Kamu Denetçiliği Kurumu'na yapılan vicdani ret başvurusu reddedildi
Burak Özgüner, vicdani ret hakkının tanınması için Kamu Denetçiliği Kurumu'na yaptığı başvuru reddedildi. Özgüner'e verilen cevapta vicdani ret hakkının mevzuat değişikliği ile tanınabileceği ve bunun Kamu Denetçiliği Kurumu'nun görev alanına girmediği belirtildi.
DUVAR - Vicdani retçi Burak Özgüner, vicdani ret hakkının tanınması için Kamu Denetçiliği Kurumu başvurdu. Kurum, vicdani ret hakkının mevzuat değişikliği ile sağlanabileceğini ve bunun görev alanına girmediğini belirterek, başvuruyu reddetti.
Cevapta, "Ülkemizin mevcut koşulları ve güvenlik ihtiyaçları dikkate alındığında gerek zamanlama gerekse içerik bakımından ülke güvenliğine ve terörle mücadeleye olumsuz etkileri olacağından hareketle vicdani ret hakkı tanınarak askerlik hizmetlerine alternatif hizmetler getirilmesinin günümüz koşullarına uygun olmayacağı değerlendirmeleri yapılmaktadır" ifadelerine de yer verildi.
Bianet'ten Ekin Karaca'nın haberine göre, Burak Özgüner 5 Ocak'ta, vicdani ret hakkının tanınması için Kamu Denetçiliği Kurumu’na (Ombdusmanlık) başvurdu.
Özgüner, başvurusunda vicdani reddin Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'ya dayanarak, 2015 yılında vicdani reddini açıkladığını belirtti.
'KARŞILAŞTIĞIM MUAMELE ANAYASA'YA AYKIRI'
Vicdani ret kararının açıkladıktan sonra kendisine iki ayrı idari para cezası kesildiğini belirten Özgüner, başvurusunda "Vicdani retçi olduğum için herhangi bir işte çalışamadım, karşılaşmış olduğum ve karşılaşabileceğim muameleler Anayasa'ya aykırıdır ve hayatımı olumsuz etkiliyor" ifadelerine yer verdi.
Burak Özgüner, askerlikten muaf tutulma isteğinin değerlendirilmesi ve kabul edilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasını, vicdani ret hakkının tanınmasıyla olarak ilgili mercilerin harekete geçmeleri yönünde uyarılmasını ve vicdani reddin bir hak olduğu yönünde tavsiye kararı alınmasını talep etti.
'BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KARARI İLE VİCDANİ RET HAKKI TANINDI'
Kamu Denetçiliği Kurumu'ndan Burak Özgüner'in başvurusuna yanıt geldi. Cevap yazısında vicdani reddin suç olarak kabul edilmediği fakat zorunlu askerlik görevinden muaf olmak için mazeret olarak tanınmadığı belirtildi.
Yazıda, "Bu kapsamda kişiler vicdani retçi oldukları için değil; yoklama kaçağı, bakaya, firar veya emre itaatsizlikte ısrar gibi fiilleri işlemeleri nedeniyle yargı organlarınca mevcut mevzuat hükümleri uyarınca ceza almaktadırlar" denildi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun 1998/77 sayılı kararı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının vicdani ret hakkını tanıdığı belirtildi. Vicdani reddin, mevzuat değişikliği ile tanınabileceği belirtilen yazıda, bunun Kamu Denetçiliği Kurumu'nun görev alanına girmediği ifade edildi.
'ÜLKE GÜVENLİĞİNE OLUMSUZ ETKİLERİ OLABİLİR'
Vicdani ret hakkının "ülke güvenliği ve terörle mücadeleyi olumsuz etkileyeceğini" yönünde değerlendirmeler yapıldığı kaydedilen yazıda, şu ifadelere yer verildi:
- "Öte yandan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunun 1998/77 sayılı kararıyla herkesin din, düşünce ve vicdan özgürlüğü hakkının meşru bir uygulaması olarak askerlik hizmetini vicdanen reddetme hakkı tanınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarına göre ise vicdani ret hakkı, askerlik hizmeti ile bağdaşmayan savaş karşıtı bir inanca mensup olan kişilerin inanç özgürlüğünü korumak amacıyla, askeri hizmet yükümlülüğüne getirilen bir muafiyettir. Vicdani ret hakkı, samimiyetle ve gerçekten mensup olunan savaş karşıtı bir inancın mutlak emirlerini yerine getirmek amacıyla talep edilmesi halinde korunmaktadır.
- Bilindiği üzere, ülkemizde terörle mücadelenin yoğun olarak devam ettiği ve birlik ve beraberlik duygularının üst derecede önem kazandığı bir süreçten geçilmektedir. Bu noktada, ülkemizin mevcut koşulları ve güvenlik ihtiyaçları dikkate alındığında gerek zamanlama gerekse içerik bakımından ülke güvenliğine ve terörle mücadeleye olumsuz etkileri olacağından hareketle vicdani ret hakkı tanınarak askerlik hizmetlerine alternatif hizmetler getirilmesinin günümüz koşullarına uygun olmayacağı değerlendirmeleri yapılmaktadır.
- Yukarıda yer verilen açıklamalar ve ilgili mevzuatı gereğince; başvuranın talep ettiği hususların ancak ilgili mevzuatta değişiklik yapılması halinde mümkün olabileceği, dolayısıyla başvuruya konu edilen hususların Kurumun görev alanına girmediği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
- Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre 'Kurumun görev alanına girmeyen' başvurunun 6328 sayılı Kanunun 5. maddesi ve anılan Yönetmeliğin 20. maddesinin birinci fıkrası gereğince incelenmemesine ve kararın başvurana tebliğine kesin olarak karar verildi."