1453 ağırlaştırılmış müebbet: Cezaevinde nasıl yaşıyorlar?

Türkiye'de ağırlaştırılmış müebbet cezaları sıkça gündeme geliyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin kurduğu Hapiste Ağırlaştırılmış Müebbet Hükümlüsü Mahpuslar Ağı'ndan Ezgi Yusufoğlu, ağırlaştırılmış müebbet hapse hükümlülerin cezaevi şartlarını anlatırken AİHM'in Öcalan, Gurban ve Kaytan kararlarından örnek veriyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye'nin son dönemlerinde verilen cezalarda ağırlaştırılmış müebbet cezaları sıkça duyuluyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde aralarında gazeteci Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın da olduğu 6 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesiyle gündeme gelen bu infaz rejimi hakkında Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin kurduğu Hapiste Ağırlaştırılmış Müebbet Hükümlüsü Mahpuslar Ağı'ndan Ezgi Yusufoğlu ile konuştuk...

'CEZALANDIRMAYI AŞAN HAPSEDİLME BİÇİMİ'

Cezaevlerinde ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü kaç mahkum var? Bu konuda sizin ulaştığınız bir veri var mı?

Adalet Bakanlığı’nın 17 Şubat 2014 tarihli verilerine göre Türkiye’de hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş bin 453 mahpus bulunuyor. Daha sonrasında yapılmış bilgi edinme başvurularına ve istatistiklere ilişkin sorular içeren soru önergelerine yanıt verilmese de bu sayının, özellikle darbe girişimi sonrasındaki süreçte katlanarak artacağı öngörülüyor. Geçtiğimiz günlerde paylaşılan Bia Medya Gözlem Raporu’na göre sadece Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde 85 gazeteci ve medya temsilcisi Terörle Mücadele Kanun'u kapsamında toplam 237 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılandı. Son olarak geçtiğimiz günlerde aralarında Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın da olduğu 6 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesiyle gündeme gelen bu cezanın infaz rejimi; cezalandırmayı ve hapsetmeyi aşan, kişilerin tüm varlığını kuşatan bir infaz rejimi olarak diğer tüm hapsedilme biçimlerinden keskin biçimde ayrılmaktır.

'AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HÜKÜMLÜLERİNİ, SADECE EŞİ, ALT SOYU VE VASİSİ ZİYARET EDEBİLİYOR'

Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerini diğer mahpuslardan ayıran infaz rejimi hangi kriterleri içeriyor?

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası idam cezasının kaldırıldığı 2002 yılında, bu cezanın yerine getirildi ve Türkiye hukukuna göre, bir kişiye verilebilecek en ağır ceza durumunda. 2005 yılında yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’la düzenlenen infaz rejimine göre bu mahpuslar diğer mahpuslardan ayrı bir infaz rejimine tabi tutulurlar. Bu infaz rejiminde hükümlü, tüm 23 saate çıkan sürelerle kilit altında hücrede, tek başına kalmak zorundadır. Bu cezaya hükümlü mahpuslar, diğer mahpuslardan farklı olarak telefon ve ziyaret haklarını oldukça sınırlı kullanabilirler. Diğer mahpusların haftada bir telefon ve ziyaret hakkı varken ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpuslar bu haklardan 15 günde bir yararlanıyor. Bunun yanında diğer mahpusları üçüncü dereceye kadar “kan ve kayın hısımları” ile akraba olmamalarına rağmen adlarını vereceği üç kişi ziyaret edebilirken ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusları sadece eşi, alt soyu, üst soyu ve vasisi ziyaret edebiliyor.

'İZOLASYON SÖZ KONUSU'

Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüler, açık ve kapalı görüş, sağlığa erişim hakkı ve daha birçok haktan diğer mahkumlar gibi yararlanabiliyorlar mı? Örneğin bir ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü başka bir mahpusla görüşüp sohbet edebiliyor mu?

Birden çok ziyaretçiyle görüşme imkânı tanınmadığı için bu mahpuslar diğer akrabalarını bir daha hiç görememek bir yana ailesini de bir daha hiç bir arada göremiyor. Bu mahpusların hapishanede çalışmalarına izin verilmiyor; hapishaneden, hastaneye sevk durumları dışında ağır hastalık durumları da dâhil olmak üzere hiç çıkarılmıyorlar. Bu kanuna göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen mahpusların hapishanelerde sosyal aktivitelerden yararlanması da mümkün değil. Eğer hapishane idaresi izin verirse günde bir saat kendi ünitesinde kalan diğer mahpusları görebiliyor ve bu esnada görebileceği mahpus sayısı en fazla iki. Sosyal olarak neredeyse tam bir izolasyon söz konusu. Bu izolasyon ve tecridin ağır koşullarının bedenleri, duyguları ve zihinleri üzerindeki etkisi başka koşullarla bir araya geldiğinde bu mahpuslardan hapishane için “toplama kampı”, hücre için “tabutluk” ve infaz rejimi için “işkence” benzetmesi duymak sıradanlaşıyor.

Ezgi Yusufoğlu

'AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İKİ ŞEKİLDE İNFAZ EDİLİYOR'

Ağırlaştırılmış müebbet cezası nasıl infaz ediliyor? Örneğin ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü bir mahpus hayatının sonuna kadar cezaevinde mi kalıyor?

Türkiye hukukunda, ağırlaştırılmış müebbet cezası iki şekilde infaz ediliyor. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hükmü verilmiş olan kişiler 30 senenin ardından koşullu salıverilmeden yararlanabilir (Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun-CGTİHK, madde 107/2) veya haklarında “koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz” (CGTİHK, madde 107/16) ve bu kişiler tahliye umudu olmadan, ölene kadar hapiste tutulurlar. Bu cezanın nasıl infaz edileceği, kişinin yargılandığı yasa maddeleriyle ilişkilidir. Kişi Türk Ceza Kanunu’nun “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” ve “Milli Savunmaya Karşı Suçlar” başlıklarında düzenlenen “suç”ları örgütlü olarak işlediği için hakkında ağırlaştırılmış müebbet hükmü verilmişse koşullu salıverilmeden yararlanamaz.

Peki her iki şekilde de infazı gerçekleştirilen kişiler aynı haklara mı sahip?

Hapsedilmiş kişilerin insan haklarına ilişkin, devletleri bağlayıcı sözleşmelerden ziyade standart ve ilkeler belirlemeye yönelik metinlerin varlığı göze çarpıyor. Zira bu metinlerde de belirtildiği üzere hapsedilmiş kişiler fiziksel özgürlük hakları dışında bütün haklarını kullanma yetkilerine sahip. Ancak ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimi hücrede tutmaya yönelik standartlarla çelişmekte; bu mahpusların temel hak ve özgürlüklerini ihlal ediliyor ya da en iyi ihtimalle sınırlanıyor.

ÖCALAN VE KAYTAN KARARLARI...

Tahliye umudu olmayanlara yönelik basında sık sık 'işkenceye maruz kaldığı' gibi iddialar gündeme geliyor. AİHM Öcalan/Türkiye kararında ağırlaştırılmış hapis cezasının işkence ve kötü muamele yasağının ihlali olduğuna karar vermişti... Bu kararlar ağırlaştırılmış mahpuslar için ne anlama geliyor?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de psikoloji, psikiyatri, sosyoloji, halk sağlığı gibi birçok farklı alanın eleştiri sunduğu ve sorunsallaştırdığı tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, Öcalan/Türkiye, Gurban/Türkiye ve Kaytan/Türkiye kararlarında 'işkence ve kötü muamele yasağının ihlali' olduğuna karar vermişti. Tahliye umudu olmayan hapis cezası ve ağır tecrit içeren bu infaz rejimi; haberleşme, aile bağlarını koruma, çalışma, sağlığa erişim, eğitimin yanı sıra doğrudan işkence ve kötü muamele yasağının ihlali.

'İDAM KALKTI BİZ SENİ İDAM EDEMİYORUZ'

Siz ulaşanlar içinde ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin en çok şikayet ettikleri konu ne?

Bu sorunuza yanıt olarak bize Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi'nden gönderilen B.T. adlı bir kadının mektubunu paylaşmak istiyorum: “Uzun lafın kısası ceza içinde ceza. Ne odanın metrekaresi ne yalnızlığım, benim zoruma giden tek şey ne biliyor musun? Bir vebalı gibi ya da terminatör ya da saldırgan hayvanmışım gibi diğer mahkumlardan bile uzak ve ayrı tutulmam. Tabii bunda buranın, yani idarenin hiçbir suçu yok. Bu bana bu cezayı veren mahkemenin ve adalet denilen adaletsizliğin işlediği bir cinayettir. 'İdam kalktı, biz seni idam edemiyoruz. Yaşayabiliyorsan yaşa böyle, yaşayamıyorsan da çek ipini.' Tecritin ve ağırlaştırılmış müebbetin anlamı budur!”