Uğur Mumcu öldürüldüğü yerde anıldı
24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde, aracına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giden Uğur Mumcu, ölüm yıldönümünde anıldı. Mumcu'nun öldürüldüğü yerde anma töreni yapıldı. Sanatçı Selda Bağcan şarkılarını Mumcu için söyledi. Anma törenine katılan isimlerden Barış Yarkadaş tutuklu gazetecilerin durumuna dikkat çekerek, “Uğur Mumcu yaşasaydı, şu an Silivri Cezaevi’nde olurdu” dedi.
ANKARA - Gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun suikast sonucu öldürülmesinin üzerinden 25 yıl geçti. Bu yıl da Mumcu, saldırının gerçekleştiği yerde ailesinin düzenlediği törenle anıldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve CHP Milletvekillerinin katıldığı törende Uğur Mumcu'nun anısına Selda Bağcan şarkı söyledi. Soğuk havaya rağmen çok sayıda kişi anma töreni için Mumcu'nun evinin önündeydi.
'KEŞKE YAŞASAYDI BU ŞARKILARI SÖYLEMESEYDİK'
24 Ocak 1993 tarihinde öldürülen Uğur Mumcu'nun anma töreni için çok sayıda kişi erken saatlerde katliamın gerçekleştiği yere gelerek ellerindeki karanfil ve mumları anıta yerleştirdi. "şeriata faşizme, gericiliğe geçit yok" sloganlarının atıldığı törende sanatçı Selda Bağcan şarkılarını Uğur Mumcu'nun anısı için söyledi. "Yiğidim Aslanım" ve " Uğular Olsun" şarkılarını seslendiren Bağcan'a yüzlerce kişi eşlik etti. Bağcan şarkılarının ardından anmaya katılanlara seslenerek, "Keşke yaşasaydı bu şarkıları söylemeseydik" dedi.
Bağcan'ın ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Mumcu ailesi önce 'Faili Meçhuller Anıtı'na ardından Mumcu'nun öldürüldüğü yere karanfil bıraktı. Mumcu için yapılan saygı duruşunun ardından tören tamamlandı.
'GÖRDÜĞÜ KARANLIK TÜRKİYE'DE YAŞANIR HALE GELDİ'
Törene katılan CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, "Bu baskıların tamamı gerçekler ortaya çıkmasın diyedir. Halkımız olayların gerçek yüzünü görmesin, geleceğe dönük öngörülerden yoksun kalalım karanlık içerisinde olalım diyedir" dedi.
Törene gelirken Mumcu'nun yaptığı bir konuşmayı tekrar dinlediğini aktaran Yılmaz," Orada diyordu ki, 'Bu korku, bu sömürü, bu baskı bu sistemin temel karakteridir. Bunların tamamı değişmelidir' diyordu ve öldürülen gözaltına alınan gazetecileri anlatıyordu. Dönüp baktığımızda Uğur Mumcu'yu katleden karanlık eller geldiğimiz karanlık noktayı döşeyen ellerdir. Çocuklarımız cemaatlere yurtlara kaptırıldığında, '40 yıl sonra bunlar okuyacaklar paşa olacaklar hakim savcı olacaklar' dedi. Bunların hepsi oldu. İşte o öngörü orada sussun diye katledildi. Onun gördüğü karanlık Türkiye'de yaşanır hale geldi" diye konuştu.
'KALEMİ KIRILMAYAN GAZETECİLERİN SEMBOLÜDÜR'
"Uğur Mumcu'yu sonsuzluğa uğurlayışımızın 25'inci yılında bir kez daha buradayız" bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka ise duygularını şu sözlerle ifade etti; "Kendisi aydınlığın yılmaz savunucusuydu ve onurlu kalemiyle daima yaşayacak. 25 yıl geçmesine ve faili bilinmesine rağmen hala yakalanamamış olmasından dolayı utanç duyuyoruz. Açtığı yol hepimizin yolu olacak. O özellikle de kalemi kırılmayan gazetecilerin bir sembolüdür. Aydınlığın yılmaz savunucusu olarak da hepimizin yolunu aydınlatmaktadır."
TGS: CİNAYETİN AYDINLATILMAMASI KARA BİR LEKE
İstanbul'da Türkiye Gazeteciler Sendikası da Şişli Harbiye’de bulunan Uğur Mumcu Anıtı önünde anma etkinliği düzenlendi. TGS İstanbul Şube Başkanı Ali Açar, Uğur Mumcu’nun 25 yıl önce katledildiğini hatırlatarak, “Uğur Mumcu cinayetinin siyasiler tarafından verilen onca söze karşı aydınlatılmaması ve faillerinin yargı önüne çıkarılmaması tarihte kara leke olarak durmakta” dedi.
'İKTİDARIN HOŞLANMADIĞI BİR GAZETECİYDİ'
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, "Uğur Mumcu da öldürüleli 25 yıl oldu ve cinayet aydınlatılmadı. Katledenlerin arkasında hangi gücün olduğu siyasilerin verdiği sözlere rağmen bulunamadı” dedi. Yarkadaş, yaşasaydı Uğur Mumcu’nun da muhtemelen cezaevinde olacağını belirterek, “Uğur Mumcu bildiği gerçekleri saklamayan ve kalemini halkı için kullanan bir gazeteciydi. Antiemperyalistti, Atatürkçüydü, özgürlükçü ve laikti. Bugün tam da iktidarın hoşlanmadığı bir gazeteci prototipiydi. O yüzden muhtemelen cezaevinde olacaktı. Türkiye zor günlerden geçiyor. Bu zor günleri birlik ve beraberlik içinde kimsenin kimseyi hedef göstermediği, gazetecilerin yazdıkları, attıkları tweetlerden gözaltına alınmadıkları, soruşturulmadıkları, ölümle tehdit edilmedikleri bir dönem olarak geçirmek zorundayız. Tek çıkışımız demokrasinin ilkelerine sonuna kadar sahip çıkmak” şeklinde konuştu. (Evrensel)