Hatay'da HDP ve İnce dengeleri değiştirecek gibi görünüyor
Hatay’da AK Parti zayıf değil ancak eski gücünü yitirmiş görünüyor. Muharrem İnce’nin rüzgarını arkasına alan CHP’de beklentiler yükselmiş. Önceki seçimde milletvekili çıkarma şansını kıl payı kaybeden HDP'liler ise bu kez iki milletvekili çıkarmaya çok yakın olduklarını söylüyor.
HATAY - Beni otogardan alan servis aracı, dev bavullarıyla Suriyelileri gidecekleri yere bıraktı önce. En sonra bir köprünün başında durdu şoför ve “Şehir merkezi burası” dedi. Eliyle gösterdiği yeri tanımaya çalışmam nafileydi. Yıllar önce yine bir seçim izlemek için geldiğim Hatay, bana çok yabancıydı. Bir müddet ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilemedim. Şehir henüz uyanıyordu. Hafif nemli rüzgar uykusuzluğumu, yorgunluğumu gidermeye çalışıyordu boş yere. Öte yandan acıkmıştım ve bir fincan kahve her şeyin üstesinden gelecek gibi geliyordu bana.
Köprüyü yarılamışken, karşıdan gelen yaşlı adama nerede kahvaltı yapabileceğimi sordum. “Yanlış yöne gidiyorsun” dedi adam ve kendisini takip etmemi istedi. Aslında köprüde durup bir süre Asi Nehri’ne bakmak istiyordum. Ama adam öyle net bir şekilde çağırmıştı ki beni… Etrafta ondan başka da kimse yoktu üstelik.
'EMNİYETTENİM İSTİHBARAT ELEMANIYIM'
Adam elinde küçük bir çanta taşıyordu. Çantanın ön gözünde kalemler ve tornavidalar sıralanmıştı. Yan gözünde ise telsiz olduğunu sandığım bir aletin anteni görünüyordu. “Ne iş yapıyorsunuz?” diye sordum. “Emniyettenim. İstihbarat elemanıyım” dedi. Bunu söylerken dönüp bakmamıştı bana. Yolun karşısına geçtik. Orada birkaç yer gösterdi bana. “Burada 24 saat çorba var. Burası kahvaltıcı. İstersen şurada da simit falan var” dedi. Sonra, neredeyse teşekkür etmeme bile fırsat vermeden, çekip gitti. Böyle güzel, böyle hikayesini yanında gezdiren insanlar sadece beni mi buluyor, diye düşünüyorum. İçimde mutluluğa benzer bir şey hissediyorum.
HATAY’DA SİYASİ DENGE
Hatay’dan seçim izlenimi yazmak istiyorum ama nerden başlayacağımı bilmiyorum ve çoğunlukla olduğu gibi her şeyi tesadüfe bırakmaya karar veriyorum. Bu arada 1 Kasım seçiminde AK Parti’nin 6, CHP’nin 5, MHP’nin ise bir milletvekili çıkardığı bilgisi dolaşıyor aklımda. 24 Haziran’da ne olacak? Bu denge büsbütün değişebilir mi acaba?
AK Parti, doların yükselişi gibi ekonomik sarsıntıları yansıtmak istemese de sokaktaki insanlar bunu yakıcı şekilde hissetmeye başladı. Bu sarsıntı, AK Parti’nin 16 yıllık iktidar olma macerasını, en azından Hatay’da sonlandırabilir mi? CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, miting alanlarında estirdiği rüzgara Diyarbakır’da tanık olmuştum. Onun vaat ettikleri geniş kesimleri heyecanlandırıyor ve belki bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Selahattin Demirtaş’tan sonra en çok ona yükleniyor. İYİ Parti’den sonra MHP’nin Hatay’daki gücüne ve Saadet Partisi’ne de bakmak gerekiyor elbette.
‘CHP 6 VEKİL ÇIKARACAK’
Kahvemi içerken pastanenin sahibi genç adama, “Seçimler ne olacak?” diye sordum. CHP’li olduğunu söyleyen adam, CHP’yi atlayarak Muharrem İnce’nin bir gün önce Diyarbakır’da düzenlediği mitingi anlattı. “Muharrem İnce, 2'nci tura kalacak ve 2'nci turda Cumhurbaşkanı olacak” dedi. Diyarbakır’da bu kadar insan toplamış olmasını bu düşüncesine gerekçe olarak gösteriyor. Peki, CHP diye soruyorum? CHP’nin Hatay’da 6 milletvekili çıkaracağını öne süren adam, AK Parti’nin 4, İYİ Parti ile HDP’nin de birer milletvekili çıkarmasını beklediğini söyledi.
“HDP’nin oyları belli, az değil” dedi adam. “Ama bu sefer barajı geçebilsin diye CHP’liler de HDP’ye oy verecek. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de HDP’liler Muharrem İnce’yi destekleyecek.” Bu kesinlik taşıyan belirlemeyi, Hatay’da konuştuğum neredeyse herkes tarafından duyacaktım.
Örneğin daha sonra konuşma fırsatı bulacağım bir garson da “Milletvekili seçimlerinde ailece oylarımızı HDP’ye vereceğiz” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde İnce’nin 2. tura kalacağına kesin gözüyle bakıyordu garson. Bu arada, HDP’ye verilen oyların, milletvekili seçiminde HDP için kullandıkları oyların artarak geri dönmesini bekliyor.
UZUN ÇARŞI’DAKİ OSMANLICI
Hatay’ın Uzun Çarşı’sı tarihi bir mekan. Upuzun ve yan sokaklara açılarak genişleyen bir çarşı. Burada ev yapımı sabundan türlü giyim eşyalarına ve yiyeceklere kadar bin bir türlü şey satılıyor. Bayram öncesi telaşı da var elbette ama çarşı, sanki her daim kalabalık. Mimarisiyle dikkat çeken camilerin avlusundaki küçük iş yerleri ile çınar ağaçları ayrı bir güzellik katıyor Uzun Çarşı’ya.
Ulu Çınar 125 yaşında bir ağaç ve heybetli gövdesi, arada çıkan rüzgarla hışırdayan yapraklarıyla serinlik veriyor genişçe avluya. Çay ocağı işleten ve soyadını söylemek istemeyen Mustafa, avludan içeri giren herkesi çaya, portakal suyuna davet ediyor.
İşini aksatmadan yapıyordu ve belki bu nedenle hazırladığı portakal suyu sahiden de güzeldi. Sohbet ederken, “Benim oğlum Özel Harekatçı” diyor ve “Hükümet Çözüm Sürecini başlatmamalıydı” diye ekliyor. Ona göre devlet çok büyük ve zaten bir gün Osmanlı kadar güçlenecek.
AK Partili olduğunu söyleyen Mustafa, dolardaki önlenemez artışa gerekçe olarak “dış güçlerin oyunu” kartını öne sürdü. Hükümetin hiç mi yanlışı, eksiği yok sorusunu ise, “Çözüm sürecini başlatmamalıydı. Bir de İsrail’in Müslümanlara yaptığı zalimliğe bu kadar yumuşak karşılık vermemeli” şeklinde cevapladı. Mustafa, “Madem ki gazetecisin, o zaman AK Parti’ye karşı olanlara sor, 2012 ile şimdi arasında ne kadar fark var anlatsınlar” dedi. Ben de sormuş olayım, herkesin cevaplamakta özgür olduğu soruyu.
CHP’DE YÜKSEK TEMPO
Beni CHP İl Başkanlığı’na götüren taksici pek konuşkan değildi. Ancak il başkanlığına yaklaştığımız zaman, sıkkın bir sesle, “16 yıl oldu, artık gitsin” dedi. Bu arada CHP’li olduğunu da söyledi ve milletvekili seçiminin AK Parti ile CHP arasındaki çekişmeyle geçeceğini anlattı. Muharrem İnce için, “Kazanacak” demekle yetindi.
CHP’de sadece kadınlar vardı. Kadın Kolları Başkanı Filiz Haksöz biraz telaşlıydı, kapıda bekleyen diğer kadınlarla birlikte bir köyde çalışma yürüteceklerdi. Kadınlar arabalara doluşup giderken yaşlıca bir adam geldi yanıma. Muharrem İnce’nin Diyarbakır mitingini televizyondan izlemişti ve izlediği görüntülerden oldukça memnundu.
“Ben Kıbrıs gazisiyim” diyen adam “Ülkemi, bayrağımı, milletimi seviyorum” diye devam etti. Bu arada HDP’nin de CHP’nin de Hatay’daki bazı kesimleri ihmal ettiğini dile getirdi. “HDP, bizim güçlü olduğumuz yerlere gidip oy istiyor. Böyle olmaz ki. Gitsin kendilerine oy vermeyen Kürtlerle görüşsün, onları ikna etsin. Bizim gençlerimiz zaten onlara oy verecek. Hem seviyorlar HDP’yi hem de barajı aşmasını istiyorlar.”
HDP’DE MORALLER YERİNDE
Yaşlıca adamın teklifi üzerine HDP İl Başkanlığı’na birlikte gidiyoruz. İl Eş Başkanı Sultan Başaran ve diğer yöneticiler partideler. Onlarla konuşuyoruz. Başaran, geçen seçim kıl payı bir milletvekili çıkarma şansını kaybettiklerini ama bu seçimde iki milletvekili çıkarmayı umduklarını söylüyor.
Birazdan HDP’nin iki Hatay milletvekili adayı geliyor. Lise yıllarından bu yana sosyalizm mücadelesi içinde olduğunu söyleyen Naim Özbek henüz 25 yaşında ve sıralamada 10. sırada yer alıyor. Kazanma şansı epey uzak görünüyor ama o bununla pek ilgilenmiyor ve “Bizim 1. sıradaki adayımız da 11. sıradaki adayımız da aynı hevesle çalışıyor” diyor.
2. sıradaki Hülya Kavuk ise hem sosyalizm hem de kadın mücadelesi içinde yer almış bir aday. Seçimlerin sonucundan o da oldukça umutlu. “Son haftaya kadar çalışırsak iki vekil çıkarırız” diyen Kavuk, Hatay’da bir kısım CHP’linin kendilerinden yana oy kullanacağına inandığını söylüyor. Kavuk, “Aslında önceki yıllara göre HDP’ye ilginin arttığını görüyoruz. Bu ilgi sadece 24 Haziran seçimleriyle ilgili değil. Diktatörlüğe karşı çıkan partinin HDP olduğunu herkes görmeye başladı” diyor. Kavuk, Hataylı kadınların yaşadığı sorunlara da değiniyor ve “Kadınların karşılaştığı sorunları da HDP giderecek” ifadelerini kullandı.
AK PARTİ VE HATAY
Akşama doğru Hataylıların severek söz ettiği Harbiye’ye gittim. Taksici genç konuşkandı bu sefer. Üç çocuğu var ve kendisini erken evlendirdi diye annesine kızıyormuş bazen. “Bu zamanda çocuk bakmak kolay mı abi?” diye soruyor.
Taksici şimdiye kadar AK Parti’ye oy vermiş ancak bu seçimde oy kullanmayı düşünmüyormuş. Çünkü AK Parti’den umudu kesmiş. “Ekonomi berbat, seçimden sonra ne olacak, bilmiyoruz.” Aslında siyasetle çok ilgilenmediğini söyleyen taksici, “Yaşasaydı belki Muhsin Yazıcıoğlu’na verirdim oyumu” diyor.
Harbiye’de hafif nemli bir rüzgar esiyor. Göz alabildiğine yeşil dağlar, vadiler uzanıyor oturduğum kafenin önünde. Bütün gün konuştuğum Hataylıların anlattıkları geçiyor aklımdan. AK Parti Hatay’da büyük bir yenilgi almayacaksa da hayal ettiği milletvekili sayısını bulamayacak gibi görünüyor.