Aslı Odman: İş cinayetleri buz dağının görünen yüzü

İSİG verilerine göre geçtiğimiz yıl 2 bin işçi çalışırken hayatını kaybetti. İSİG Meclisi’nden Aslı Odman, İSİG'in verileri hakkında; "Bu buz dağının bizim görebildiğimiz yüzü" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, 28 Aralık itibariyle, 2017'de 2 bin işçi çalışırken hayatını kaybetti. Geçtiğimiz yıl bu sayı senenin sonunda bin 970 olarak açıklanmıştı. OHAL ile geçen bir senenin iş cinayetlerindeki artışa etkisi yüzde 10 oldu. İSİG Meclisi’nden Aslı Odman 2017’de iş cinayetlerini anlatırken bu veriler için “Türkiye’nin utanç rekoru” ifadelerini kullandı ve ekledi: “Bu buz dağının bizim görebildiğimiz yüzü.”

Odman, Bianet'ten Tansu Pişkin'in sorularını yanıtladı...

 2016’da neydi, 2017’de ne oldu?

“İSİG Meclisi'nin aylık raporları, senelik hesaplarımız, adalet arayan işçi ailelerinin çıkardığı almanak da dahil olmak üzere hepsi buz dağının görünen yüzünü kayıt altına alabiliyor. 2016'da bin 970 işçi ölmüştü. Bugün (28 Aralık) itibariyle 2 bin işçi hayatını kaybetti.

“Dünya Sağlık Örgütü'nün oranlarını kabul edersek bunun altı misli işi meslek hastalıklarından öldü. İşyeri intiharları Türkiye'de tescil edilmiyor. Meslek hastalıkları gibi intiharların da ardında yaşananlar kanıtlanamadığı için iş yeri intiharları iş cinayeti olarak görülemiyor. OHAL sonrası somut bir şekilde kişinin elinden işinin alınması sonucu gerçekleşen intiharları sayabiliyoruz ama onun dışında kalanlar belgelenemiyor.

'İŞİ REDDETME HAKKINI KULLANMAK İMKANSIZ HALE GELDİ'

Odman, iş cinayetleri ve işçi haklarıyla ilgili de şöyle konuştu: “OHAL işçinin hakkını savunmasını gittikçe imkansız hale getiren hukuki ve sosyal bir sistem yarattı. Nasıl politik düzlemde otoriterleşme artıyorsa işyeri zemininde de buradan alınan hakla otoriterleşme artıyor. Bu da işçilerin bedeninde ve psikolojisinde çok daha büyük baskılara neden oluyor.

Bu sene iş cinayetlerinin artmasının en büyük nedeni de işçilerin canlarını korumak için ufak bir söz söylemesi ya da iş kanunundan gelen tehlikeli işi reddetme hakkını kullanmasının artık imkansız hale gelmiş olması. Zaten Türkiye'nin verili şartlarında çok zordu. Bunun üzerine meşrulaştırılmış otoriter rejim gelince ve devlet bir bütün olarak şirket gibi davranınca insanlar 'verimlisin ya da yoksun' seçeneğiyle karşı karşıya bırakılıyor."

'OHAL İŞÇİNİN DE SESİNİ KESİYOR'

"İş cinayetlerindeki yüzde 10 artışın en çok örgütlü, daha güvenceli çalışan, erkek sanayi işçilerinde olduğunu görüyoruz. Ama bu diğerleri ölmüyor demek değil aksine bizim ulaşabildiğimiz ve güvenceli çalışan kısımda bile bu denli artış varsa diğer kısımlarda çok daha fazla kişi hayatını kaybediyor anlamına geliyor. OHAL sadece sokakta yürümemeyi getirmiyor aynı zamanda işyerinde 'ben bu tehlikeli işte çalışmayacağım' diyen işçinin de sesini kesiyor."

'KHK İLE İŞ KANUNU ASKIYA ALINDI'

“KHK ile iş kanunu askıya alındı ve arabuluculuk sistemi getirildi. Bu da işçilerin iş kanunundan doğan haklarını kullanamıyor olmaları demek. Her yerde KHK kisvesi altında işçiyi ölüme götüren, işverenin gücünü arttıran eylemler yapılıyor.

Sosyal haklar ve çevre dikkate alınmadan hem daha fazla işletme kuruluyor hem de var olan işletmelerde işçiler çok daha rahat çalıştırılabiliyor. Her ne kadar iş cinayetlerinde buz dağının ucunu belgeleyebilsek bile bizim ulaşabildiğimiz rakamlar bile artıyor."

yazının tamamı