Danamandıra köylülerinden Çevre Müdürlüğü önünde eylem: Taş ocağı kaderimiz değil
Danamandıra köylüleri, taş ocaklarına karşı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü eylem yaptı. köylerinde taş ocağı açılmasına karşı çıkan Hatice Erdoğan yaşadıkları sorunları şöyle anlattı: "Köyümüzde dağ, taş toprak hiçbir şey kalmadı. Çocuklarımız okullara gidemiyor. Çamaşırlarımızı bile asamıyoruz. Yardım bekliyoruz."
DUVAR - İstanbul'un Silivri ilçesine bağlı Danamandıra köylüleri, köylerinde faaliyet gösteren ve açılması planlanan taş ocaklarına karşı İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Köyde patlatılan dinamitlerden ve mahallelerinden sürekli geçen hafriyat kamyonlarından rahatsız olan Danamandıralılar Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne toplu dilekçe vererek, "Yetkililer sesimizi duysun" çağrısında bulundu.
'YARDIM BEKLİYORUZ'
Kuzey Ormanları Savunması'nın da destek verdiği basın açıklamasında Danamandıralı kadınlar ellerinde taşıdıkları, "Kamyon sesi değil kuş sesi duymak istiyoruz, cennet köyümüz cehennem oldu, toz değil oksijen solumak istiyoruz" diyerek taş ocaklarını protesto etti.
Kendi köyünde taş ocakları yapılmasına karşı çıkan Hatice Erdoğan yaşadıkları sorunları şöyle anlattı: "Köyümüzde dağ, taş toprak hiçbir şey kalmadı. Çocuklarımız okullara gidemiyor. Çamaşırlarımızı bile asamıyoruz. Yardım bekliyoruz."
'EN BÜYÜK ÇİLEYİ KADINLAR ÇEKİYOR'
Bin 400 nüfusa sahip Danamandıra köyünde beşi faal olmak üzere toplam yedi taş ocağı bulunuyor. Köylülerin en büyük sorunlarından bir tanesi de tarımın bitme noktasına gelmesi. Çiftçilikle uğraşan Cem Erdoğan, sulamada büyük sorun yaşadıklarını belirtiyor:
"Artık köydeki en büyük çileyi kadınlar çekiyor. Dinamitlerin patlaması sonucu yaralanan kadınlarımız var. Dinamit patlamalarından dolayı evlerde büyük hasarlar oluştu. Bizim tüm bu olanları kader kabul etmemiz beklenemez. Hayatımız için mücadele etmekten cayacağımızı düşünen şirket sahipleri ve devlet görevlileri bu beklentilerini rafa kaldırmalıdır. İşletme faaliyeti kapsamında durmaksızın dağları ve yeraltını dinamitlerle patlatıyorsunuz, gürültü yüzünden sürekli tedirgin yaşıyoruz, ortaya çıkan tozlar yüzünden insanlarımız KOAH hastalığına yakalanıyor. Hayvanların bir zamanlar keyifle dolaşıp besin ve şu ihtiyaçlarını karşıladığı yeşil alanları parçaladınız."
'KENDİLERİ GELİP YAŞASIN'
Köyde doktorluk yapan Nezihe Sezen de "Sularımız dinamit patlamalarından dolayı sulama kanallarımız çalışıyor. Balkonumuza çıkıp çay içemiyoruz. Biz taş ocağı ve hafriyat kamyonu istemiyoruz insan gibi yaşamak istiyoruz. Gelip kendileri yaşasın o köyde bakalım kendileri yaşayabilecek mi?" dedi.
'BİRÇOK İNSAN HASTALANDI'
Silivri Çevre Derneği kurucusu ve aynı zamanda köyde kadın doğum uzmanı olan Şadi Özdemir ise yıllarca Silivri'de doktorluk yaptığını söyledi. Özdemir, taş ocaklarından dolayı birçok insanın hastalandığını söylerken şunları dedi:
"Biz bu arkadaşlarımızın sağlığına kavuşmaları için çalışırken bu karnı doymayan tüccarlar hayatımıza karışmasın. İnsan hayatı her şeyin önündedir. Biz doğamızın harap olmasını istemiyoruz. Bu konuda halkımızla birlikte direneceğiz. Tıp insanlarına, herkese sesleniyorum: bu doymaz insanlar ellerini yakamızdan çeksin. Endüstri gelişme bu değil. Bu vahşi ve doymaz bir kapitalizmdir. Bütün nefes borularımız, sularımız, kirlenen hayatımız hiçbir şey maddi çıkarlarla değiştirilemeyecek."