Ayşe Acar Başaran: Karşımızda hak ihlalleriyle dolu bir KHK var
Yeni KHK'leri değerlendiren CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Türkiye’nin demokrasisine doğrudan zarar verecek dört ana başlık var" dedi. Tanrıkulu gibi hukukçu olan HDP milletvekili Ayşe Acar Başaran da "Karşımızda hak ihlalleriyle dolu bir KHK var" diye konuştu.
ANKARA - Resmi Gazete’de, bugün yayınlanan iki yeni KHK'nin en fazla tartışılan dört maddesini, CHP ve HDP’nin hukukçu iki milletvekiliyle konuştuk.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na göre KHK’deki taşeronlara kadro düzenlemesi “bir parmak bal çalmak”. “KHK’da Türkiye’nin demokrasisine doğrudan zarar verecek dört ana başlık var” diyen Tanrıkulu bunların "Bütçesi dün olağanüstü artırılan Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın Savunma Bakanlığı’ndan alınarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması; olağanüstü hal ile ilgisi olmadığı halde bir OHAL KHK’sı ile Danıştay ve Yargıtay üyelerinin sağlık harcamalarının milletvekilleriyle eşit statüye getirilmesi; tutuklu ve hükümlülere tek tip elbise dayatması; mahkemenin karar vermesi gereken bir eylemin suç olmaktan çıkarılması” olduğunu ifade etti.
'YURTTAŞLARA KORKMAYIN, ÇEKİNMEYİN ÇAĞRISI YAPILIYOR'
696 Sayılı KHK’nın 121’inci maddesindeki “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak" şeklindeki düzenlemeyi CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şöyle eleştirdi:
“KHK ile işlenmiş bir suçun suç olmaktan çıkarılması ve ceza muafiyeti sağlanması mümkün değil zaten. Son derece yanlış bir düzenleme. Bir eylemin suç olup olmadığına mahkeme karar verir. Düzenleme 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen eylemleri kapsıyor gibi görünse de bundan sonrası bakımından da herhangi bir toplumsal olayda, ‘bu bir darbe girişimiydi’ denilerek, örneğin Gezi benzeri bir olayda, yurttaşlara çekinmeyin, korkmayın’ çağrısı yapılıyor. Bunun yolunu açan bir düzenlemedir.”
'YARGITAY VE DANIŞTAY ÜYELERİ BU İMTİYAZI REDDETMELİ'
Tanrıkulu Yargıtay ve Danıştay hâkimleri ve savcılarının sağlık harcamalarının milletvekili statüsüne getirilmesini de eleştirerek “hakim ve savcılar bu imtiyazı reddetmelidir” dedi. “Böyle bir ihtiyaç varsa Meclis’e getirilir ve dört partinin onayıyla geçirilirdi ama bu OHAL KHK’sı ile yapıldı. Bu ne anlama geliyor?” diye soran Tanrıkulu sözlerine şöyle devam etti:
“Bu, ‘siz bize uygun karar vermeye devam edin, biz sizin her türlü kişisel yaşamınızı rahatlatmaya devam edeceğiz’ demektir, Yargıçlara çağrı yapıyorum: bunu siz reddedin! Bu dönemde KHK ile bir düzenleme yapılması bağımsız olduğunuz kuşkularını arttıracaktır, tarafsızlığınıza gölge düşürecektir. Bundan sonra verilecek her kararda Yargıtay ve Danıştay üyelerine tanınan bu imtiyazın izi konuşulacak.”
'KARŞI ÇIKTIKLARI UYGULAMALARIN UYGULAYICISI OLDULAR'
Tanrıkulu, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere tek tip kıyafet zorunluluğu getiren düzenlemeyi ise, “AKP’nin hafızası partinin kurulduğu tarihle başlıyor. Kendi milletvekillerinin eski Refah Partili milletvekillerinin tek tip elbise dayatmasında aldıkları rolü unutmuş gibiler. Mehmet Bekaroğlu epey çaba göstermişti o zamanda. Geldikleri yeri de reddediyorlar. Karşı çıktıkları bütün uygulamaların şimdi uygulayıcısı oldular” sözleriyle eleştirdi.
KHK’deki bir diğer önemli düzenlemenin Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın, Savunma Bakanlığı’ndan alınarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması olduğunu söyleyen, Tanrıkulu, “Bu durum Cumhurbaşkanı bunu da kontrol ediyor gibi görünse de çok farklı kuşkular doğurur. KHK’yı görür görmez sosyal medya hesabımdan paylaşımımda da ‘Savunma Sanayi, medya patronları ve AK Parti ilişkisi dikkate alındığında bu acayiplik neden?’ diye sormuştum. Bu şüphe uyandırıcı bir düzenlemedir” dedi.
'BU, PARAMİLİTER GÜÇLERİ DESTEKLEMEK ANLAMINA GELİR'
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran da hukukçu olarak 696 Sayılı KHK’nin 121’inci maddesindeki düzenlemenin açıkça Anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Başaran, “iç savaş düzenlemesi” olarak yorumlanan bu maddeyi şöyle yorumladı:
“Bunun hukuki olarak değerlendirilecek bir yanı yok. Ne Ceza Kanunu ne Anayasa ne de Türkiye’nin altında imzası bulunan uluslararası anlaşmalarda yeri olan bir düzenleme. Açıkça Anayasa'ya aykırı. Belirsiz bir kesime af niteliğinde bir düzenleme. Affı ancak Meclis düzenler. Sadece 15 Temmuz gecesi meydana gelen olaylar demiyor, ‘sonrasında benzer veya bunun devamı nitelikteki olaylarda da’ diyor. Hem geçmişe hem geleceğe dönük bir af niteliğinde. Bu, paramiliter güçleri desteklemek anlamına gelir. Tümden bir cezasızlık halinden söz ediliyor. İktidar nasıl bir plan peşinde hep birlikte göreceğiz ama bunun ne getireceğini öngöremez bir haldeyiz. 80 darbesinde darbecileri koruyan bir düzenleme getirilmişti. Bu da öyle. Demek ki darbe başarılı olmuş.”
'CEZAEVLERİNE DÖNÜK AÇIK BİR PROVOKASYON'
HDP’li Başaran cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulamasının, "açıkça provokasyon" olduğunu ifade etti. Başaran şöyle konuştu:
“Bu, cezaevlerine dönük açık bir provokasyondur. Düzenleme ikiye ayrılmış: Devlete karşı işlenen suçlar ve terörle mücadele kapsamına giren suçlar… Terörle mücadele kapsamına giren suçlar o kadar geniş ki... Propagandadan tutuklu biri mahkemeye bu kıyafetle gitmeye zorlanacak. Hakim onu suçlu görecek. Nereden tutsanız elinizde kalacak, hak ihlalleriyle dolu bir düzenleme. İnsanlar bunu reddedecek, böylece savunma hakları ellerinden alınacak, görüş yasağı getirilecek, aileleriyle telefonda konuşturulmayacaklar. İşkence yöntemlerinin de önü açılmış olacak. Karşımızda hak ihlalleriyle dolu bir KHK var.”
‘AKP MİLLETVEKİLLERİ DE KHK’YI RESMİ GAZETE’DEN ÖĞRENDİ’
Sadece muhalefet değil AK Parti milletvekillerinin de KHK’yi Resmi Gazete’den öğrendiğini söyleyen Ayşe Acar Başaran, “Bir pazar sabahı, tatil günü, bütçe görüşmeleri bitmiş ve Meclis tatildeyken, kamuoyu oluşamayacak bir günde getiriliyor böyle bir KHK. Bilerek yapıyorlar bunu. Bırakın muhalefeti AKP milletvekilleri de Resmi Gazete’den okuyorlar düzenlemeyi. Her şeyi bir torbaya atmışlar ve insanların hayatını etkileyecek bir sürü hak ihlalleriyle dolu, en temel insan haklarını hiçe sayan, hukuka girişte öğretilen temel ilkelerin hepsine aykırı bir düzenleme bu" dedi.