ATO Başkanı Bulut: TTB'yi anayasaya göre kapatamazlar
Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasıyla anayasa suçu işlendiğini söyledi.
DUVAR - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin 11 üyesi "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı basın bildirisi sonrası gözaltına alındı. Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Vedat Bulut, TTB'nin anayasal koruma altında olduğuna dikkat çekti.
Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı;
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri gözaltında. Konsey üyelerinin durumuyla ilgili bilgi alabiliyor musunuz? Gözaltı gerekçesi nedir?
Kendileriyle ilgili bilgi alabiliyoruz. Diğer şehirlerdeki arkadaşlarımızı buraya (Ankara'ya) getirmeye çalışıyorlar. Konsey üyelerimiz değişik şehirlerde. İstanbul'da, Adana'da Diyarbakır'da ve Ankara'dalar. 11 kişilik bir konsey ekibimiz var. Ancak terörle mücadelede tutulan arkadaşlarımıza avukatlarının ulaşmasına izin verilmiyor. Bu bizim için önemli. Avukaları ile görüşmelerinin temin edilmesi gerekiyor. Ayrıca anayasanın 135. maddesi ihlal edilmiş durumda. Anayasa suçu işleniyor şu anda. 135. madde meslek örgütlerini koruyan bir maddedir. Bunun dışında 6023 sayılı bir yasamız var. Buna göre de halk sağlığını korumak ve geliştirmek bizim öncelikli yükümlülüğümüz. Hiç kimse dünyadaki herhangi bir tıp doktorundan savaş yanlısı bir söylem vermesini bekleyemez. Uluslararası mevzuat açısından da savaş propagandası yapmak suçtur. Şu anda suçlama konusu, "toplum içinde kin ve nefret söylemi vermek" şeklinde nitelendiriliyor. Halbuki savaş söylemi kin ve nefret içerir. Barış söylemi hiçbir zaman kim ve nefret içermez.
Basın açıklaması yapıldığında gözaltı veya tutuklamalar olabileceğini tahmin etmiş miydiniz?
Hayır. Çünkü basın açıklamasında ne Afrin meselesi vardı ne de Suriye meselesi vardı. Genel bir savaş karşıtlığı söylemi vardı. Bu yandaş basın tarafından, hükümete yakın basın organları tarafından farklı formüle edilerek, bilgi çarpıtılarak yayımlandı. Eklemeler de yapılarak kamuoyunda algı yönetimi yapıldı. Ve sanki Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'de giriştiği bu savaşa doğrudan karşıtlık gibi algılandı. Halbuki bu tüm dünyadaki savaşlara karşıt bir açıklamadır. Açıklamada hukuki bir hata da yok. O nedenle bir şey tahmin edilmiyordu. Ama bildirinin hemen akşamında algı yönetimi başlayınca hem TTB Merkez Konseyi'nde hem de tabip odalarında bu konuşulmaya başlandı. Cumhurbaşkanı da açıklamasında doğrudan TTB'yi hedef alınca bunu beklemeye başladık.
TTB Merkez Konseyi üyelerinin tutuklanabileceğini düşünüyor musunuz?
Bulut:Düşünmüyoruz, düşünmek istemiyoruz. Çünkü o ayrı bir suç haline dönüşür. Ve bunun uluslararası hukukta da bir karşılığı var. Bunu gözdağı vermek için yapabilirler, susturmak için. Ama bu TTB'nin ilk karşılaştığı zorluk değildir. 12 Eylül askeri darbesinden sonra da bu tip yargılamalar oldu. Kenan Evren döneminde. TTB üyeleri o zaman da "idama karşıyız" demişlerdi ve yargılandılar. Daha önce de benzer olaylar oldu, Gezi olaylarında da oldu. Hekimler "Neden halka eylem alanında sağlık hizmeti sağlıyorsunuz" diye yargılandı. Bunların hepsinden beraat ettik. Şu andaki yapılan bu bildiri de kanunen suç değil, bir tutuklama yapsalar bile bunun uzun süreceğini düşünmüyorum. Tutuklama olmaması dileğimizdir.
Türk Tabipleri Birliği'nin kapatılması için Sağlık Bakanlığı tarafından bir süreç başlatıldığı söyleniyor. Bu mümkün olabilir mi?
Şu anda anayasaya göre kapatamazlar, anayasa maddesini değiştirmeleri gerekiyor. Bir OHAL kararnamesi ile de bu iş halledilemez. Önce anayasanın 135. maddesinin değiştirilmesi lazım. Ama bunu da yapabilirler. Mecliste yanlarına aldıkları bir diğer muhalefet partisi ile birlikte. Ancak bunların sosyal, hukuki sorumlulukları, kamuoyunda, dünya kamuoyu önünde tartışılacaktır. (DW/Hülya Schenk)