Furkan Vakfı: İktidarla 'uğraşan' tek cemaat!
Hükümete yönelik eleştirileri ile dikkat çeken Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na yönelik operasyon İslamcı camiada yeni bir dönemin başlangıcına mı işaret ediyor? Furkan Vakfı ne zaman ve nasıl kuruldu? Ne tür faaliyetler yürütüyor? Başkan Alpaslan Kuytul kimdir? Eşi Semra Kuytul ile birlikte nasıl bir cemaat çalışma yürütüyor?
DUVAR - Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın Adana'daki genel merkez binası ile iki ayrı ildeki bürolarına polis ekipleri baskın düzenledi. Vakfın Kurucu Başkanı Alpaslan Kuytul'un da aralarında olduğu 21 üyesi gözaltına alındı.
Türkiye’deki dini cemaatleri yakından tanıyanların bile hangi geleneğin temsilcisi olduğu konusunda fazla fikirlerinin olmadığı Furkan Vakfı nasıl kuruldu ve ne tür faaliyetler yürütüyor? Vakfın kurucu başkanı Alpaslan Kuytul kimdir? Bu soruları yanıtlamaya çalıştık...
KUYTUL, EL EZHER'DE ŞERİAT OKUDU
Alpaslan Kuytul, diğer dini cemaat liderlerine göre genç sayılabilecek bir yaşta. 1965 Adana Karataş doğumlu olan Kuytul, Çukurova Üniversitesi Mimarlık-Mühendislik Fakültesi İnşaat bölümünden 1991 yılında mezun oldu. İslamcı görüşlere sahip olduğu için mühendislik alanında çalışmak yerine ikinci bir üniversiteye gitmek istiyor. Bu sefer okumak istediği üniversite ise İslam âleminin dini eğitim için en ünlü kurumlarından olan Mısır’daki El Ezher Üniversitesi oluyor. El Ezher’in Şeriat Bölümü'nde İslam Hukuku alanında 1993-97 yılları arasında okuyor.
Furkan Vakfı'na operasyon: 21 gözaltı
El Ezher'de okurken, memleketi Adana’da Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nı kuruyor. 'Farklılıklar' anlamına gelen 'Furkan' Vakfı'nın kuruluş tarihi 1994. Bu yıllar aynı zamanda Türkiye’nin birçok bölgesinde, özellikle İran İslam devriminden etkilenen gençlerin arayışlarını artık somut bir pratiğe döktüğü zamanlardı. İslamcı bir toplum ve devlet düşleyen bu gruplar içinde öne çıkmış genç liderler farklı pratiklere yöneldiler. Birbirinden farklı kişiliklerde ve pratiklerde olsalar da '80 sonrasından '90'ların ortasına kadar birçok grup ve lideri böyle ortaya çıktı. Adnan Oktar, Hizbullah’ın kurucusu Hüseyin Velioğlu, birbirinden bağımsız silahlı İBDA gruplarının yapacağı eylemlerin teorisini yapan Salih Mirzabeyoğlu gibi isimler de doksanlarda sahneye çıktılar.
DİĞER CEMAATLERİN TEPKİSİNİ ÇEKTİ
Ancak Alpaslan Kuytul’un tamamen farklı bir yol izlediğini görüyoruz. Yasal zeminde kalan ancak radikal İslamcı bir çizgiyi savunan bir örgütlenme ile bugünlere kadar geldi. Örgütlenme biçimi bir yanıyla geleneksel cemaatlerin izlediği yolun aynısıydı. Öğrenci yurtları, hayır işleri, kitabevleri, vakıf binalarında yapılan sohbetler Nakşi, Nurcu, Cerrahi gibi geleneksel akımlardan doğan cemaatler ile aynı çizgideki bir örgütlenmeyi gösteriyor.
Bu yanıyla Furkan'ın geleneksel cemaatler tarafından kendileri için özelikle genç tabanları için bir tehlike olarak görüldüğünü ona yönelik eleştirilerden anlıyoruz. Bu eleştirilerde, "gelenekten kopuk bir hareket olduğu", "hiçbir hocadan el almadığı" anlatılarak Kuytul'un "dini bilgisinin yetersiz olduğu" vurgusu yapılıyor. El Ezher’de İslam hukuku gibi bir alanda okuması küçümsenmeye çalışılırken El Ezher’in batı yanlısı olduğunu iddia edenler de bulunuyor.
EŞİ SEMRA KUYTUL DA CEMATTE ETKİN BİR İSİM
Furkan Vakfı ve Alpaslan Kuytul’un diğer cemaatlerden ayrılan bir yönü daha var. Alpaslan Kuytul bütün cemaatin ideolojisini belirleyen bir kişilik. Ama onun kadar olmasa da eşi Semra Kuytul da cemaat içinde etkin bir isim. Cemaat içinde Alpaslan Kuytul’a 'Hocaefendi' eşi Semra Kuytul’a 'Hocahanım' olarak hitap ediliyor. Bu yalnızca bir hitap biçimi olarak da kalmıyor. Seminerlerde toplantılarda Alpaslan Kuytul erkek üyelere vaaz verirken, Semra Kuytul kadınlara konuşuyor. Bu liderlerin genellikle bekar olduğu ya da eşlerin hiç ön plana çıkmadığı geleneksel cemaatlerde çok sık görülmeyen bir durum.
YOUTUBE'DAKİ VİDEOLAR
Radikal İslamcı bir çizginin de hiç terk edilmediğini yine Alpaslan Kuytul’un konuşmalarında görüyoruz. Şimdiye kadar faaliyetleri ana akım medya tarafından çok fark edilmeyen Alpaslan Kuytul ve cemaati son dönemlerde AK Parti’ye yönelik eleştirilerle görünür hale geldi. Belki biraz da vakfın merkezinin ve çıkış yerinin Adana olması gözlerden uzak olmasına neden oldu.
Ancak daha sonraları Kuytul'un yaptığı bazı konuşmalar YouTube’da yayınlanınca vakfın adı daha çok duyulmaya başlandı. "Bir enişte için baldızının yabancı bir kadın olduğu, kesinlikle yalnız kalınmaması gerektiği"ni anlattığı konuşması, ya da "kızların evlenme yaşı" üzerine yaptığı açıklamalar sosyal medyada tartışmalara konu oldu.
AK PARTİ ELEŞTİRİLERİ İLE GÜNDEME GELDİ
Ancak asıl olarak AK Parti iktidarının cemaatlere kendi arkasında durma çağrısı yapmasının ardından Alpaslan Kuytul ve cemaati tutumuyla ön plana çıkmaya başladı. 17-25 Aralık operasyonlarından sonra Kuytul’un bir videosu sosyal medyada yoğun bir şekilde paylaşıldı. Bu videoda Kuytul, AK Parti hükümetinin bütün cemaatleri etkisiz hale getirmek istediğini söylüyordu. İslamcı bir cemaatin liderinin bu kadar açıktan siyasal iktidarı eleştirmesi Türkiye'de pek rastlanır bir şey değildi.
Kuytul, AK Parti ve Erdoğan'a yönelik eleştirileri artırınca hükümete yakın medya organlarında 'FETÖ' suçlamasına maruz kaldı. Furkan Vakfı 16 Nisan anayasa referandumunda da 'Hayır' kampanyası yürüttü.
SOSYAL MEDYAYI AKTİF KULLANIYOR
Bir süre sonra Türkiye’yi etkileyen her önemli gelişmede Alpaslan Kuytul’un bu konudaki görüşlerini anlattığı videoları dolaşıma girmeye başladı. Kuytul ve Furkan Vakfı sosyal medyayı ve interneti çok yoğun olarak kullanıyor. Kuytul’un hükümeti eleştirdiği ve görüşlerini açıkladığı videolar şu şekilde dolaşıma sokuluyor:
Önce Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının düzenlediği toplantılarda Kuytul’un yaptığı konuşmadan sonra dinleyiciler sorularını yazılı olarak Kuytul’a iletiyorlar. Kuytul’un bu sorulara verdiği cevaplardan öne çıkanlar YouTube'a yükleniyor. Suriye savaşı, Rus uçağının düşürülmesi yada son olarak Afrin operasyonun gibi konularda yaptığı açıklamalar sosyal medyada ciddi izlenme sayılarına ulaşıyor. Bunda şüphesiz siyasal iktidara bu kadar açıktan tavır alan ve eleştiren tek dini cemaat olmasının payı büyük. Bu konuda oldukça agresif ve aktif bir çizgi izlediği görülüyor.
POLİS KUTLU DOĞUM HAFTASI ETKİNLİKLERİNE İZİN VERMEDİ
Muhafazakâr camiada Saadet Partisi dışındaki bütün partilerin AK Parti’nin arkasında saf tuttuğu, Mazlum-Der gibi insan hakları örgütlerinin dahi ortalıkta görünmediği, eleştirilerin daha kapalı ortamlarda yapıldığı bir dönemde Kuytul’un çıkışları daha görünür hale geldi. Bu eleştirilere karşı iktidar cephesinden tepki de gecikmedi. Bütün cemaatlerin büyük etkinlikler gerçekleştirdiği Kutlu Doğum haftası nedeniyle toplantı yapmak isteyen cemaate hiçbir şehirde büyük salonlar yer vermedi. Cemaat yaklaşık üç yıldır bu toplantıları halka açık olarak yapmakta büyük sıkıntılar çekiyordu. 2017 Nisan ayında bu konudaki bir etkinliğin Adana Valiliği tarafından yasaklanması üzerine cemaat Adana Atatürk Parkı'nda bir basın açıklaması yapmak isteyince polisin müdahalesi çok sert olmuştu. Birçok cemaat üyesi gözaltına alınırken polis toplantıyı sert bir şekilde dağıtmıştı.
Alpaslan Kuytul’un hükümete yönelik eleştirilerinin İslamcı camiada ilgi çektiği sosyal medyadaki paylaşımlardan görülüyor. Kuytul son olarak Afrin operasyonunu eleştirmişti. Kuytul, hükümete mesafeli İslamcı cemaatlerin bile destek verdiği Suriye konusunda hükümeti baştan itibaren yoğun bir şekilde eleştiriyordu.
Son yıllarda FETÖ-PDY operasyonları dışında ilk defa İslamcı bir cemaate yönelik bu kadar sert bir operasyon yapıldığını görüyoruz. Muhafazakâr camiadaki etkilerini ve gelişmeleri ise dava sürecinde göreceğiz.