Kreşte çocuklara şiddet iddiası
Tuzla'daki özel bir anaokulunda çocuklar öğretmenler tarafından dövüldü, öğrenciler çıplak halde toplu olarak tuvalete götürüldü... Okulda çalışan ve aynı zamanda çocuğu da bu okula giden temizlik görevlisi Zeynep Atasever, okuldaki bu rezaleti ortaya çıkardı.
DUVAR - İstanbul Tuzla’daki özel bir anaokulunda çocuklar öğretmenler tarafından dövüldü. Kız çocuklar ile erkek çocuklar çıplak halde topluca tuvalete götürüldü. Bütün bunları kendi çocuğu da aynı okulda okuyan temizlik görevlisi Zeynep Atasever ortaya çıkardı. Zeynep Atasever yaşadıklarını, “Oğlum okulda olanları anlatınca inanamadım. İşimden ayrılıp anaokulu sahibine beni işe alması için yalvardım. Gördüklerim karşısında psikolojim bozuldu. Çocukları dayak yerken defalarca ellerinden aldım. Bana ‘Sen karışma, sana ne oluyor, sen burada çalışan birisin’ diye bağırdılar” dedi.
Atasever bir anaokulunda temizlikçi olarak çalışıyordu. İşyeri uzak olduğu için oğlunu evinin yakınındaki Özel Şirin Afacanlar Anaokulu’na vermişti. Oğlu okulda topluca tuvalete götürüldüklerini, öğretmenlerin kendilerini dövdüğünü anlattığında inanamadı. İşinden ayrıldı. Oğlunun gittiği anaokulunun müdürü Güler M.’ye kendisini işe alması için yalvardı. Geçen yıl işe başladı. Zeynep Atasever okulda gördüklerini cep telefonuyla tek tek kaydetti. Velilere gönderdi ancak okul yönetimi velileri her seferinde ikna etmeyi başardı. Görüntüler bir televizyonda yayınlanınca Milli Eğitim Bakanlığı soruşturma başlattı. Tüm veliler çocuklarını anaokulundan aldı. Aralarında Zeynep Atasever’in de olduğu veliler önceki gün okul yönetimi hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
'DEDEKTİF GİBİ UĞRAŞTIM...'
Hüriyet gazetesinden Aziz Özen'in haberine göre, Zeynep Atasever okulda gördüklerini şöyle anlattı:
“Benim çocuğum anaokulunda dayak yemiş. Bunu bana 3-4 aydan sonra yavaş yavaş anlatmaya başladı. Onun üstüne ben bu olayı ortaya çıkarmak için işimi bıraktım ve o anaokulunda çalışmak için sahibi Güler M'ye. yalvardım. Beni 3 ay sonra işe aldı. İlk 3 ay yaza denk geldiğinden çok fazla çocuk yoktu. Kadın beni tuvalete ve mutfağa sokmuyordu. 3 ay sonra okullar açılıp çocuklar çoğaldıktan sonra Güler M.’nin çocuklara karşı tavrı da sertleşti. Fırsatını buldukça telefonla bu yaşananları çekmeye başladım. Dayak görüntüsünü çektikten sonra çocuğumu oradan alıp işten çıktım. Üç ay boyunca dedektif gibi uğraştım bu görüntüleri çekebilmek için.
70 ÖĞRENCİYE 2 ÖĞRETMEN BAKIYORDU
Okuldaki 70 öğrenciye sadece 2 öğretmen bakıyordu. Kreşin sahibi velilere ‘5 tane öğretmenim var’ diyordu. Burada sadece iki öğretmen var, gelen veliler nasıl kayıt yaptırıyorlar’ diye şaşırıyordum. Çünkü öğretmenleri hiçbir şekilde görmüyordu veliler. Bu okul 9 yıldır açık. Buraya çocuklarını gönderen insanlar bu kadar nasıl susmuş? Çocuklara yapılanları gördüğüm için psikolojik tedavi görüyorum.
Bir gün çocuk merdiveni boyamış, ‘Güler Hanım bunlar çocuktur. Anlamazlar. Ben silerim’ dedim. ‘Anlamıyorlarsa anlatacağız’ diye bağırdı. Bunun üzerine velilerimize sahte bir hesaptan videoları gönderdim. Ancak velileri yine ikna ettiler. Vicdanım el vermedi. ‘Ne yapabilirim, nasıl yapabilirim, velilere nasıl ulaşabilirim’ diye düşündüm. Direkt internet aracılığıyla velileri uyandırmak için bu şekilde yola çıktım. Ama bir etkisi olmadı. Olmayınca da dayak videosunu çektim. Biraz da korktum aslında. Açıkça o psikolojinin altında olduğum için ben de o kadından çok korktum. Çünkü bu kadının her konuşmasında bir tehdit vardı. Velilere benim görüntüleri gönderdiğimden eşimin bile haberi olmadı. Telefon yasak olmasa ben 6 ay bile beklemezdim. İlk aylarda gördüklerimi çekerdim. Anaokuluna girerken kendi telefonumuzu bırakıyorduk. Telefon taşımamıza izin vermiyordu. Ben olmasam bu olay ortaya çıkmayacaktı.”