Karnındaki bebeğiyle hapis yatan Karyemez: Bir anne nasıl savaş isteyebilir?

Emek Partisi Küçükçekmece İlçe Yöneticisi Neslihan Karyemez, tahliye edildi. Karyemez, “Bir anne nasıl savaş isteyebilir? Savaşa gönderilen çocuklar hep yoksul, emekçi çocukları” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Barış bildirisi dağıttığı için karnındaki bebeğiyle bir ay tutuklu kalan Emek Partisi Küçükçekmece İlçe Yöneticisi Neslihan Karyemez, tahliye edildi. Karyemez, “Bir anne nasıl savaş isteyebilir? Savaşa gönderilen çocuklar hep yoksul, emekçi çocukları” dedi.

Emek Partisi Küçükçekmece İlçe Yöneticisi Neslihan Karyemez, İkitelli’de Afrin operasyonuna dair barış çağrısı yapan bildiriyi dağıttığı için yaklaşık bir ayı karnındaki bebeğiyle Bakırköy Cezaevi’nde geçirdi. “Bir anne nasıl savaş isteyebilir” diye soran Karyemez, bir anne adayının eleştiri yapmasının, barış istemesinin toplumda saygınlığı ve inandırıcılığı olduğu için hükümetin endişelendiğini söyledi. “Siyasi iktidar, söylediğine karşı kimsenin bir şey söylemesini ya da eleştiri yapmasını istemiyor. Bir bakanın, milletvekilinin oğlu savaşa gitmiyor. Savaşa gönderilen çocuklar hep yoksul, emekçi çocuklar” dedi.

"Fiziksel olarak işkenceye maruz kalmadım ama çocuğumu cezaevinde doğurabilme ihtimali bile ciddi bir psikolojik işkence" diyen Karyemez, sözlerine "Tutuklama kararını duyunca çok şaşkın ve üzgün hissettim kendimi. Hamileyim ve bir problem yaşadığımda hastaneye gidemeyecek olmam ve bebeğimin sağlığı yerinde mi kaygısı... Doğumu orada yapınca çocuğunuz ya sizinle kalacak babasız, ya da dışarıda sizsiz yaşayacak. Bu çok incitici bir duygu" diyerek devam etti.

'HAMİLE KADINLAR İÇİN  UYGUN BİR YER DEĞİL'

Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, cezaevinin hamile kadınlar için çok uygun bir ortam olmadığını belirten Karyemez, "Çok uygun bir ortam değil. Belli kuralları var. Bu da birçok şeyinizi engelliyor. Kadın doğum uzmanı haftada bir gün geliyor. Rahatsızlandığınızda hemen hastaneye gidemiyorsunuz. Aile hekimliği var. Ama bir doktor var. 1300 civarı kadın tutuklu var. Bir doktor yetmiyor. Doktor sadece mesai saatleri içerisinde var. Hafta sonu yok. Haftalarca revire gidemeyen arkadaşlarımız vardı. Koğuşta bir arkadaşımız gece rahatsızlandı. Bir saat hastaneye götürülmesi için gardiyanlara dil döktük. Ameliyat oldu ve günlerce hastanede kaldı. Ben çıktığımda hâlâ hastanedeydi. Tutuklanmam hafta sonuna denk geldiği için cezaevinin revirinde doktor yoktu. Dışarıdan da ilaç almadıkları için dört gün ilaçlarımı alamadım. Bunlar ciddi sorunlar" dedi.

'KREŞE GİDEN ÇOCUKLARIN CİDDİ PSİKOLOJİK TRAVMALAR YAŞIYOR'

Neslihan Karyemez açıklamalarını şu sözlerle bitirdi:

"Cezaevi çocuklar için hiç uygun bir ortam değil. Oyuncak yok, park yok. Kapalı bir ortam. Kreşe giden çocuklar var ama kreşe giden çocuklar ciddi pskolojik travmalar yaşıyor. Her gün kreşe gitmek için annesinin yanından ayrılıp hiç tanımadıkları birileri ile x-ray cihazından, askerlerin olduğu bir ortamdan geçerek kreşe varabiliyorlar. Aynı yöntemlerle geri getiriliyorlar. Kreşten gelmek istemeyen çocuklar oluyor. Ama gelmek zorundalar... Demir kapılar üzerlerine kapanıyor. Adli tutuklu kadınlarla kalan çocukların durumu daha zor. Sürekli şiddetin ve küfrün olduğu bir ortamda büyüyorlar. Annelerinin yemeklerinden yemek ve onunla aynı yatakta uyumak zorundalar."