Sosyal Hizmet Uzmanı Nihat Tarımeri: Hadımdan önce konuşmamız gereken 11 sorun var

DUVAR - Tecavüz ya da diğer cinsel saldırı suçlarının cezalandırılması için kullanılan kimyasal hadım yani kimyasal kısırlaştırma yöntemi yeniden Türkiye'nin gündeminde. Sosyal Hizmet Uzmanı Nihat Tarım kimyasal hadım ve idam gibi tartışmalar yerine çocukları korumak için yapılacakların konuşulması gerektiğini söylüyor. "Toplum olarak birçok şeyi bilmiyoruz" diyen Tarımeri, bu konuları 11 madde halinde sıralıyor. Tarımeri, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'un Türkiye'de yanlış uygulandığını ve bu kanunun çocukları korumadığını da söylüyor.

'ÇOCUĞU GÜVENLİ ALANA ÇEKEBİLMEK GEREKİR'

Çocuk istismarlarının en fazla aile içinde yaşandığını belirten Tarımeri, istismarın yüzde 80 oranında akraba ve tanıdıklardan geldiğine dikkat çekerken şunları anlatıyor:

"Bu istismarlar özel alanda gerçekleştiğinde itiraz edilmediği zaman ya da böyle bir olay kabullenilemediği için olay süreklilik oluşturuyor. Bu da travma gibi bir çok davranışa dönüşüyor. Burada çocuk koruma boyutuyla ilgili bir koruma alanını kamusal bir görev olarak kabul etmemiz gerekiyor. Kamudaki bir olay güvenlikle ilgili bir olaydır. Bu olay tecavüz boyutuna gelindiği zaman ayrı bir boyut taşır. Ama çocuk istismarı dediğimiz olay ise evde koruma boyutuyla ilgili. Burada güven olmadığı zaman oradaki korumayla ilgili bir sorun taşır. Mağdur olan çocuğun ne şekilde yanında duracağız? Çocuğun yanında olduğumuz zaman da sosyal hizmet boyutu dediğimiz koruma boyutunu ne yazık ki eksik görüyoruz. Yani hem özel alanda hem de kamusal alanda durumu ihbar edip çocuğu güvenli alana çekebilmek gerekir.”

'İDAM VE HADIM İSTEYENLER ÖFKEDEN İSTİYOR'

Çocuk istismarlarının yaşanmasında ailelerin bu duruma sessiz kalmalarının da payının olduğunu belirten Tarımeri, cinsel istismar suçlarında kimyasal hadım ve idam isteyenlerin öfkeden bu cezayı istediklerini belirtiyor.  Tarımeri şöyle devam ediyor:

“Artık bu durum kolektif bir lince dönüşüyor. Bunların hesabı idareye kesilmiyor. Böylece hesap kişiye soruluyor. Buradaki muhatap idaredir. İlgili kurumlardır. Bu muhataplar ilk önce çocuk esirgeme kurumları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'dır. Avrupa Sosyal Şartı üzerinden bakıldığı zaman ailenin sosyal hizmetten yararlanma hakkı bir görevdir. Kurumsal yapılar kurulmadığı zaman Çocuk Koruma Kanunu'un beşinci maddesi hepsi yanlış oluyor. Daha sonra çocuklara yapılan cinsel saldırılar sadece yargı yöntemiyle çözülecek diye düşünülüyor. Şöyle bir örnek verelim diyelim ki apandisit ameliyatı olacak birinin ameliyatına veteriner girebilir mi? Hadım ve idam sadece bir araç olarak burada kendini gösteriyor.”

Sosyal Hizmet Uzmanı Nihat Tarımeri

'SORUN ÇÖZÜLMEZ BİR HAL ALIYOR'

Çocuk Koruma Kanunu'undaki eksikliklerden bahseden Tarımeri, şunlara dikkat çekiyor: “Çocuk Koruma Kanunu'unda bu konuda yetkili olmayan kişileri benzer yetkiye sahip diye çakma pedagoglarla işi yürütmeye çalışıyor. Bu kanunda yer alan koruma kararını idare yerine getirmiyor. Örneğin ihbar yükümlülüğü kuruma iletiliyor. Ama ilgisiz kişi burada rapor hazırlıyor. Yetkin olmayan bir kişinin hazırladığı rapora göre mahkeme barınma veya bakım tedbiri veriyor. Böyle bir uygulama mümkün değil. Niteliği olmamış kişilerle yürütülen bu hizmetler çocuğu koruyamaz. Afrika ve Afganistan'da bir çocuğun korunmasıyla ilgili teknik ve becerileri sosyal hizmet konusunda eğitim almış kişiler düzenler. Türkiye'de çocuğun korunmasıyla ilgili tedbir kararını mahkeme veriyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın buna yönelik ayrı bir kurum oluşturması lazım. Bu kurumun çocuk koruma, gençlik koruma ve yardım gibi bir çerçevesinin olması lazım. Ama bu yok. Bunu yapmadığımız gibi burada RTÜK veya başka kurumlar devreye girerek kendi bakışını yansıtıyor. Böyle olunca da sorun çözülmez bir hal alıyor.”

'HADIMDAN ÖNCE PEDOFİLİ TEDAVİ EDİLMELİ'

“Hadımlık kısmına gelmeden önce pedofili dediğimiz hastalığı önce tedavi etmeleri gerekiyor” diyen Tarımeri, pedofililer için bir teşhisin olması gerektiğini, bu konunun muhatabının hukuk mercilerine ait olmadığını söylüyor:

“Kimyasal hadım pedofili hastalığının teşhisinden önce konuşuluyor. İlk başta bunların tedavi ve teşhisi gerekli. Cinsel istismar sorunu her toplumda olabilecek bir problem. Bu konu yardımseverlik veya hayırseverlik üzerinden çözülmez. Almanya'da, İsviçre'de bu iş böyle yürüyor. Sorunu çözmek çok kolay. Türkiye'de Çocuk Koruma Kanunu Afganistan'daki yasal düzenlemenin çok altında. Kolayca çözülecek bir sorunu çözmek istemiyoruz. Sosyal hizmet yardımseverlik ve hayırseverlik değildir. Sosyal hizmet kamusal bir hizmet ve haktır. İlk önce bunu anlamalıyız.”

İSTİSMAR KONUSUNDA BİLİNMEYENLER 

Tarımeri, cinsel istismar, tecavüz gibi olayların artmasında insanların bazı bilgilerden uzak kaldıkları için yaşandığını söylüyor. Tarımeri, kimyasal hadım ve idam konularından önce konuşulması gereken 11 sorunu, "bunları bilmiyoruz" diyor ve bu maddeleri de şöyle sıraladı:

- Cinsel taciz yapan kişileri deşifre etmeyerek, aslında onları koruyoruz

- Çocuk istismarcılarının, özellikle çocuklarla ilişki kurabilecekleri işlerde çalıştıklarını (servis şoförü, servis ablası, okul görevlisi, antrenör, bakıcı gibi) bilmiyoruz

- Çocukların en sık 3 ila 8 yaşları arasında cinsel tacize uğradığını bilmiyoruz

- Tacize uğradığını söyleyen çocuklarımıza inanmıyoruz ya da inanmamayı tercih ediyoruz, yanlış anladığını düşünüp hem onları hem de kendimizi kandırıyoruz

- Başımıza gelen olayları 'ailenin onurunu koruma' gayesiyle aile sırrı olarak saklıyoruz

- Çocukları çok fazla yalnız bırakıyoruz.

- Taciz gören 10 çocuktan 8’inin, tanıdığı bir kişi tarafından tacize uğradığını bilmiyoruz

- Erkek çocuklarımızın da cinsel tacize uğrayabileceğini göz ardı ediyoruz

- Cinsel istismar yapan kişilerin karanlık bir ifadesi olan, tıraş olmamış, kirli ve bakımsız kıyafetler içinde, işsiz, evsiz, suça meyilli, ailesi olmayan, alkollü, pis bakışlı kişiler olduğunu sanıyor, temiz yüzlü, aile babası görünümlü bir kişinin de tacizde bulunabileceğini bilmiyoruz

- Çocuğa, duygularını ve yaşadıklarını paylaşabileceği güvenli bir ortam sağlamıyoruz.

- Çocuklarımıza şunları sık sık söylemiyoruz: “Vücudun sana ait. Kimse vücudunun herhangi bir yerine dokunma hakkına sahip değil. Kimse seni istemediğin halde öpemez, sen de kimseyi zorla öpmemelisin. İstemediğin bir durumda ‘hayır’ demelisin.