Ferhat Encu: Roboski katliamı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybettirildi
Roboski katliamında kardeşiyle birlikte 9 akrabasını kaybeden HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encu, cezaevinden mektup gönderdi: Roboski katliamı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybettirildi...
DUVAR - Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Ferhat Encu, 28 Aralık 2011 tarihinde Uludere’nin Roboski köyünde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 sivilin yaşamını yitirmesinin 6’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir mektup kaleme aldı. Katliamda kardeşi Serhat Encu ve 9 akrabasını kaybeden Encu, avukatları aracılığıyla gönderdiği mektubunda, her gün benzer katliamların yaşandığını dile getirdi. Encu “Bize düşen zalime ve kötülüğe boyun eğmemektir. Umudu ve direnişi büyütmektir” dedi.
Evrensel'de yer alan habere göre, Encu gönderdiği mektupta şu ifadeleri kullandı:
SORUMLULAR TERFİ ETTİRİLMİŞ:Umudun ve direnişin her daim diri olduğu mekanlardan tüm halkımıza ve çalışanlarımıza sıcak dolu sevgilerimi, saygılarımı ve selamlarımı iletiyorum Her gün yeni Roboskilerin acısını yaşadığımız günlerde Roboski Katliamının altıncı yılını geride bırakıp yedinci yılına girmiş bulunmaktayız. Her katliamda olduğu gibi Roboski katliamında da maalesef sorumlular aklanmış ve terfi ettirilmiş, Roboski katliamı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybettirilmiştir. Bizler için Roboski katliamının hiçbir karanlık noktası kalmamıştır. Siyasi ve askeri sorumlular bellidir ve hala birçoğu görevlerinin başındadır. Sadece yargılanmaları beklenmektedir.
Roboski'de acı altıncı yılında: Giydiğimiz elbiseler hâlâ simsiyah!
BU SAKAT BİR ANLAYIŞTIR: Altı yıldır Roboski aileleri öncülüğünde halkımız ve insan hakları savunucuları bunun mücadelesini vermektedir. Bu adalet ve vicdan mücadelesini verdikleri için bugüne kadar sayısız kişi hakkında soruşturmalar açılmış ve nihayetinde de davaya dönüştürülmüştür. Birçok kişi tutuklanmış ve para cezalarına çarptırılmıştır. Tüm bu hukuksuzluklar ve baskılar yetmiyormuş gibi 4 Kasım’da halk iradesine vurulan darbe sonucunda Roboski katliamının sorumlularını yargılamayan yargı, Roboski'yle ilgili bir konuda beni tutuklayıp cezaevinde rehin olmamı sağlamıştır. Bu karar Roboski katliamına karşı olan bakış açılarının bir göstergesiydi. Şüphesiz bu bakış açısı siyasal iktidarın bakış açısından farklı ve bağımsız değildir. Kürtlerin ve muhaliflerin canı söz konusu olunca iktidarı ile yargısı aynı zihniyet doğrultusunda hareket eder. Tarihte bunun sayısız örnekleri mevcuttur. Uğur Kaymaz’dan Ceylan Önkol’a, Ali İsmail Korkmaz’dan Berkin Elvan’a, Hrant Dink’ten Tahir Elçi’ye kadar bu böyle sürmüştür. Çünkü devlet anlayışında insanı yaşatma yoktur, devleti yaşatma vardır. Bu sakat bir anlayıştır. İnsanın özünde yaşatma vardır.
BİZE DÜŞEN HAKİKATI HAYKIRMAKTIR: Değerli halkımız; tüm bu hukuksuzluk ve zorbalığa karşı bize düşen tek şey direnerek hakikatı haykırmaktır. Zalime ve kötülüğe boyun eğmemektir. Umudu ve direnişi büyütmektir. Çünkü direniş vicdandır, ahlaktır, demokratik bir haktır. İnsanca, eşit ve özgürce bir yaşamdır. Bu inançla bir kez daha Roboski katliamı şahsında tüm katliamlarda yaşamını yitirenleri sevgiyle, özlemle anıyorum. Bu katliamları gerçekleştirenleri lanetliyorum. Barış ve özgürlük dolu günlerde buluşmak dileğiyle tüm halkımıza sevgilerimi saygılarımı iletiyorum. Barışla kalın...