Bir yıldır hücrede tutulan iki kadın mahpus: Sesimizi duyun!

DUVAR - Kocaeli'deki Kandıra Cezaevi'nde bulunan hükümlü Hüsna Kılıç 1 yıl 3 ay, henüz cezası bile kesinleşmemiş Seher Orçu ise 1 yıldır hücrede tutuluyor. İki kadın mahpus cezaevinde yaşadıkları kötü muameleye ve tecride karşı kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıyor.

İki kadın mahpusun yaşadıkları koşulları gündeme getirmek amacıyla Özgürlükçü Hukukçular Platformu'ndan bir grup avukat Kandıra Cezaevi'ne giderek Kılıç ve Orçu'yla görüştü. Tecritteki iki kadın mahpusla görüşen avukat Ezgi Duman,  Orçu ve Kılıç'ın yaşadıkları tecrit koşullarından bahsederken Kılıç ve Orçu'nun, seslerini duyurmak istediklerini söylüyor. Öte yandan ÖHP'li avukatlardan Fatma Özdemir, Nevroz Uysal, Ezgi Duman ve Numan Arıtürk, Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesi'nde devam eden tecrit koşulları ve kötü muameleye karşı Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

'BU GEREKÇE İLE HÜCREDE TUTMAK HUKUKA AYKIRI'

Müvekkili Orçu'yla ilgili bilgi veren avukat Ezgi Duman, müvekkilinin yargılandığı suçlardan dolayı hücrede tutulduğunu söylüyor. Bu gerekçeyle bir mahpusun hücrede tutmanın hukuka aykırı olduğunu belirten Duman, “Her şeyden önce söz konusu kadın mahpuslar zaten yüksel güvenlikli hapishanede tutuluyor. Ve bu yargılandıkları fiillerle alakalı. Bir de üzerine tekli hücrede tutulmalarının hiçbir mantığı yok. Ağırlaşmış müebbet rejimi ve kimlerin bu rejime tabi olacağı belirtilmişken, bu çerçevede yargılanmamış kişileri tekli hücreye koymak keyfi bir tecrit rejimi oluşturmak anlamına gelir. Kaldı ki Seher henüz tutuklu yani henüz bir suç işlediği kesin değil ve hakkında verilmiş bir mahkumiyet kararı yok. Şu an uygulanan sadece bir koruma tedbiri olan tutuklama. Haliyle hakkındaki suçla ilgili ceza alacağı nereden belli? Kocaeli 2 Nolu F Tipi İdaresi kendince Seher’e cezayı vermiş, hükmü kesinleştirmiş, infaza başlamış” dedi.

'SESİMİZİ DUYURUN...'

Duman, Orçu ve Kılıç'la görüşme sırasında iki kadın mahpusun kendilerine, 'Sesimizi duyurun' dediklerini söyleyerek cezaevindeki görüşmeyi şöyle anlatıyor: “Seher ve Hüsna diğer mahpuslar ile bir araya gelemedikleri için tecrit hissi yarattığından bahsettiler. Hiçbir spor sohbet etkinliğine katılamıyorlar. Hüsna, uzun süre başka hapishanelerde hükümlü olarak kalmış, yargılandığı dosya aynı olmasına rağmen oralarda böyle bir muamele görmemiş. Bu yüzden burada böyle bir şeyle karşılaşmasına anlam veremediğini söylemişti. İkisi de özellikle yaşadıkları tecritin gündeme gelmesini istiyorlar. Çünkü zaten kendilerine yapılan muamele yalnızlık hissi yaratma amaçlı. Bu yüzden dayanışma çok önemli.”

TÜRKİYE'NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER HATIRLATILDI

Kandıra Cezaevi'nde iki kadın mahpusun yaşadıkları tecrit koşullarına itiraz eden avukatlar Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı'nda suç duyurusunda bulundu. Yapılan suç duyurusunda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hatırlatılarak; “Bir kötü muamele biçimi olarak, tecrit suçtur ve uluslararası metinlerde doğrudan ya da dolaylı olarak yasaklanmıştır” denildi. Ayrıca yapılan suç duyurusunda, “Müvekkillerin tecrit içinde tutulmasının sorumlusu olan görevlilerin tespit edilerek şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması, ilgili hapishane kayıtlarının ilgili biriminden istenmesi” talep edilirken, Orçu ve Kılıç'ın maruz kaldığı 'işkence' ye tanıklık eden komşu hücrelerdeki mahpusların da tanık sıfatıyla dinlenmesi istendi.