Figen Özbek: Duygusal istismara maruz kalan çocuklar her türlü istismara açık hale gelir

Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu'nun düzenlediği forumda duygusal istismar konuşuldu. Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu Başkanı Figen Özbek "Duygusal istismara maruz kalan çocuklar bulundukları ortamdan kaçarlar ve her türlü istismara açık hale gelirler" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu, "İstismarın Görünmeyen Yüzü" başlıklı forum düzenledi. Dün gerçekleşen forumda "Duygusal İhtiyaçlara Yönelik Anne Baba Tutumu Araştırması"nın sonuçları da paylaşıldı.

Forumun açılış konuşmasını yapan Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu ve Koruncuk Vakfı Başkanı Figen Özbek, "Çocuklara yönelik istismarın 10 kat artmış olduğu bir dünyada yaşamak çok üzücü. Çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen her türlü durum ve davranış bir toplum zafiyetini ortaya çıkarır" dedi.

'ÇOCUK POLİTİKALARI SİVİL TOPLUMLA BİRLİKTE HAZILANMALI'

Çocuklarla ilgili politikaların sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hazırlanması gerektiğimi belirten Özbek, "Duygusal istismar, çocukların güven duygularını yok eden sebeplerden biridir. Duygusal istismara maruz kalan çocuklar bulundukları ortamdan kaçarlar ve her türlü istismara açık hale gelirler. Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu olarak duygusal istismara yönelik birçok çalışma gerçekleştiriyoruz. Bu konuda yaptığımız çalışmaların çocuklara ve ailelere ulaşması için gayret ediyoruz. Bu gayretlerimizin çocuk hakları temelli sonuçlar doğurmasını umuyoruz" diye konuştu.

GfK Tüketici Deneyimleri Genel Müdürü Fulya Durmuş, "Duygusal İhtiyaçlara Yönelik Anne Baba Tutumu Araştırması"nın sonuçlarını paylaştı. Durmuş, "Çocuklara sıkça söylenen cümlelere baktığımızda tehdit, kıyaslama, küçümseme ve korkunun çok keskin olduğu cümlelerin yer aldığını görüyoruz” dedi.

'DUYGUSAL İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUK ÖFKE DOLU DAVRANIŞLAR SERGİLER'

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşen Ufuk Sezgin ise "Duygusal istismar; bir çocuğun duygusal gelişimini veya kendilik değeri duygusunu bozan davranış kalıplarıdır. Bunlar sürekli eleştiri, tehdit veya reddin yanı sıra sevgi, destek veya rehberlik etmemek de olabilir" şeklinde konuştu.

Duygusal istismara maruz kalan çocuklarda aşırı tedirginlik hali başladığını kaydeden Sezgin, şunları söyledi:

"Bu tedirginlik nedeniyle kendilerini ifade etmek konusunda sorun yaşarlar ve aşırı pasifleşir ya da öfke dolu davranışlar sergilerler. Uzun süreli etkileri içerisinde ise depresyon, içe kapanma, düşük benlik algısı, duygusal dengesizlik, intihar düşüncesi, istismarı yapan kişiye aşırı bağlılık görülebilir. Çocukken duygusal istismara uğrayan kişi yetişkinlik hayatında da partnerlerini seçerken duygularını istismar edebilecek birine bağlanabilirler."

'İSTİSMARA UĞRAYANLARIN YÜZDE 40'I AYNI DİSİPLİN YÖNTEMLERİNİ KULLANIYOR'

Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyesi, psikolog Yrd. Doç. Dr. Yudum Akyıl, duygusal istismarın kuşaklararası aktarımı hakkında konuştu. Akyıl, "Duygusal istismar etkilerinin görünemez olması onları konuşulamaz hale de sokuyor bu nedenle çok erken dönemde konuşulabiliyor olması lazım. Duygusal istismar davranışları nesiller arasında yüzde 30 ila 60 oranında arasında değişiyor. İstismara uğrayanların yüzde 40'ı aynı disiplin yöntemlerini kullanıyor" dedi.

'ENDİŞELİ AİLELER ÇOCUKLARINI KORKUTARAK KONTROL ETMEYE ÇALIŞIYOR'

Psikiyatrist Prof. Dr. Yankı Yazgan, "Günümüz ailelerinde her şeyi mükemmel yapma gibi bir endişenin var olduğunu görüyoruz. Çocuklara sürekli 'sen çok özelsin' diyen aileler aslında çocuklarını memnun etmek isterken temelde istismarcı davranışlara da yol açabiliyorlar. Endişeli anne babalar, çocuklarını da korkutarak kontrol etmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

'ŞİDDET UYGULAYANLAR VE ÖNLEMEYENLER İÇİN MAHKEME SÜRECİ BAŞLATILIR'

Adli Bilimler ve Sosyal Hizmet Uzmanı Oben Südütemiz ise duygusal istismar konusunda kurumsal işleyişler hakkında bilgi verdi. Südütemiz, şunları söyledi:

“Aile Bakanlığının 'Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı' raporunda çocuklara yönelik verilen hizmetlerin temel bir sorun olduğu vurgulanmıştır. Devletin çocuklara yönelik yasal yükümlülükleri arasında; saygı gösterme, koruma, yerine getirme, ortam yaratma ve hizmet verme bulunuyor. Şiddetin cezasız kalmamasını sağlama, adaletin yerini bulması için mağdura hakkının telafi ve tanzimi devletin görevidir. Şiddeti uygulayanlar ve şahit olup önlemeyenler için mahkeme süreci başlatılır. Ayrıca çocuğun şiddetsiz hayatına dönmesi için rehabilitasyona alınması da bu koruma siyasetinin içerisinde yer alıyor.”