Schoulgin: Türkiye'nin AVM ve yolları Roma'nın ekmek ve sirki gibi
Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugène Schoulgin seçim sürecindeki Türkiye hakkında açıklamalarda bulundu. Schoulgin, "Demokrasi yerine yeni yollar, yeni alışveriş merkezleri ve buna benzer şeyler yapıyorlar. Romalılar döneminde söylenen söz var “İnsanlara ekmek ve sirk ver” (panem and circenses). Bu yapılanlar da 'ekmek' ve 'Sirk' kategorisine giriyor" dedi.
DUVAR - Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugène Schoulgin, Türkiye gündemine dair açıklamalar yaptı. Schoulgin, "Her şeyden önce, bana göre Türkiye’deki asıl sorun reel politik bir sistemin olmayışıdır. Güç oyunlarına dayalı bir sistem var. İnsanlar beraber yola çıkıyorlar, birlikte parti kuruyorlar. Ama bunu kendi halkı için daha iyi bir yaşam kurmak amacıyla değil, güç kazanmak için, başkalarına baskı yapmak için yapıyorlar. Böylesi bir sistemin varlığından kaynaklı da ‘nasıl bir politika’, ‘nasıl bir demokrasi’ konularında çok sınırlı bir anlayış söz konusu. Oysaki demokrasiyi, sıradan insanların hizmetine sunmak gerekiyor. Hayatı o ülke için daha güzel hale getirmek için vardır demokrasi. Fakat böylesi bir anlayış yok Türkiye’de. Demokrasi yerine yeni yollar, yeni alışveriş merkezleri ve buna benzer şeyler yapıyorlar. Romalılar döneminde söylenen söz var “İnsanlara ekmek ve sirk ver” (panem and circenses). Bu yapılanlar da “ekmek ve “Sirk” kategorisine giriyor. Bu bir politik kural. İki bin yıllık bir kural. Eski çağlarda bu tür bir politikaya sahip olabilirdiniz ancak modern zamanlarda demokrasi dünyadaki çoğu ülke için vazgeçilmez bir amaç haline geliyor" dedi.
'ASKERİ DARBE DÖNEMİNDE BİLE BAZI KURALLAR VARDIR'
"İşin doğrusu yüzde 100 diktatörlüğün olduğu ülkelerde dahi artık demokrasilerden bahsediyorlar. İki-üç siyasi parti kuruyorlar, seçimler yapıyorlar. Ama bütün bunları sadece kullanıyorlar. Şimdi Türkiye’de yine seçimler olacak. Bu seçimlerin hiçbir anlamı yok. Çünkü bu iktidar her şeyi kendi elinde tutuyor. Her şeyi onlar yönetiyor. İşte Türkiye’nin şu an ki durumu budur. Fakat 10 ve 15 yıl öncesine gittiğinizde Türkiye'de bazı bireyler veya bazı çevrelerin öncülüğünde bir takım farklı denemeler oldu. Türkiye’de yeni bir düşünce, yeni bir anlayış yaratma yoluna gidildi. Bu çevreler mevcut güç tarafından boğuldu" vurgusunda bulunan Schoulgin sözlerine "İnsanlar unutmaya meyilli varlıklardır. Türkiye’deki pek çok insan unutsa da hatta her şeyden önce Avrupalılar unutsa da Erdoğan’a gelene kadar ki bütün yöneticiler birçok açıdan aynı yöntemi kullandılar. Eskiden Kemalistler ve laikçiler de aynı yöntemi kullandılar. Fakat bu çabuk unutuldu.
Ama hatırlamak lazım, askeri darbe döneminde bile bazı kurallar vardı. İnsanlar ne söyleyeceklerini veya söyleyemeyeceklerini biliyorlardı. Baskılar ve saldırılar ise daha çok ‘militan’ gruplarla sınırlıydı. Fakat bugün, Erdoğan AKP’sinin iktidarı her yere ve her şeye saldırıyor. İnsanlar kendilerine ilişkin bir eleştiri veya kendilerine karşı bir şey söylediğinde hemen onları hedef haline getiriyor ve saldırıyor. Modern Türkiye’deki baskılar her zamankinden daha kötü bir aşamada, ancak bu, diğer kesimlerin masum olduğunu göstermez" diyerek devam etti.
'KÜRT MESELESİ TÜRKİYE'NİN KALBİNDE'
Mezopotamya Ajansı'ndan Rüştü Demirkaya'ya konuşan Schoulgin, Kürt meselesiyle ilgili olarak şunları söyledi:
"Kürt meselesi ilgili olarak da şunu diyebilirim, Kürt meselesi Türkiye’deki bütün bu sorunların kalbinde yer alıyor. Kürtlerle savaştığınız, çatıştığınız sürece hiçbir meseleyi gerçek anlamda çözemeyeceksiniz. Bu meselenin özünde bir “saygı duymama” durumu var. Demek istediğim Kürtler bugün nüfusun yüzde 15-20’sini oluşturuyor. Yani düşünün siz çok uzun zamandır ülkenin 5’te birini oluşturan bir halka karşı her türlü baskıyı uyguluyorsunuz. Bu koşullarda nasıl olur da durumun düzelmesini bekleyebilirsiniz ki? Meselelerin sadece üstünü kapatırsınız ama çözmezsiniz. Kürtler şu ana kadar birçok farklı rejim tarafından farklı amaç ve çıkarları doğrultusunda kullanıldı."