen bir ülkede yaşıyor. Nedir bir insanı böyle bir olaya yönelten?

Tahminen orada madde kullanımı var. İki tür uyuşturucu vardır. Birisi beyni çok aktif hale getiren bir tanesi de baskılayan. O aktif hale getiren burada ismini vermek istemediğim bir madde kullanılmış. Bu madde gerçeği algılamanızı bozuyor ve kişi ne yaptığını bilmiyor. Bu konuda literatürde bu maddenin etkisi ile silahla yapılan inanılmaz boyutta vakalar var. Yani geçmişi temiz hiçbir problemi olmayan ama böyle bir katliam yapan kişiler çok fazla. ABD gibi ülkelerde bu olaylar çok fazla. Bu kişiler paranoya yapıyor, kıskançlık geliştiriyor. İçindeki şiddeti yakınındaki insanlara yöneltiyor. Eşlerini dövüyorlar. Türkiye’de de bu kişilerden çok fazla var. ABD'deki olayın özü böyle..

'SİLAHLANMA HAKKI YAŞAM HAKKIYLA EŞDEĞER TUTULUYOR'

Silaha kolay ulaşabilir olma, bu tür olayların daha da büyük boyutta olmasına mı yol açıyor?

Elbette. Türkiye ile ABD arasında şöyle bir fark var. ABD’de silah ruhsatı yok. Silah başvurusu yaptığınız zaman yaş sınırı yok, adli sicil kaydı istenmiyor, muayene yok. Her türlü silah temini serbest, özel sektörden alabiliyorsunuz. Aldığınız silahların geriye dönük balistik incelemesi yapılmıyor. Bu kadar rahat bir şekilde silah temin edebiliyorsunuz. Nüfusun tamamına bir silah düşüyor. ABDde ortalama bir yılda kırk binin üzerinde insan silahla vurularak öldürülüyor. Ayrıca ateşli silahla intihar oranı da bunun yarısı kadar. En önemliside ABD’nin dünyaya pazarladığı en önemli ürün silah. Dünyada resmi ifade edilen 150 trilyon dolar silah ticaretinin yarısını, 80 trilyon dolarını ABD karşılıyor. Anayasal hak olarak da silah taşıma bir özgürlük olarak görülüyor. Silah edinme hakkı yaşama hakkı ile eşdeğer tutuluyor. Silah dernekleri ABD’deki en büyük kuruluşlardır. Bunlar ABD'deki politik hayatta da çok büyük oranda etkililer. ABD Başkanı Donald Trump bu katliamdan sonra yaptığı açıklamada ‘silah edinmeyi zorlaştıracağız’ diye bir ifade dahi kullanamadı.

Peki Türkiye’de durum nasıl?

Bizim ülkemize gelecek olursak dünyada on birinci sıradayız. Yani silah varlığımız açısından küçük bir Amerika gibiyiz. Yani her üç kişiden birinde silah var. Yetişkin erkeklerin ise neredeyse tamamında silah var. Yaklaşık yirmi milyon silah olduğunu hesaplıyoruz. Bir yılda silahla ortalama on bin kişi ölüyor. İntiharda ikinci sıklıkta silah kullanılıyor.

DÜĞÜNLERDE HAVAYA ATEŞ AÇMAKTAN ÖLENLERİN SAYISI BİN KİŞİ

Silahla işlenen cinayetlere terör olaylarını katıyor musunuz?

Yok hayır. Bireysel silahla işlenen cinayetleri söylüyorum. Tamamen üçüncü sayfa haberlerinden 9 ayda derlediğimiz bin yedi yüz olay. Türkiye’de sadece yaz aylarında düğünlerde havaya ateş açmak gibi olaylarda ölen insan sayısı bin kişi.

Sadece düğünlerde havaya ateş ederek bin kişinin mi öldüğünü söylüyorsunuz?

Tabii sadece düğünlerde olan olaylarda sekiz yüz ile bin kişi ölüyor. Bu olayların büyük kısmında failler gizlenebiliyor. Çünkü ölenle öldüren genellikle akraba oluyor. Kaza denilerek kapatılabiliyor. Ölen öldüğü ile kalıyor. Ya da dava açıldığında öldürme kastı olmadığı için dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle adam öldürmeye yol açmaktan altı ay hapisle ya da para cezası ile kurtulunabiliyor.

Peki, silah edinme açısından Türkiye’nin durumu ne? ABD’de çok kolay diyorsunuz. Türkiye ile karşılaştırıldığında durum nedir?

Bizde silah edinmek çok kolay. 21 yaşını dolduran her Türk vatandaşı silah alabilir. Hâlâ 54 yılından kalan silah yasası geçerli. İki defa silah yasa tasarısı hazırlandı iki defa kadük oldu. Hazırlanan bu yasa tasarılarında reklam yasağı ve internetten satışla ilgili kısıtlamalar vardı. Ama maalesef olmadı. O nedenle 1954 yılından kalma yasa hâlâ yürürlükte. Yani hâlâ internetten satış yasak değil.

KHK İLE GETİRİLEN DÜZENLEME

İstanbul Kartal’da bir genç kadının öldüğü olayda internetten sipariş edilen silah kullanıldı. Bu silahlara baktığınız zaman aslında son derece gelişkin silahlar. Yani yedi sekiz defa seri atış yapabilen ve edinmesi kolay ucuz silahlar. Bunların bu kadar kolay edinilmesinin sebebi ne?

Av teskeresi ile alıyorlar. Yani avcılık yapacağım diyorsunuz. Bir kimlik ibraz edip bu silahları alabiliyorsunuz. Geçenlerde kanun hükmünde kararname ile bir değişiklik yapıldı. Öncelikle KHK ile işten atılanların silah almaları yasaklandı. Fakat bir önemli değişiklik daha yapıldı. Daha önce siz silah ruhsatı almak için başvurduğunuzda işlem başlatılıyordu. İşlem tamamlanınca ruhsat alıyordunuz. İşlem tamamlanması da altı ay bazen bir yıla kadar uzuyordu. Ruhsat aldıktan sonrada silahı alıyorsunuz, sonra faturasını ibraz edip kayıt ettiriyordunuz. Makine Kimya Endüstrisi'ne silahın kaydı yapılıyordu. Tüm bunlar zaman alıyordu. Şimdi talep ettiğiniz anda silahı alabiliyorsunuz.

Yani ruhsat çıkmadan silah alınabiliyor mu? Belki ruhsat verilmeyecek.

O zaman silahı geri alıyorlar. Çok kolaylaştırdılar. Bunun nedeni de 15 Temmuz darbesi. Mermi istihkak hakkı da arttırıldı. Daha önce 250 mermi bulundurma hakkı vardı. Şimdi binin üzerine çıktı. Yasa koyucu ruhsat vermeyi kolaylaştıralım böylece denetim altına alalım diye düşünüyor. Böyle bir görüş de var. Fakat çözülmediği gelinen sonuç itibariyle ortada. Hem çok yaygınlaştı. Son on yıldaki terör olayları ve darbe girişiminin ardından herkes silahlanmaya başladı.

'DEVLETİN CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAĞINA OLAN GÜVEN KAYBOLDU'

Peki burada devletin kolluk güçlerine olan güvensizlikte artış mı var?

Evet. Devletin can ve mal güvenliğini sağlayacağına olan güvensizlikte büyük bir artış var. Yani devletin jandarmasının polisin mal ve can güvenliğinizi sağlayacağına dair inanç büyük oranda sarsıldı. Bundan on yıl önce Umut Vakfı olarak yaptığımız bir araştırmada bu oran yüzde elli civarındaydı. Şimdi ise bu oran yüzde otuzlara kadar geriledi. Gerilemesi demek insanların silahlanması anlamına geliyor. Bunu engelleyemezsiniz. Zorlaştırıcı tedbir olmayınca da insanlar silahlanma yoluna gidiyor. Ya evinde bulunduruyor ya da arabasında taşıyor. Öncelikle de kolay olan silaha yöneliyorlar. Kolay olandan da kastımız şu; daha önce kuru sıkı silaha çok fazla yönelme vardı. 2012 yılında kuru sıkı silah tanımlandı ve silah kanunu kapsamına alındı. Yasak getirilince kuru sıkı silah kalktı. Dikkat ederseniz kuru sıkı silahlar ile işlenen olaylar artık yok. Fakat şimdi pompalı silahlara yönelindi. Pompalı silahlar ile ilgili acil bir düzenleme yapılmalı. Tabi nihai olan bunu mümkün olduğu kadar yasaklamak gerekiyor.

Pompalı silahlar ile ilgili internetteki ilanlara baktığınız zaman çok ucuz olduğunu görüyorsunuz. 300 - 400 liraya pompalı silah satışı yapılıyor. Bu kadar ucuz olmasının sebebi ne?

Bunun bir piyasası var. Yalnızca Türkiye’de değil Avrupada’da pompalı silahların piyasası var. Ve bu piyasaya en büyük satışı Türkiye yapıyor. Yani bu silahların en büyük üreticisi Türkiye oldu. Sanırım altmış milyon dolarlık bir pompalı silah yurt dışına satılıyor. Talep olunca üretim de oluyor. Tabi bir de merdiven altı üretimler de yapılıyor. Denetim konusunda da büyük bir sorun var.

Üretilen bu silahların bir kaydı yapılıyor mu?

Orada da bir sıkıntı var. Daha önce Türk silahlı Kuvvetleri bu kayıtları tutuyordu. Yani MKE üzerinden askeriye bu kaydı tutuyordu. Şimdi orada da bir dağınıklık var. Yani Milli Savunma Bakanlığı bazı silahların kaydını tutuyor, sanayi ve ticaret bakanlığı üretim açısından bazı firmaların kayıtlarını tutuyor. Ancak ortak bir veri tabanı yok.

'SİLAHLARIN ÇİPİ OLMALI'

Nasıl bir kayıt sistemi olabilir?

Ehliyetinizin nasıl bir çipi varsa silahların da olmalı. Bunun yapılması içinde bir veri tabanının olması lazım. Yani hem üretim aşamasında hem ruhsat aşamasında bu çipin olması lazım. Herhangi bir balistik incelemede bu çipin önemi büyük.

Kırsal ve şehirler açısından silahlanma açısından bir fark var mı?

Yok hayır. Yani kırsal kesim zaten şehirlerde yaşıyor. Ve kendi kültürünü de buraya taşımış durumda. Benim şöyle bir tespitim var. Bir yerde çiğ köfte dükkânları arttıysa orada silah da artıyor. Güven duygusu ile alakalı bir şey. Kültürel mantık aynı oradan devam eder. İstanbul’da silahlanma inanılmaz boyutlarda. Tabii şehrin kentli bölgeleri var. Oralarda daha az görüyoruz. Bizim İstanbul’a ilişkin yaptığımız bir araştırmada yeni göç bölgelerinde silahla işlenen cinayetlerin daha fazla olduğunu gördük. Ama Kadıköy, Bakırköy gibi daha kentli bölgelerde bu olaylar daha az görülüyor.

Peki kadın cinayetlerinde silah kullanımı ne oranda?

Kadına yönelik şiddet olaylarında yüzde yirmi oranında silah kullanılıyor. Silah ya kadına karşı tehdit unsuru olarak kullanılıyor ya da cinayetler silahla işleniyor. Tersten şöyle bir durum da tespit ettik. Bakırköy Kadın Tutukevi'nde yaptığımız bir araştırmada cezaevinde olan kadınların yüzde kırkının cinayetten yattığını tespit ettik. Bu kadınların tamamı cinayeti eşlerinin silahı ile işlemişlerdi. Ve silahla işlenen bu cinayetlerin çoğunluğunda tüm mermi boşaltılmıştı. Tamamen kontrol kaybı ve hunharca öldürme vardı. Yani bu olay yalnızca erkekle alakalı değil. Evde silah bulundurulması hem erkek hem kadın hem de çocuklar için büyük bir tehlike. Biz bu nedenle evde silah bulunduracak erkeklerin kadından olur almasını istiyoruz. Yani silah ruhsatı alırken böyle bir madde olmalı. Yani kadın kendisine yönelik bir şiddet girişiminde yada olayda şikayet ettiğinde silah geri alınmalı.