İstismara çözüm: Adalet ve Koruma
Çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi ve çocukların korunmasının yeniden gündemde; Adalet Bakanı "hadım", Bahçeli "idam" çözümlerini önerdi. Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı ise gerçek çözüm için önerilerini sıraladı.
DUVAR - 79 sivil toplum örgütünün kurduğu 'Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı', yeniden idam ve kimyasal hadım çözümlerinin önerilmeye başlanmasına karşı çözüm önerilerini sundu. “Çok geç olmadan çocukları şiddetten korumak için beraber harekete geçelim” çağrısını yapan Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı, "Cinsel İstismara Çözüm: Adalet, Koruma ve Rehabilitasyon" başlıklı imza kampanyası başlattı. Açıklamada “Sağduyulu çözümler üreterek çocukları koruyalım şiddeti önleyelim” denildi.
12 Şubat 2018 günü Adana’da üç yaşında çocuğa yönelik cinsel saldırı sonrası yeniden tartışılmaya başlanan çocuklara karşı şiddeti konusunda bugün Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Mahkeme kararıyla, infaz süresince, kimyasallarla cinsel isteği azaltma ve ortadan kaldırma konusunu birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda irademiz var" şeklinde açıklama yapmıştı.
Bugün yine grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yine idam çağrısı yaptı; “Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa, ya anasından doğduğuna pişman edilmeli ya da kurulacak bir darağacında boğazına yağlı urgan dolanmalıdır.”
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı ise şu açıklamayı yaptı:
“Bu bağlamda şiddete şiddet ile karşılık vermek yerine çocukların korunması odağında yapılmalı.”
İmza kampanyasında, “Gerçek çözüm için yapılması gerekenler” şöyle sıralandı:
Çocukları ancak güçlü bir sosyal hizmetler ağı üzerine inşa edilmiş çocuk koruma ve adalet sistemi ile koruyabiliriz. Devletin de BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi ile, önleyici bir sistem kurarak çocukları ihmal ve istismardan korumayı taahhüt etmiş olduğunu hatırlatmak isteriz.
Ceza adalet sistemi; yargılamaların çok uzun sürmesi, takdiri indirim sebeplerinin uygulanma biçimi, yetersiz delil toplanması gibi sebeplerle sanıklar için caydırıcı olmaktan uzaklaşmaktadır. Ceza adalet sisteminin amaca uygun işlemesi için eksikliklerin sebebinin araştırılmasını, bunları gidermek için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin acilen yapılmasını talep ediyoruz.
Biliyoruz ki, çocukların ihmal veya istismar edilmesinden önce riskleri fark edip bunları ortadan kaldırmaya yönelik sistemler gerçek bir koruma sağlayabilirler. Bu nedenle, bütün önceliğin önleyici hizmetlere verilmesini talep ediyoruz.
Erken uyarı sisteminin kurulmasını, çocuklarla çalışanların riski fark etme ve bildirme yükümlülüklerinin düzenlenmesini, bildirimi alacak etkili bir müdahale biriminin kurulmasını, travma mağdurları için tedavi hizmetlerinin güçlendirilmesini ve yaygınlaştırılmasını talep ediyoruz.
Mecliste, daimi bir çocuk komisyonu kurulmalı, hatta bakanlık olmalıdır. Bütün partilerin de, bu konuya özgü çalışma grupları ve politikaları olmalıdır.
Çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için Ulusal Eylem Planı ivedilikle yayımlanmalı ve hayata geçirilmelidir. Planın izlenmesinde STK’lara veya konuyla ilgili çalışan ağlara da sorumluluk verilerek uygulamada şeffaflık sağlanmalıdır.
Sadece çocuklar için, çocuklara yönelik bir şikayet hattının açılması gerekmektedir. Ayrıca çocuklarla ilgili bilgilerin gizliliğinin mutlaka sağlanması gerekmektedir.
ASPB nezdinde çocuklara 7/24 acil hizmet verebilecek çocuk koruma birimleri yapılandırılmalıdır.
Önleyici tedbirler: Erken çocukluk döneminden başlayarak çocuklar için, anne-babalar için, çocuklara bakım ve eğitim hizmeti verenler için ve çocuklarla çalışan profesyoneller için bilgilendirme kampanyaları ilgili bakanlıklar ile STK’ların ortaklığında yapılmalı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel ve üreme sağlığı eğitimi müfredata aktarılmalıdır.
Çocuğa karşı cinsel sömürü ve istismarın önlenmesine yönelik kanıtlara dayalı uygulamalar geliştirmek için politika kararlarını almamızı sağlamak amacıyla vaka ve yaygınlık oranları zaman içindeki eğilimleri, olguların coğrafi dağılımı ve risk faktörlerini belirleyici epidemiyolojik araştırmalar yapılmalıdır.
Koruyucu Tedbirler: Çocuğun mağdur ve suç tanığı olduğu unutulmamalı, acilen koruma hizmetleri verilmeli! Gerekli hizmetler çocuklara ilk yardım, ara tedavi ve uzun süreli rehabilitasyon hizmetine kadar gidecek süreçte ilgili uzmanlardan oluşmuş bir ekip ile Çocuk İzlem Merkezlerinde ve üniversitelerin Çocuk Koruma Birimlerinde gerçekleştirilmelidir.
Kovuşturma: Çocuğun mağdur ve suç tanığı olduğu unutulmamalı! Çocuğun ifadesi tek seferde Çocuk İzlem Merkezlerinde ve üniversitelerin Çocuk Koruma Birimlerinde gerçekleştirilmeli, çocuğun ifadesinin tekrar tekrar farklı dava süreçlerinde alınmasından kaçınılmalıdır..
Çocuğa cinsel sömürü ve istismar yapan suçlunun cezalandırılması çocuğa verdiği zarar, hukukta orantılılık ve birey olarak çocuğun ve bir grup olarak çocukların yüksek yararı gözetilerek, cezasızlığa yer vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
Rehabilitasyon: Cinsel sömürü ve istismara maruz bırakılan çocuklar için koruma sistemine girer girmez başlayan tedavi ve terapi çalışmaları ile çocuk iyileşebilir, bu nedenle güvenlik ve adli hizmetlere ayrılan bütçe gibi rehabilitasyon hizmetleri için ayrı ve ilgili dava sayıları göz önüne alınarak yeterli bütçe ayrılmalı, Cinsel sömürü ve istismar mağduru çocuklar için özel rehabilitasyon hizmetleri arttırılmalı, çeşitlenmeli ve çocukların hizmet kurumlarından kaçmasını ya da uzaklaşmasını önlemek için çocukların katılımıyla planlanıp uygulanmalıdır. (Kaynak: Bianet)
İMZA KAMPANYASINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN
Çocuk istismarıyla ilgili doğru bildiğiniz yanlışlar
DUVAR - Türkiye Psikiyatri Derneğinin daha önce hazırlamış olduğu ve halkı bilgilendirmek için yayımladığı çocuk istismarı raporunda Psikiyatri Uzmanı Dr. Sibel Koçbıyık’ın çalışmasında çocuğa yönelik cinsel istismarla ilgili doğru bilinen yanlışlara dikkat çekti. Peki o doğru bildiğimiz ama yanlış olan maddeler ne?
YANLIŞ: Çocuklarda cinsel istismar nadir görülen bir durumdur.
DOĞRU: İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi tepkilerden dolayı cinsel istismar çoğu kez gizlenmekte, aile içinde sır olarak saklanmaktadır. Bu nedenle gerçek istatistiksel verilere ulaşmak zordur. Dünya sağlık örgütü verilerine göre kadınların yüzde 15-20, erkeklerin yüzde 5-10’u hayatının bir döneminde cinsel istismara uğruyor.
YANLIŞ: Sadece kız çocukları risk altındadır.
DOĞRU: Yapılan araştırmalar her 5 kız çocuktan ve her 10 erkek çocuktan birinin cinsel istismara uğradığını ortaya koyuyor. Erkek çocuklarının yaşadığı cinsel istismar rakamlarının kız çocuklarına göre düşük olmasına ilişkin görüşlerden biri; yardım aramanın erkekliğe yakışmayacak bir davranış olduğu, ömür boyu damgalanacakları, homoseksüel olarak değerlendirilme korkuları nedeniyle erkek çocuk ve aileleri yaşadıkları deneyimleri anlatmakta daha isteksiz olmaları.
YANLIŞ: Sıklıkla düşük gelirli ailelerde yaşanır.
DOĞRU: Yoksul ailede yetişen çocuklarda fiziksel ve psikolojik istismar ile çocuk ihmalinin daha sık olduğu pek çok araştırmada gösterilmiştir. Klinik değerlendirmeye gelen cinsel istismar olgularının bir kısmında sosyoekonomik düzey düşüktür; ancak bu diğer istismar türleri ile kıyaslandığında daha az belirgindir. Unutulmamalıdır ki cinsel istismar, her türlü sosyoekonomik, sosyokültürel düzeyde gözlenebilir.
YANLIŞ: İstismarcılar, dışarıdan fark edilebilen anormal davranışları olan yabancı kişilerdir.
DOĞRU: Cinsel istismar ve tecavüz konusunda son 50 yıldır yapılan araştırmalar istismarcının çoğunlukla erkek, çekirdek aile, geniş aile, yakın çevre ya da eğitim kurumlarından; çocuğun, hatta ailenin de tanıdığı biri olduğunu göstermektedir. Cinsel istismar ve tecavüzü yapan kişiler evli, çocuklu, meslek sahibi kişiler olduğunda tespit edilmesi ve ortaya çıkması daha zor olmaktadır.
YANLIŞ: Parklar, umumi tuvaletler, ıssız sokaklar, karanlık yerler, boş inşaat sahaları cinsel istismarın gerçekleşebileceği tehlikeli bölgelerdir.
DOĞRU: Cinsel istismar her ortamda olabilir. Özellikle yakınlar tarafından olduğunda sıklıkla sokakta, arazilerde değil; çocuğun bildiği, güvende hissettiği mekanlarda gerçekleşir. Olayın olduğu yer genellikle ev, okul gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevresidir.
YANLIŞ: Çocuk sesini çıkarmadıysa rızası vardır.
DOĞRU: Çocuk istismarında ‘çocuğun rızası’ diye bir kavram yoktur, çocuğun kendinden yaşça büyük birinin isteklerini sessiz kalarak yerine getirmesi, bunu kabul ettiği anlamına gelmez. İstemediği söz ve davranışlara itiraz etmemesi, rıza göstergesi değil, her anlamda gücünün yetmemesi ile ilişkidir. Ayrıca, çocuklar durumun ciddiyetini anlamlandıramadıkları için, küçük hediyeler, ödüller verilerek kandırılabilir. Çocuk ödülü kabul ettiği için istismarcı tarafından ailesine söyleme tehdidiyle korkutulabilir ve bu şekilde istismar sürdürülebilir.
YANLIŞ: Çocuklara uslu, akıllı, açıkgöz olmalarını söyleyip, sık sık uyarırsak onları tehlikelerden korumuş oluruz.
DOĞRU: Çocukları korumanın bilinen en etkili yolu, onlara cinsel istismarla ilgili bilgilendirme eğitimi vermektir. Pek çok ebeveyn cinsellikle ilgili konuşurken zorlanır. Konuşma içeriği sadece akıllı, uslu olmalarını, ıssız yerlerde dolaşmamalarını tembihlemekle sınırlı kalırsa, bu nasihat bilgilendirme yerine geçmez, çocuğunuzu korumuş, onu cinsel istismarla yeterince bilgilendirmiş olmazsınız.
YANLIŞ: Çocuklar olan biteni çabuk unuturlar. Akıllı, olgun çocuklar bu deneyimi kolay atlatırlar.
DOĞRU: Cinsel istismar, çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından ciddi derecede zarar vericidir. Çocuğun özgüvenini, cinselliğini, ilişkilerini, tüm hayatını etkileyebilecek ağır bir yüke dönüşebilir.
Cinsel istismarla ilgili bilgilendirme, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olarak olabilecek en erken yaşta başlamalıdır. Çünkü her yaşta çocuk istismar mağduru olabilir. Konuşmaya ve isteklerini anlatmaya başladıkları iki yaşında vücut parçalarının isimleri öğretilerek güvenmedikleri, istemedikleri zaman özel bölgelerine dokunulunca “hayır” demeleri öğretilmeye başlanabilir. (Kaynak: Ekmek ve Gül)