Dink Davası: Jandarma istihbaratın sorgusu bitti

Dink Davasında İstanbul Jandarma İstihbaratın Sorgusu BittiYeniden görülen Hrant Dink cinayeti davasında İstanbul Jandarma İstihbarat Şube görevlilerinin sorgusu tamamlandı. Duruşmaya 17 Mayıs Perşembe günü taleplerin alınmasıyla devam edilecek.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya devam edildi. Çağlayan'daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada İstanbul Jandarma İstihbarat Şube'den cinayet sırasındaki rütbeleriyle, sırasıyla, Astsubay Emre Cingöz, Yüzbaşı Muharrem Demirkale, Albay Ali Barış Sevindik ve Astsubay Yavuz Karakaya'nın sorguları tamamlandı.

Cingöz hakkında, İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Bekir Yokuş, Yusuf Bozca, Kadir Yıldırım, Eyüp Temel, Hacı Şefik Şimşek ve Niyazi Malkoç ile birlikte olay günü cinayete nezaret ettikleri suçlaması yöneltiliyor. Cingöz 6 Ağustos 2016'da tutuklandı, 8 Aralık 2017'de tahliye edildi.

İlk sorgusu yapılan Cingöz, cinayetin işlendiği dönem Bölücü Örgüt Faaliyetleri’nde (BÖF) PKK’den sorumlu Avrupa yakası unsur komutanı olarak görev yapıyordu. Cingöz görev yaptığı süreçte PKK'nin faaliyetlerine ilişkin çalıştıklarını belirterek “Başka işle ilgilenecek vaktimiz yoktu” dedi.

Bianat'ten Emre Cingöz'ün haberine göre,  Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu Cingöz’e, cinayetin işlendiği gün telefonun Pangaltı’da sinyal vermesinin nedenini sordu. Cinayet günü Beyoğlu’da görevde olduklarını ifade eden Cingöz, soruya ilk önce Atatürk Kültür Merkezi'nin arkasındaki otoparktan aracı aldıktan sonra geçiş güzergahının Dolapdere yönünden Tarlabaşı’ya doğru olduğunu belirterek “Tarlabaşı'nda keşif yaptım sonra Fatih’te PKK ile ilgili şahıslarla görüşmeye gitmiş olabilirim” dedi.

Bakırcıoğlu’nun soruyu tekrarlaması ve sinyalin Pangaltı’dan geldiğini hatırlatması üzerine Cingöz “Personeli metroya bırakmış olabilirim” dedi.

Cingöz'den sonra duruşmaya tutuklu bulunduğu Ankara Sincan Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan Muharrem Demirkale sorgulandı. Demirkale cinayet sırasında İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü Bölücü Faaliyetler TİM komutanı olarak görev yapıyordu. Savcının iddianamesine göre, Dink’in öldürüldüğü gün, Agos etrafındaki Jandarma görevlilerini koordine etmişti.

'CİNAYETLE İLGİLİ KONUŞMUŞUZDUR'

Demirkale, cinayet günü olaydan sonra davanın diğer sanıklarından Emre Cingöz, Metin Canbay, Ali Barış Sevindik, Adem Sarıgöl, Yavuz Karakaya ve Ali Fuat Yılmazer ile telefon konuşmalarının içeriği sorulduğunda, “Dink cinayeti ile ilgili konuşmuşuzdur. Bilgi almaya çalışıyordum” dedi.

Bakırcıoğlu Cingöz’e, “Bu tür cinayetlerde rapor hazırlanır mıydı? Dink cinayeti ile ilgili hazırlanmış mıydı?” diye sorması üzerine Demirkale, “Kesinlikle bilgim yok ama hazırlanmıştır” yanıtını verdi.

Demirkale, Dink'in yargılandığı dava öncesi adliye önündeki saldırı girişimlerine ilişkin takip yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine, BÖF’te olması nedeniyle bu tür olayların görev alanında olmadığını söyledi.

Dava sanıklarından Trabzon jandarma istihbarat görevlisi Okan Şimşek'in cinayetten sonra İstanbul'a tayin olduğunu anımsatan Demirkale, o dönem İstanbul Jandarma Komutanı olan Ünal Karaosmanoğlu'nun kendisine Şimşek ile ilgili bildiklerini sorduğunu söyledi. Şimşek'i dürüst biri olarak tanıdığını söyleyen Demirkale, “Karaosmanoğlu, Okan Şimşek'in Ermeni diasporasından para aldığını söyledi” diye konuştu.

Daha sonra Şimşek ile görüştüğünü aktaran Demirkale, Şimşek'in kendisine “Bilgiyi alıp amirlerime bildirdik, konu başkasına devredildi. Sonra baktık hakkımızda soruşturma açılmış. Ali Öz bize branştan ayrılmak için dilekçe verin dedi. İstihbarattan ayrılana iyi gözle bakmazlar” dediğini anlattı.

'SAHTE İNCİL BASIMINI KONTROL EDİYORDUK'

Demirkale'nin ardından Ali Barış Sevindik sorgulandı. Sevindik, görev yaptığı sırada “sahte İncil basımı gibi misyonerlik adı altındaki faaliyetleri takip ettiklerini” söyledi.  Sevindik, Dink'in yargılandığı sırada adliye önündeki eylemleri takip etmediklerini, Hizb-ut Tahrir ve Gülen cemaati gibi sağ grupların faaliyetlerinin takip edildiğini belirtti. Sevindik, dönemin emniyet müdürü Adil Serdar Saçan ile cinayet günü 20 dakikalık görüşmesinin Dink ile ilgili olmadığını savundu.

Sevindik'ten sonra duruşmaya SEGBİS ile katılan tutuklu Yavuz Karakaya'ya sorular yöneltildi. Karakaya da Dink'in yargılandığı davalar öncesindeki eylemleri çalışma alanı olmadığı için takip etmediklerini söyledi.