Devletin avukatı, doktoru, mimarı, mühendisi mi geliyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, meslek örgütlerinin başındaki "Türk" veya "Türkiye" ifadelerinin çıkarılması gerektiği yönündeki açıklamasıyla harekete geçen hükümet, 'doktor, avukat, mimar, mühendis' gibi meslek sahiplerinin tek bir meslek birliğine üye olma zorunluluğunu ortadan kaldırmaya hazırlanıyor. Meslek örgütleri yapılmak istenen değişikliğin çok ağır sonuçları olacağını söylüyor.
ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyelerinin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklaması sonrası gözaltına alınıp serbest bırakılmalarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TTB ve Türkiye Barolar Birliği (TBB)'ni hedef alan şu açıklamayı yaptı, “...başındaki ‘Türk’ ifadesi zaten Bakanlar Kurulu kararıdır. Bir defa onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey.”
Erdoğan'ın sözleri üzerine Hükümet çalışma başlattı. Buna göre serbest avukatlık yapmak için baroya kayıtlı olma şartı ile serbest doktorlukla ilgili Türk Tabipleri Birliği'ne üye olma şartı ortadan kaldırılacak. Doktor, mühendis, avukat gibi meslek sahipleri istedikleri kuruluşlara üye olabilecek. Bu kuruluşlara kamudan kaynak aktarılması uygulamasına da son verilecek. Türkiye Barolar Birliği'nin ismi ve faaliyetlerine yönelik 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda, Türk Tabipleri Birliğinin de adı ve çalışmalarıyla ilgili hükümlerin yer aldığı 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu'nda değişiklikler yapılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında sadece bu iki meslek birliğinin adını dile getirse de bu çalışmalardan TTB ve TBB gibi kendi kanunu bulunan ve Anayasal bir kuruluş olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği de etkilenebilir.
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan ile meslek örgütlerinin hukuki statülerini, dünyadaki durumu ve bu tartışmayla ne yapılmak istendiğini konuştuk.
‘AMAÇ, SAVUNMA MESLEĞİNİ DEVLET MEMURLUĞUNA ÇEVİRMEK’
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, asıl amacın meslek birliklerindeki “Türk” veya “Türkiye” ibaresini kaldırmak olmadığını söyledi. Canduran, “Böyle yaparak baroları birer devlet kurumu haline getirmeye çalışıyorsunuz. Küçük barocuklar kurduğunuzda avukatlık stajlarını kim verecek? Avukatlık sicillerini kim tutacak? Avukatlara yöneltilen suçlamaların kovuşturmalarını kim yapacak? Amaç giderek avukatların özerkliğini, özgürlüğünü ve bağımsızlığını ortadan kaldırıp savunma mesleğini bir devlet memurluğuna çevirmeye çalışmaktadır. Stajı bakanlık yaptırtır, sicilleri bakanlık tutar, kovuşturmayı ve disiplin suçlarını bakanlık takip ederse bir devlet avukatı yaratırsınız. Sizi eleştiren her avukatı da bakanlık içinde soruşturmaya tabi tutup avukatlıktan men edersiniz. Mesele bağımsız savunmayı ortadan kaldırmaktır.”
‘BU SADECE 1940’LARDA İTALYA İLE ALMANYA’DA YAPILDI’
“Dünyanın hiçbir modern ülkesinde avukatların devlete bağlılığı diye bir sistem yoktur. Dün İtalyan Barolar Birliği, Hükümetin bu tavrını şiddetle kınadı. Dünyanın hiçbir modern ülkesinde bunun olamayacağını ve Türk avukatlarının yanında olduklarını belirtti. Bu sistem 1940’lı yıllarda İtalya ile Almanya’da denendi ve bu iki ülkenin sonunun ne olduğunu herkes biliyor… Siz halkın yargılanmadaki savunmasını devlete bırakırsanız, bağımsız yargılandığı konusunda vatandaşa taahhüt verebilir misiniz? Mezhebe, siyasi düşünceye göre kurulmuş baro yoktur. Paris’te, Brüksel’de, New York’ta, Amsterdam’da tek baro, ülkelerde de bir barolar birliği vardır."
“CUMHURBAŞKANI'NI YANLIŞ YÖNLENDİRDİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) tıpkı hükümet gibi sandık kurularak demokratik seçimle iş başına geldiğini belirten ve TBB’nin Afrin’e giden askerlere başarı dilediğini hatırlatan Canduran, “Yerlilik, millilik budur. Hükümetin tepesindekiler diyor ki, 'yerli milli' değilsiniz. Tam tersi Türkiye baroları hukuka uygun çalışır. Anayasanın 135’inci maddesinde yer alan bir kuruluşu Bakanlar Kurulu kararıyla kaldıramazsınız. Cumhurbaşkanı'nı özellikle yanlış yönlendirdiklerini düşünüyorum. Bakanlar Kurulu ancak ve ancak kurulan dernek ve vakıfların talebi üzerine önüne 'Türk' veya 'Türkiye' ibaresini koyabilir.”
‘HEM TERÖR İLE SUÇLAYACAKSINIZ HEM DE TÜRK KAVRAMINDAN RAHATSIZ OLACAKSINIZ’
Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Vedat Bulut kamu yararı gözeten meslek örgütleriyle ilgili tartışmalara ilişkin, “Cumhurbaşkanı bizi derneklerle karıştırıyor. Danışmanlarınca yanlış yönlendiriliyor veya danışmanlarını dinlemiyor da olabilir. TBMM'de bunu kanunla yapabilirler, Anayasayı bile değiştirebilirler ama bir sürü soruna da yol açarlar” dedi. TTB'nin Dünya Tabipler Birliği kurucu üyesi de olduğunu hatırlatan Bulut, “Bu içine düştükleri bir ikilem. Hem kurumları terör ile suçlayacaksınız hem terör sevici diyeceksiniz hem de başındaki Türk kavramından rahatsız olacaksınız! Bu kendi kafalarındaki rahatsızlardan kaynaklanıyor. Bu bir ikilemdir” diye konuştu.
‘2019'A GİDERKEN BUNU KULLANMAK İSTEDİLER’
“Asıl üstümüze gelme nedenleri bizim yolsuzluklarla uğraşmamızdır” diye ATO Başkanı TBB'nin de çocuk yaşta evlilik gibi konularda müdahil olmasından dolayı tartışmaya dâhil edildiğini söyledi. TMMOB, TBB, ATO ve TTB gibi yapıların şeffaflığı sağlayıcı kuruluşlar olduğunu belirten Bulut, bu yapılarla ilgili olası bir değişiklik durumunda ortaya çıkacaklara ilişkin şu yorumu yaptı, “Yeni bağımsız yapılar ortaya çıkarsa baskılarla doktorların üye olmalarını sağlayacaklardır. Kendi açtıkları örgütleri örtülü ödenekle finanse edip sesini yükselteceklerdir. Bunun sonucunda da kimse eleştirmeyecek, sorgulamayacaktır ve yolsuzluklar daha da artacaktır. Bakıldığında asıl mesele ekonomiktir. Hiçbir tabip savaş istiyoruz demez. Hekimlik insanları yaşatma sanatıdır. 2019'a giderken bunu kullanmak istediler. Başkanlık Sayın Cumhurbaşkanı için olmazsa olmazlardandır.”
‘SİZ İSTİYORSUNUZ DİYE FAY HATTINA İNŞAAT YAPILAMAZ”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan'a göre ise isim tartışmasının amacı, “kamu yararı gözeten meslek örgütlerinin dernek vasfına sürüklenmesini istemek”. Bu meslek kuruluşlarının tamamının bilimsel nitelik taşıdığını söyleyen Candan, “Örneğin dere yatağına ve fay hattına bina yapılmaması bilimseldir. Siz istiyorsunuz diye dere yatağına fay hattına inşaat yapılamaz. Bu kurumların başlarındaki ‘Türk’ kavramı o ülkenin bilimsel temsiliyetini yansıtır. Kavramı kaldırarak bilimsel değil de iktidarın istediğine göre mi hareket etmesi isteniyor? Yeni ortaya çıkan birlikler iki kere iki eşittir üç mü diyecek? Böyle bir değişiklik bilimsel olarak mümkün değil” dedi.
“TOPLUMA, ROBOTA ATTIKLARI GİBİ FORMAT ATAMAZLAR”
İngiltere, İsveç ya da Suriye’deki meslek örgütlerinin adlarını, ülkelerinin adıyla kullandıklarını söyleyen Candan şöyle devam etti, “Biz ülkenin mesleki açıdan bilimselliğini temsil ediyoruz. Mesleğimizin evrensel değeri var ve bunları savunuyoruz. Evrensel-bilimsel değerleri ve hukuku savunmayanlarla karşı karşıya gelince siyaset yapıyor oluyoruz. Biz meslek politikası yapıyoruz ve okullarda bunları öğreniyoruz. Okulları da mı kapatacaklar? Topluma robota attıkları gibi format atamazlar. Toplumu saflaştırarak doğruların ifade edilmesinin önüne engel teşkil ediliyor. Bu düzenlemeyle yapmak istedikleri, birliği ve birlikleri dağıtmaktır. Tabiplere bunu yaparken şehir hastanelerinin ne kadar yanlış ve çözümsüz bir proje olduğunu gördüler, 1 Nisan'da hastaneler kapatılacak toplumun tepkisi büyük olacak onun içinde olası bir tepki için bu örgütleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.”
ANAYASA'NIN 135. MADDESİ NE DİYOR?
“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.”
Anayasal kuruluşlar olan bu TMMOB, TTB, TBB gibi meslek örgütlerinin her birinin ayrıca kendi kanunları da var.