'Orman Kanunu otuzuncu kez değiştiriliyor'
Tarım Orkam- Sen Orman Kanunu'nda yapılacak değişikliklere ilişkin açıklama yaptı. Sendika değiştirilecek 9 maddenin orman çalışanları ve orman köylülerinin aleyhinde olduğunu belirterek hukuk mücadelesi başlatacaklarını açıkladı.
ANKARA - Tarım Orkam - Sen, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 9 maddesinin değiştirilmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Söz konusu kanunun 1956 yılından bugüne 29 kez değiştirildiğini, bu değişikliklerin 15'inin AK Parti iktidarı döneminde yapıldığını belirten Tarım Orkam Sen Genel Başkanı Hamit Kurt, sendika yönetim kurulu adına yapılan açıklamada değişikliklere dair bilgi verdi ve eleştirileri sıraladı.
"Sendikamız Tarım Orkam -Sen, Orman Kanunu tasarısının geri çekilmesi ve orman alanlarının korunması için her türlü fiili, meşru ve hukuki mücadelesini sürdürmeye devam edecektir” denilen açıklamanın satır başları şu şekilde;
RANTIN ÖNÜ AÇILACAK: Kapsama alınan yasalarda yapılacak değişiklik ile orman sayılacak/sayılmayacak yerleri belirleyip sınırlandıran orman kadastro komisyonlarındaki Ziraat Odası temsilcisi çıkarılacaktır. Böylece, tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerlerin belirlenmesinde rantın önü açılacaktır.
FABRİKA AÇILACAK KÜÇÜK TESİSLER AZALACAK: Yapılacak değişiklikle orman ürünü işleyen her çeşit fabrikanın açılmasındaki engeller kaldırılacak, küçük ölçekli orman ürünü işleyen tesis sayısı azaltılacaktır. Yeni düzenlemede, “küçük ölçekli” tanımına bir açıklama getirilmemektedir. Böylece, yaklaşık yüzde 70’i küçük ölçekli olan orman ürünü işleme tesisleri; örneğin kereste, parke, mobilya, vb işletmelerinin hammadde sağlama olanakları kısıtlanacaktır.
NÜKLEER SANTRAL İÇİN DEPOLAMA ALANI MI?: Devlet ormanları hudutları içinde veya bu orman sınırlarına bir kilometreye kadar olan yerlerde hızar, şerit kurulmasına izin verilmesi uygulaması kaldırılacaktır. Buna karşılık, “yeraltında depolama” alanı kurulmasına izin verilebilecektir. “Yeraltı depolamasına” izin verilmesi, orman ekosistemlerinin, başta nükleer santraller olmak üzere çeşitli tehlikeli atıklar için depolama alanlarına dönüştürülmesi olasılığını akla getirmektedir.
ORMAN KÖYLÜLERİNİN HAKLARI KISITLANIYOR: Ormancılığımızda “emek düşmanı” sayılabilecek uygulamalardan bir tanesi de, yoksul “orman köylülerinin” ağaç kesme, tomruklama, taşıma işlerinde birim fiyatla çalışmasıdır. Bu sistem, çalışmayı kabul eden ama işçi sayılmayan “orman köylülerinin” toplumsal güvence ve sendikalaşma haklarından yararlanabilme olanaklarını kısıtlamaktadır. Yapılacak düzenlemede bu uygulama korunduğu gibi, bu kez yalnızca, bu işlerin yanı sıra bakım, ağaçlandırma, toprak koruma, tohum ve fidan üretimi vb işlerde yine birim fiyatla ama sigortalı olarak çalışacaklara istihkakları yüzde 7 fazlasıyla ödenecektir. Her şeyden önce Anayasanın eşitlik ilkesine tümüyle aykırı olan bu uygulamayla söz konusu işlerde emek kullanımında hileli yollar başvurulması da yaygınlaşabilecektir. Mevcut yasada ormancılık işlerinde çalıştırılacak “orman köylüleri” ile kooperatiflerine ayrıcalıklı haklar sağlayan düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak yapılacak değişiklikle, arazi hazırlık çalışmalarının makinelerle yapılacağı ağaçlandırma işlerinde çalışanlar bu öncelik hakkından yararlanamayacaktır.
ORMAN YANGINLARINA KARŞI ÇALIŞANLARIN SÜRELERİNDE DEĞİŞİKLİK: Yapılacak düzenlemeyle orman yangını önleme ve söndürme işlerinde çalışanların çalışma saatleri dışında yangın ekiplerinin kaldığı kule, bina vb ortamlarda geçirecekleri süreler çalışma süresi hesaplamasına katılmayacaktır.
'EN SAKINCALI DÜZENLEME': Tasarıyla, orman kadastrosu yapılmayan ya da yapılmış olup da artık hukuksal olarak “orman” sayılmayan yerlerde ilgili kuruluşun ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışması yaptığı tapulu arazilerin sahiplerine ya 6292 sayılı yasa kapsamında değerlendirilemeyen “2B arazilerinden” ya da başka Hazine arazilerinden yer verilmesi olanaklı kılınacaktır.En sakıncalı düzenlemelerden birisi budur. Bu düzenlemeye göre; orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen,aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilenyerler hukuksal olarak “orman” sayılmayabilmektedir. Ancak, Anayasanın 169 ile ve 6831 sayılı yasanın 2. maddesinin A bendinde bile bu gibi yerlerin “tarım alanlarına” dönüştürülmesinde kesin yarar görülebilecek yerlerden olması gerekmektedir.Anayasanın 170. maddesi ise bu gibi yerlere “orman köylüsü” sayılanların kısmen ya da tamamen yerleştirilmesi kuralını getirmektedir. Oysa, getirilen Ek Madde 16, bu kuralların hiçbirisiyle bağdaşmamakla birlikte, Anayasanın 169 ile 170. maddelerine de açıkça aykırıdır.
BU DÜZENLEME DERHAL DERİ ÇEKİLMELİDİR: Siyasal iktidarın gündeme getirdiği “torbalanmış” yasa tasarısının 6831 Orman Kanunu’na getireceği yeni kurallar; “devlet ormanı” sayılan yerlerin, bu yerlerdeki orman ekosistemlerinin, ormancı çalışanların ve “orman köylüsü” sayılan yurttaşlarımızın aleyhinde düzenlemeler içermektedir. Anayasaya da açıkça aykırılıklar içeren bu düzenleme derhal geri çekilmelidir. AKP iktidarı ormanlardan elini çekmeli, doğayı rant alanı gören politikalardan vazgeçmelidir. Doğayı koruyan, orman emekçisinden yana bir Orman Kanunu düzenlenmelidir. Sendikamız Tarım Orkam- Sen, Orman Kanunu tasarısının geri çekilmesi ve orman alanlarının korunması için her türlü fiili, meşru ve hukuki mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. (DUVAR)