Gazeteci Mehmet Tezkan: Sahaya çıkarak seçmene tehlikeyi anlatmak istiyorum

ANKARA - Gazeteci Mehmet Tezkan İYİ Parti ile siyaset sahnesine çıktı ve partinin İzmir 1'inci bölge 3'üncü sıradan milletvekili adayı oldu. 1960 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Tezkan, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldu. Gazetecilik yaşamı 1979 yılında Cumhuriyet gazetesinin spor bölümünde başlayan Tezkan 1981 yılında spor editörü oldu. Aynı gazetede 1993 yılına kadar yazı işleri, gece müdürlüğü ve politika servisi müdürlüğü gibi farklı kademelerde çalışan Tezkan 1996 -1999 yılları arasında Star TV'de genel yayın koordinatörlüğü görevini üstlendi. Ardından Sabah gazetesi genel yayın müdür yardımcılığı ve genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulundu. Vatan ve   Milliyet gazetelerinde köşe yazarlığı yapan Tezkan, adaylığının ardından gazeteden istifa etti. Gazete Duvar'ın "Milletvekili Adaylarıyla 5 Soru- 5 Cevap" köşesine konuk olan Mehmet Tezkan'ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

'GAZETECİ OLARAK GÖREVİMİ YAPTIM, ŞİMDİ SAHAYA ÇIKACAĞIM'

-Neden adaysınız?

Tek adam yönetimi diye adlandırılan Türk usulü başkanlık sistemini Türkiye için çok tehlikeli buluyorum. Bugünden yarına olmasa bile  orta gelecekte Türkiye'yi totaliter rejime götüreceğine inanıyorum.Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı sistemi ekonominin de taşıyamayacağını düşünüyorum. Bu görüşümü, başkanlık konusu ortaya atıldığından beri beş-altı yıldır sayısız kez yazdım. Son anayasa değişikliğine karşı çıktım. Çıktığım bütün televizyon programlarında anlattım, gerekçelerini yazdım. Ancak referandumda öyle veya böyle kıl payıyla da olsa evet oyu çıktı. 24 Haziran'da referandumun ikinci turu yapılacak. Seçmen cumhur ittifakına oy verirse başkanlık rejimini ikinci kez onaylamış olacak. HDP ile birlikte muhalefet ittifakı Meclis çoğunluğunu sağlarsa bu seçmenin şu anda fiilen uygulanan başkanlık modelini sevmediği, istemediği anlamına gelir. Ben yazarak ekranlarda anlatarak gazeteci olarak görevimi yaptım. Şimdi sahaya çıkarak seçmene gelen tehlikeyi anlatmak istiyorum. Bu sebeple aday oldum, siyasete atıldım.

Saadet Partisi Gençlik Kolları'ndan Che Guevara'lı paylaşım

'SEÇMEN İKİ ANA AKIMA MECBUR KALMIŞTI'

-Neden İYİ Partiyi tercih ettiniz?

Seçmen iki ana akım arasında sıkışmış, iki ana akıma mecbur kalmıştı. İktidardan memnun olmayanların gideceği parti yok. CHP'nin muhalefetinden de memnun olmayanların gideceği parti yok ve iki tarafın seçmeni de mecbur oldu. Nitekim 7 Haziran'da AKP'yi terk eden yüzde 10'a yakın seçmen 1 Kasım'da geri dönmek zorunda kaldı. Referandum süreci bu havayı kırdı. Hayırların yüksekliği yeni bir umut ışığı yaktı. İYİ Parti sıkışmış seçmene yeni bir adres gibi doğdu. Kapılarını muhafazakârlara, milliyetçilere, liberallere, sosyal demokratlara açtı. İYİ Parti  bu anlayışla bana adaylık kapısını açtı. Ben kimliğimle İYİ Partiye girdim. Genel Başkan Akşener beni bu kimliğimle istedi.

Ahmet Şık: Batıdaki seçmen aklını ve vicdanını birleştirecek

'HUKUK DEVLETİ OLMADAN EKONOMİ RAYINA OTURMUYOR'

- Milletvekili olduğunuz takdirde ilk icraatlarınız neler olacaktır?

Meclis bildiğimiz alıştığımız meclis olmayacak. Muhalefet partileri çoğunluğu alsa da olmayacak çünkü anayasa değişti. İlk vereceğim mücadele Türkiye'nin hukuk devleti olması, yargının bağımsız hale gelmesi için olacaktır. Çünkü hukuk devleti olmadan demokrasi olmuyor. Hukuk devleti olmadan özgürlükler güvence altına alınmıyor. Hukuk devleti olmadan ekonomi rayına oturmuyor. Hukuk devleti olmadan Doların Euro'nun ateşi sönmüyor. Hukuk devleti olmadan yatırım yapılmıyor.

Faik Öztürk: Bahçeli siyaha beyaz desin benim için beyazdır

'EN BÜYÜK SORUN YARGININ BAĞIMSIZ OLMAMASI'

-Türkiye'nin size göre en büyük sorunları nelerdir?

Türkiye'nin en büyük sorunu yargının bağımsız olmaması, savcı ve hakimlerin hukuka göre hareket etmemesidir. Bu sağlanırsa gerisi çorap söküğü gibi gelir. Güven ortamı sağlanır ve piyasalar rahatlar. Başıma bir şey gelir mi korkusu kalkınca insanlar gördükleri yanlışı çok daha rahat söylerler. İktidarlar çok daha eleştirilebilir. İkinci büyük sorun da kutuplaşma. İnsanlar birbirlerine ters bakıyor ve kamplara bölünmüş durumdalar. Bunun ortadan kalkması lazım ve en önemlisi iktidarlara gelenlerin ülkeyi değiştirmek için değil belli bir süre yönetmek için seçildiklerini kabul etmeleri gerekir. Yani demokrasi kültürünün içselleştirilmesi gereklidir.

'BÖYLE BİR TÜRKİYE HAYAL ETMEMİŞTİK'

Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?

Batı standartlarında bir demokrasinin olduğu bir ülke hayal ediyorum. Siyaset kurumunun etkisini yitirdiği, sivil toplum kuruluşlarının daha önemli rol oynadığı, liyakatın geçer akçe olduğu, eğitim eşitliğinin sağlandığı bir Türkiye'de yaşamak istiyorum. Çetin Altan'ın son yazısında dediği gibi. "Böyle bir Türkiye hayal etmemiştik". Dilerim bizden bir sonraki kuşak görür.

İYİ Parti aday adayı Nihat Babaöz: Üniversite mezunu çiftçiler hayal ediyorum

İrfan Değirmenci: Ülkemin yeni gününe KHK'lılarla birlikte 'günaydın' demek istiyorum