Onur Haftası Komitesi'nden Yunus Emre Demir: O sokaklarda bize dair bir şeyler olacak!

DUVAR - İlk kez 1993 yılında, 'Cinsel Özgürlük Haftası' adıyla düzenlenen "İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası", bu yıl 26. yaşını kutluyor. Bu yılki Onur Haftası'nın ana teması Sınır. 25 Haziran-1 Temmuz arasında paneller, atölyeler, forumlar gibi birçok etkinlik olacak. İstanbul'da düzenlenmek istenen Onur Yürüyüşü'ne ise yine İstanbul Valiliği tarafından yasak getirildi.

26'ncı Onur Haftası Komitesi'nden Yunus Emre Demir'le valiliğin yasak kararını, 'Sınır' temasını ve mülteci LGBTİ+'leri konuştuk...

'DEVLET MÜDAHALE ETMEYENE KADAR...'

Bu yılki ile birlikte Onur Yürüyüşü dördüncü kez yasaklamış oldu. 26'ncı Onur Haftası Komitesi'nden Yunus Emre Demir, valiliğin bu kararının kendileri için sürpriz olmadığını söylüyor. Demir, “Yürüyüşümüzü 4 yıldır düzenli olarak yasaklıyorlar ve bunu cuma günleri mesai saatinin bitimine denk getiriyorlar” diyerek Türkiye'de yürüyüşlerin barışçıl ortamının da bozulduğunu belirtiyor: “Aslında devletin muhalefete uyguladığı genel politikanın sonucunda biz de payımıza düşeni alıyoruz. Bize de diğer kesimlere davranıldığından daha farklı davranılmıyor. Onur Yürüyüşü veya yapılacak başka bir yürüyüş tamamen haklarımızı talep ettiğimiz yürüyüşler. Bu yürüyüşler devlet müdahale etmeyene kadar çok barışçıl geçen eylemlerdi. Ancak devlet müdahalesi başladıktan sonra ve hem kolluk güçlerinin hem de faşistlerin şiddeti nedeniyle yürüyüşlerin barışçıl ortamı bozuldu. Türkiye'yi bu konuda dünya devletleriyle kıyasladığımızda hem örgütlenme hakkı konusu da hem diğer insan hakları konusunda çok gerideyiz.”

'Görünmeyin, bir şey yapmayın hatta var olmayın!'

'SINIR' NEYİ ANLATIYOR?

Peki bu yılki Onur Haftası'nın teması 'sınır' neyi anlatıyor? Demir bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Onur Haftası'nda toplam 56 etkinliğimiz var. Temamız 'sınır'. Hafta boyunca sınır temasını işleyeceğiz. Bu temayı seçerken öncelikli olarak mülteci probleminden yola çıktık. Ülkelerin sınırlarının ortaya çıkardığı sorunları konuşmak istedik. Genel olarak mültecilerin Türkiye'de yaşadığı problemlerle LGBTİ+'lerin yaşadığı problemlere baktığımızda ikisinin bir araya gelmiş hali aslında mülteci LGBTİ+'lerin yaşadığı problemler oluyor. Hem ırkçılık, hem homofobi, hem transfobi gibi türlü türlü ayrımcılıkla uğraşıyorlar. Yasal süreçlerle ilgili birçok sıkıntı yaşıyorlar. Bu süreçler de öznel süreçler. Bir kısmı hiçbir sorun yaşamadan, aksine geldikleri ülkeden bir tık daha iyi konumda olduklarını düşündükleri için burada huzurlu yaşayabiliyorlar. Bir kısmı da ellerindeki imkanlardan memnun değiller. Daha fazlası için çabalıyorlar.”

'O SOKAKLARDA BİZ OLACAĞIZ, BİZE DAİR BİR ŞEYLER OLACAK'

“Bizim yürüyüşümüz çok sembolik bir şey” diyen Demir son olarak şunları söylüyor: “Bugün Taksim sokaklarında olacağız. O sokaklarda biz olacağız, bize dair bir şeyler olacak. Sokaklara yine dağılıyor olacağız. İstiklal'in çeşitli yerlerinde olacağız. Arkadaşlarımız gelsinler. Biraz gezsinler, bizi göreceklerdir o sokaklarda. Tek başına yürümek değil bugün bir arada olmak istiyoruz. Hem kendi güvenliğimizi almış halde hem de taleplerimizi dillendirerek sesimizi yükselterek bir arada olmak istiyoruz. Biz Taksim'de olacağız. Bizimle beraber olmak isteyenler de Taksim'de olsun.”