11'inci yılında 10 soruda Hrant Dink suikastı
Gazeteci Hrant Dink cinayetinde ortaya çıkan gerçeklere göre, devletin bütün birimleri bu cinayetin işleneceğini biliyordu. Cinayetin işlendiği on bir, davanın başladığı on yılın ardından, davada ortaya çıkan önemli gerçekleri on başlıkta aktardık.
DUVAR - Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde Şişli Osmanbey’de Agos gazetesinin önünde Trabzon’dan gelen Ogün Samast tarafından öldürüldüğünde, bu suikastın da Türkiye’nin aydınlatılamayan diğer politik cinayetlerinden birisi olacağı düşünülmüştü. Fakat Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından cenazesinde yürüyen on binlerce kişinin gösterdiği tepki ve kamuoyunun bu cinayete karşı gösterdiği duyarlılık sonucu geride bıraktığımız on yılda birçok gerçek ortaya çıktı. Bu gerçeklere göre devletin bütün birimleri cinayetin işleneceği biliniyordu. Cinayetin işlendiği on bir, davanın başladığı on yılın ardından öne çıkan gerçekleri on başlık altında aktardık.
1- Cinayet 19 Ocak 2007 tarihinde işlendiğinde tetikçi, Trabzon’un Pelitli ilçesinden gelen 17 yaşındaki Ogün Samast olarak tespit edilmişti. Samast, saldırının ertesi günü Samsun otogarında cinayet silahı ile yakalandı.
2- Fakat Samast’ı yönlendirenin daha önce Trabzon Mc Donalds’ı da bombalayan Yasin Hayal olduğu ortaya çıktı. Grup uzun süredir bu suikast için hazırlık yapıyordu. En önemlisi grubun 'büyük abisi' olarak bilinen Erhan Tuncel polis muhbiriydi. Ve bu cinayetin işleneceğini polise bildirmişti.
3- Erhan Tuncel cinayeti Yasin Hayal’in işleyeceğini ve bu amaçla İstanbul’da abisi Osman Hayal’in yanına gideceğini bildirmişti. Trabzon polisi bu gelişmeyi İstanbul Emniyeti'ne daha sonra çok tartışılacak olan Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik “ses getirici bir eylem” yapacağı ihbarıyla bildirmişti. Ancak İstanbul polisi Osman Hayal’in çalıştığı ekmek fırınının adresinin bulunamadığını iddia etmişti. Bu gelişmeler nedeniyle bugün, dönemin Emniyet müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler gibi isimler, görevi ihmal nedeniyle yargılanıyorlar.
4- Samast Samsun otogarında yakalandığında ifadesinin videoya çekildiği ortaya çıktı. Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Vatan toprağı kutsaldır. Kaderine terk edilemez” sözü önünde verilen poz dolayısıyla bugün bazı gazeteciler ve emniyet görevlileri tutuklu olarak yargılanıyor.
5- Cinayeti tasarlayan Yasin Hayal grubu, jandarmanın görev alanında bulunan Trabzon’un Pelitli ilçesinde yaşıyordu. Bir başka şaşırtıcı gelişme de burada yaşandı. Trabzon jandarması, Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmek için harekete geçtiğini ve silah bulmak için Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’ye başvurduğunu öğrenmişti. Enişte Coşkun İğçi jandarma muhbiriydi. Fakat jandarma bu konuda hiçbir çalışma yapmamıştı. Üstelik cinayetten sonra sanki çalışma yapmış gibi sahte belge düzenlemişti. Üstelik Samast daha yakalanmadan hazırlanan bu belgede cinayetin “Ardeşen el yapımı bir silah” ile işlendiği bilgisi yer alıyordu. Albay Ali Öz cinayet silahı elde edilmeden bu bilgiye nasıl ulaştıklarına, bugüne kadar bir açıklık getiremedi. Bu nedenle, dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız ve diğer jandarma görevlileri yargılanıyor.
6- Cinayetten sonra ortaya çıkan bir başka gerçek de MİT ile ilgiliydi. Agos gazetesinde ve daha sonra Hürriyet gazetesinde yayınlanan Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu ile ilgili haberin ardından MİT görevlilerinin İstanbul Valiliği'nde Dink’i tehdit ettiği ortaya çıktı. Bu olayla ilgili olarak dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergün Göngör ve MİT mensubu Özel Yılmaz yargılandı. Sanıklar beraat ettiler.
7- Cinayet işlendiğinde Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, cinayetin tasarlandığı dönemde ise (daha sonra Ergenekon operasyonları ile de tanınacak) Ramazan Akyürek’di. Reşat Altay davada görevi ihmalden tutuksuz olarak yargılanıyor. Trabzon emniyet müdürlüğünden sonra, emniyet genel müdürlüğü istihbarat daire başkanı olan Ramazan Akyürek, bugün 'cinayeti tasarlamak'tan tutuklu olarak yargılanıyor. Yine davada önemli bir isim istihbarat daire başkanlığında C şube müdürü olan Ali Fuat Yılmazer'di. Yılmazer hakkında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, "Dink’in öldürüleceği ve bu bilginin Erhan Tuncel’in polis muhbirliğinden alındığı" bilgisini kendisine haber vermediğini iddia etmişti. Ali Fuat Yılmazer de bugün cinayeti tasarlayanlar arasında olduğu gerekçesiyle tutuklu olarak yargılanıyor.
8- 15 Temmuz darbe girişiminden sonra davayı etkileyecek önemli gelişmeler oldu. Yeni ortaya çıkan kanıtlara göre jandarma bu cinayetin içinde aktif olarak yer alıyordu. Bu kanıtlara göre cinayetten beş ay önce Trabzon İl Jandarma görevlileri ve İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Hrant Dink’i takip ediyorlardı. Ayrıca cinayet günü Ogün Samast’ın etrafında bazı jandarma görevlileri tespit edilmişti. Bu nedenle 15 Temmuz darbe girişimine de katılan dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Muharrem Demirkale, Yavuz Karakaya ve yüzbaşı Ali Barış Sevindik gibi isimler yine davada sanık olarak yargılanıyorlar.
9- Davanın 2007 ile 2012 arasında geçen 'ilk yarısı' denilebilecek kısmında İstanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların 17 Ocak 2012 tarihinde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan beraatına karar verdi. Yasin Hayal, “Hrant Dink’i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Erhan Tuncel, “patlayıcı madde imal etmek, kullanmak” suçlarından 10 yıl hapse mahkûm oldu ancak yattığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Savcılık bu kararı “örgüt de var delil de var” diyerek temyiz etti. Yargıtay mahkemenin kararını bozarak “suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak” suçlarından yargılamanın tekrar başlamasını istedi. Dava tekrar başladı.
10- Bu arada 17-25 Aralık soruşturmaları ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından davaya bir başka gözle bakılmaya başlandı. Davanın ilk dönemlerinde ağır basan 'Ergenekon'un bu işin arkasında olduğu' şeklindeki görüş yerine şimdi daha çok FETÖ'nün bu cinayeti işlemiş olabileceği söyleniyor. Bugün 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada ifade veren dönemin mülkiye müfettişleri, yaptıkları araştırmaların emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer tarafından engellendiğini söylediler. Soruşturmayı devralan Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü, cinayetin İstanbul, Trabzon ve Genel Komutanlık'taki jandarma istihbarat görevlileri tarafından tasarlandığını iddianamenin merkezine koyarak bu sanıkların cezalandırılmasını istiyor.