Kültür merkezi yapacaksan ihaleyi boşver!
Gazeteci Çiğdem Toker, 696 Sayılı KHK ile davetli ihalelerin yaygınlaşacağını yazdı. Normalde afetlerde zamandan kazanmak için uygulanan davetli ihale yönteminin, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kuruluş yasasına eklenen yeni madde sayesinde, Türkiye’deki bütün il ve ilçelerde keyfi kullanımının anahtarı olacağını belirtti.
DUVAR - Cumhuriyet gazetesinden Çiğdem Toker bugün köşesinde 696 Sayılı OHAL KHK'si ile davetli ihalelerin keyfi biçimde uygulanmasının önünün açıldığını yazdı.
Terör eylemlerini bastıran sivillere ceza muafiyeti getirildiği gerekçesiyle tartışılan OHAL KHK'sinin 89'uncu maddesi ile Hazine'nin talanına zemin hazırlandığını belirten Toker, bu madde sayesinde firmaların eşit koşulda yarışmadığı “21/b” denilen açık olmayan, pazarlıklı ihalelerin yaygınlaşacağını anlattı.
"İSTEDİĞİNİ ÇAĞIR, İŞİ ONA VER"
Toker Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kuruluş yasasına eklenen bu madde sayesinde 696 sayılı OHAL KHK’sinin, Kültür Bakanlığı’nın Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne “Falanca il ya da filanca ilçe, bir kültür merkezinde onarım ya da yeni bir inşaat yaptırmak istiyorsan, açık ihaleyi bırak, uğraşma. Firmaları davet et, istediğini (istediğimizi) çağır, işi ona ver.” dediğini belirtti.
DAVETLİ İHALE ZAMANDAN KAZANMAK İÇİNDİR
"21/b" denilen ihaleler ile AKP'nin yanında hizalanmış irili ufaklı firmalara, kuralsız daha çok, daha çok milyonlar aktarmanın" kolaylaştığını ifade eden Toker, normalde kanunun davetli ihale yetkisinin ihaleci kamu kuruluşlarına afetlerde, can ve mal kayıplı büyük olaylarda zamandan kazanmak için verildiğine dikkat çekti.
Bütçeyi talan kapısı da OHAL KHK’sinde
"...Bu köşenin sürekli okurları “davetli ihale” konusuna sık yer verdiğimi bilir.
Türkiye’nin dört bir yanında yapılacak/ yapılan milyarlarca liralık duble yol, metro, cezaevi ve diğer kamu binalarıyla ilgili “davet” işlerini, bilgisi ve haberine ulaştıkça paylaşıyorum.
Bugüne dek yazdığım, onlarca “davetli” iş yazısından birine bile, “yok öyle olmadı” diye açıklama, tekzip gelmedi.
Ne ilgili genel müdürlüklerden ve bakanlıklardan, ne de bu ihalelerin “verildiği” firmalardan.
Önce hatırlatma:
Davetli ihale, yani piyasadaki söylenişiyle “21/b”, açık olmayan, pazarlıklı ihale demek.
21/b’de firmalar eşit koşullarda yarışmıyor, şartname alamıyor. Çoğu kez kendi faaliyet alanıyla ilgili ihaleden haberi bile olmuyor. Falanca kamu kuruluşu, kafasına yatan firmaları arayıp “Sen sen gel bakalım, al şu işi yap bitir” diyor ve hakedişleri de müteahhide ödüyor.
Peki, bu yol neden var?
Kanun bu yetkiyi, ihaleci kamu kuruluşuna afetlerde, can veya mal kayıplı büyük olaylarda zamandan kazanılsın diye vermiş.
Heyelan mı oldu, yol mu çöktü, kamu binası mı yandı, baraj mı hasar gördü...
Maksat kamu hizmeti aksamasın, halk, açık ihalenin takvim ve zaman gerektiren usul ve prosedürleriyle mağdur olmasın.
Fakat davet yöntemi son üç yıldır doğal afet vb. gerçekleşmediği halde uygulanıp yaygınlaşıyor. Karayolları’ndan sonra Adalet Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 21/b’ye sık başvurur oldu.
***
İşte yazının başında söz ettiğim 696 sayılı OHAL KHK’siyle getirilen düzenleme, bu yolun Türkiye’deki bütün il ve ilçelerde daha da keyfi kullanımının anahtarını veriyor.
Bu da Kültür ve Turizm Bakanlığı kuruluş yasasına eklenen bir maddeyle yapıldı.
696 sayılı OHAL KHK’si, Kültür Bakanlığı’nın Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne dedi ki:
“Falanca il ya da filanca ilçe, bir kültür merkezinde onarım ya da yeni bir inşaat yaptırmak istiyorsan, açık ihaleyi bırak, uğraşma. Firmaları davet et, istediğini (istediğimizi) çağır, işi ona ver.”
Başka bir anlatımla, 4848 sayılı yasaya eklenen geçici madde ile artık, Türkiye’nin 81 ile ve 921 ilçesinde bu tip ihaleler keyfi biçimde istenen firmalara verilebilecek.
Bu madde, büyük yol yatırımları, baraj, konut, milyarlık cezaevleri, son olarak Yargıtay binasıyla yayılan “davetli ihale” kanserinin, ülkenin bütün kılcallarını sarması anlamına geliyor.
Sonuç olarak, güvenlik harcamaları artıyor diye kolalı içeceğe, otomobile torba kanunla vergi zammı yapan AKP, bizlerden toplayacağı bu ÖTV’leri, rejimi baki olsun diye partili müteahhitlere saçmakta beis görmüyor.
Küçük ama önemli bir detay: Bu madde yürürlüğe girdikten sonra iki yılı kapsıyor.
Küçük ama önemli bir hatırlatma:
Her OHAL KHK’si gibi bunun da altında Maliye Bakanı ile Hazine’den sorumlu başbakan yardımcısının imzaları var."
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.