'Yargı eliyle halk HDP'den uzaklaştırılmak isteniyor'

OHAL’in ilanından sonra bölgede her kesimden insanın gözaltına alınması ve tutuklanması alışıldık bir durum haline geldi. Özellikle DBP ve HDP yönetici ve üyelerinin neredeyse tamamı gözaltına alındı ve pek çoğu tutuklandı. Bir yılda yoğun tutuklamaların gerçekleştiğine dikkat çeken HDP’nin avukatlarından Osman Çelik, hükümetin yargı yoluyla halkı HDP’den uzaklaştırmak istediğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edilmesi, bütün Türkiye’nin yeni bir sürece başlamasının kapılarını açtı. OHAL üç aylık periyotlarla uzatıldıkça ve giderek bir kalıcı yönetim biçimi olmaya başlayınca itirazlar da artmaya başladı. OHAL sayesinde Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) elini güçlendiren hükümet durumdan memnun. Ancak siyasetçilerden iş çevrelerine, memurundan sıradan vatandaşa kadar pek çok kesimin canı OHAL uygulamalarından dolayı yanmaya başladı.

OHAL bütün Türkiye’de uygulanıyor. OHAL’in yanı sıra belediyelere kayyım atanması, bölgenin sıkıntısını ikiye katlamış oluyor. Bölgedeki sıkıntılara şunu da eklemeli: Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP’ içinde siyaset yapanlara yönelik gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamaların oranı birkaç misli arttı. İki partiye üye olan, il ve ilçe teşkilatlarında yönetici olarak görev alanların neredeyse tamamı bir yıllık süre içinde gözaltına alındı. Kimisi aylarca tutuklu kalıp ilk duruşmada şartlı tahliye edildi, kimisinin ise tutukluluk halinin devamını karar verildi.

‘GÖZALTINA ALMA BİÇİMİ DE HUKUKSUZ’

Osman Çelik, bir dönem kendisi de cezaevinde yatmış bir avukat. Şimdi HDP’nin avukatlarından. Çelik ile bir yılda HDP’lilere yönelik gözaltına alınmaları konuştuk. Çelik, “Bir kere gözaltına alma şekli hukuksuz” diyerek anlatmaya başlıyor son bir yılı ve devam ediyor: “Diyelim bir şekilde hakkınızda bir soruşturma olduğunu duydunuz. Bunun üzerine emniyete, savcılığa gittiniz ve ‘Hakkımda herhangi bir soruşturma var mı?’ diye sordunuz. Savcılıktan herhangi bir soruşturmanın olmadığı bilgisini aldıktan sonra günlük hayatınıza dönüyorsunuz. Ancak birkaç gün sonra Özel Harekatçılar sabaha karşı evinizi basıyor, hakaret ediyor, yaka paça gözaltına alıyor. Demek istiyorlar ki biz sizi istediğimiz zaman, istediğimiz şekilde gözaltına alırız. Bu bile gözaltına alma olayının hukuksuzluğunu, keyfiliğini gösteriyor.”

HEDEFTE KÜRTLER VE MUHALİFLER VAR

15 Temmuz’dan sonra hükümetin darbecilere yönelik operasyonlar düzenlediğini, ancak sonrasında tüm muhalif kesimlerin hedef haline getirildiğini belirten Çelik, şu örnekleri veriyor: “Hükümet daha sonra sosyalistlere, muhaliflere ve Kürt hareketine yöneldi. Sosyalistlere ve Kürtlere yönelik yönelik yoğun gözaltılar başladı. Kurumları kapatıldı. Basit bir nedenle, yani ortada hiçbir delil ya da gerekçe olmadan gözaltına alınıp tutuklandı. Bazıları haklarında bir yıl iddianame bile hazırlanmadan tutuklu kaldılar ve ilk duruşmada serbest bırakıldılar. Çünkü bir suç delili yok. Tutuklanan bazı insanlar ise 4-5 duruşma sonra serbest bırakıldılar. Ama bu duruşmalar da sağlıklı gerçekleşmiyor. Bizim izlenimimiz, düşmanca bir tavırla insanların tutukluluğunun devamı istedikleri yönünde. Çünkü bir delil yok ortada. Bu insanlar tutuklanmadan da yargılanabilirler. Benim izleyebildiğim davalardan edindiğim izlenim, mahkemeler aracılığıyla Kürt hareketini pasifize etmek, darbe vurmak amaçlanıyor.”

‘HALK ÖFKE BİRİKTİRYOR’

Uzun tutukluluk sürecinin hükümetin işine yaradığına belirten Çelik “Hükümet yargıya intikal etmiş davalar sayesinde eleştirileri geçiştirebiliyor. Eleştirilere, ‘Dava yargıda’ diyerek cevap verebiliyor. Bu uzun tutukluluk süreçleri yarın bir baskın seçim yapılırsa yine hükümetin işine yarayacaktır. İddianamelerin hazırlanmamasının bir diğer nedeni de yargının yükünün artması nedeniyledir. Çünkü çok sayıda hakim ve savcı işten uzaklaştırıldı ve bir boşluk oluştu. Bu kadar yoğun tutuklamaya diğerlerinin zamanı yetmiyor" diyor.

HDP ve DBP’lilerin gözaltına alınıp tutuklanmasının yeni bir şey olmadığını söyleyen Osman Çelik "Eskiden de partide görev alanlar tutuklanıyordu. Parti çalışanlarını çalışamaz, siyasi faaliyet yürütemez hale getirmek istiyorlar. Son dönemde ise sadece partinin yöneticilerini, üyelerini tutuklanmakla yetinmiyorlar, partide oluşacak bir boşluğu dolduracak niteliklere sahip herkesi almaya başladılar" bilgisini veriyor ve ekliyor:

Hükümet, yargı eliyle yoğun gözaltı ve tutuklamalarla halkı HDP’den uzaklaştırmaya çalışıyor. Ancak bu konuda başarılı olmadı, tam tersine bu politika halkın tepkisine neden oluyor, Konuşandan değil susan halktan korkmak gerekir. Halk biraz içine kapanmış olabilir, susmuş olabilir ama çok büyük öfke biriktiriyor. En kötüsü de halk, demokratik siyasetten umudunu kesiyor. Hükümetin antidemokratik bütün uygulamalardan, gözaltına alma tehdidinden vazgeçmesi gerekiyor.”