Çocuğa cinsel istismar nasıl anlatılır?

Türk Psikologlar Derneği’nin yönetim kurulunda yer alan Araştırma Görevlisi Özge Şahin, okul öncesi dönemden itibaren, çocuğun yaşına uygun cinsel eğitimin verilmesi gerektiğini söylüyor. Çocuk hakları editörü gazeteci Yüce Yöney de, “Kullanılan görsellerde çocuğun arkadaşlarını, kardeşlerini, yakınlarını düşünmek gerekir” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bernard van Leer Vakfı’nın desteği ile Hümanist Büro tarafından hazırlanan Türkiye’de Çocuk Koruma ve Önleme Sistemleri haritasında, çocuğa yönelik şiddetin önlenmesiyle doğrudan görevlendirilmiş sadece iki kurum bulunduğu ifade ediliyor. Bu kurumlar Aile Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sosyal Hizmet Merkezleri.

Yine aynı haritaya göre, ülke genelinde 400’ü aşkın kurulması planlanan Sosyal Hizmet Merkezleri henüz birkaç ilde pilot uygulama aşamasında. Haritanın dikkat çektiği hususlardan biri, bu merkezlerin çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi ile doğrudan görevlendirilmiş tek hizmet birimi olduğu göz önüne alındığında bu alanda önemli bir boşluk olduğu.

Ülke genelinde yaklaşık 21 bin aile hekimi görev yapıyor. Buna göre 4 bin kişiye bir aile hekimi düşüyor. Fakat nüfus kaydı olmayan, mevsimlik işçilik yüzünden aileleriyle birlikte sürekli seyahat etmek zorunda olan veya coğrafi olarak ulaşılması zor yerlerde ikamet eden çocuklar sağlık hizmetlerinden düzenli olarak yararlanamıyor. Bunun yanında, çocuğa karşı şiddetin önlenmesine yönelik okullarda uygulanan bazı projeler olsa da önlemeye yönelik kapsamlı, sistematik ve standart bir uygulama bulunmuyor.

Doğrudan fark etme ile görevlendirilmiş kurumlar ise sırayla şöyle:

Aile hekimleri/doktorlar, öğretmenler, diğer kamu çalışanları, cumhuriyet savcılıkları, mahkemeler, STK’lar, çocuğun bakımından sorumlu kimseler, mahalli mülki amirler ve muhtarlar, belediye zabıtaları, akraba/komşu/yetişkinler ve kolluk.

Çocuklar neden kayboluyor?Çocuklar neden kayboluyor?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlığı altındaki 41'inci maddesinde “devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” yazıyor. Fakat Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2008-2016 yıllarında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan çocuk sayısı 104 bin 531.

Tüm bu veriler devletin bu konudaki yetersizliğini gösteriyor. Bu yetersizlik karşısında, bir çocuğa cinsel istismar tehlikesi nasıl anlatılmalı? Kamuoyunun gündemine peş peşe düşen kayıp çocuk haberleri diğer çocukları nasıl etkiliyor? Medya bu ve benzeri haberlerde nasıl bir dil kullanmalı? Çocuğun fotoğrafı kullanıldığı takdirde nelere dikkat edilmeli? Çocuğa Karşı Şiddeti Önleme Ortaklık Ağı’nı temsilen Türk Psikologlar Derneği’nin yönetim kurulunda yer alan Araş. Gör. Özge Şahin ve çocuk hakları editörü gazeteci Yüce Yöney’le konuştuk.

'ÇOCUĞUN YAŞINA UYGUN CİNSEL EĞİTİM VERİLMELİ'

Özge Şahin

Çocuklara cinsel istismar nasıl anlatılır? Zorlukları neler? Özge Şahin, anlatılan bilginin çocuğun yaşına ve gelişimine göre değiştiğini söylüyor. Bunun yanı sıra çocuğa bu bilgiyi aktaran kişinin duygusunun da bir hayli önem taşıdığını ifade ediyor. Bilgiye veren kişi kaygılıysa bu kaygının çocuğa da geçeceğine dikkat çekiyor.

Çocuklarla çalışırken –özellikle erken yaş gruplarıyla- cinsel istismar şudur gibi bir tanımlama genellikle yapılmıyor. Onun yerine okul öncesi dönemden itibaren, çocuğun yaşına uygun cinsel eğitimin verilmesi daha uygun bulunuyor. Şahin "Önemli olan çocuğun kendini tanıması, fiziksel sınırlarını, iyi dokunuşu-kötü dokunuşu öğrenebilmesi ve hayır diyebilmesi" diyor ve ek olarak bilhassa şunu ifade ediyor: “Tabii bunun için de çocuğun özerkliğinin tanınması gerekiyor. 'O senin halan seni istediği zaman istediği şekilde öpebilir' ya da 'dayındır otur kucağına' gibi bilgiler, çocuklarda kafa karışıklığı yaratabiliyor.”

Cinsellik çoğu zaman yetişkinler arasında da rahat konuşulmadığı için çocuklara anlatılırken de zorluk çekilebildiğini anlatıyor Şahin. “Ya da bazen yetişkinler tüm bildiklerini olduğu gibi anlatabiliyor. Oysa burada önemli olan çocuğun yaşına uygun ve çocuğun merak ettiği kadarının ona aktarılmasıdır. Bu nedenle öncelikle çocukla çalışan kişilerin ya da ebeveynlerin çocuklarla cinsellik hakkında nasıl konuşabilecekleri konusunda kendilerini hazırlamaları gerekiyor” diyor.

Peş peşe gelen kayıp çocuk, istismar haberleri çocukları nasıl etkiliyor? Çocukların en temel ihtiyacı olan güvenlik duygusunun bütün bu olanlar karşısında kaybolduğunu söylüyor Şahin. “Çocuklar tacizin, tecavüzün kelimelerin anlamını bilmiyor ya da anlamlandıramıyor olabilirler ancak en sevdikleri yer olan oyun alanlarında tehlikede olduklarını anlıyorlar.”

Belirli ve sabit bir müfredat olmasa da bazı okullarda cinsel eğitim ve iyi dokunuş-kötü dokunuş eğitimleri veriliyor. Ancak her okulda değil. Çocuğa yönelik şiddet konusunda (sadece cinsel istismar değil; fiziksel ve duygusal istismar; ihmal ve sömürü de dahil) ailelere, öğretmenlere, sağlık çalışanlarına yönelik eğitimlerin oldukça önemli olduğunu fakat sadece bu görevin devlet kurumlarına bırakılmayacağını düşündüğünü söylüyor Şahin.

'KULLANILAN DİL VE FOTOĞRAFLARDA ÇOCUĞUN YAKINLARI DÜŞÜNÜLMELİ'

Yüce Yöney

Çocuk hakları editörü Yüce Yöney, medyanın bu tip haberlerde ağırlıklı olarak olayın failini lanetleyen, kamu vicdanına seslenen içerikler ürettiğine dikkat çekiyor. Bu yönde yapılan haberlerin asıl sorulması gereken soruların üstünü örttüğünü, salt kamuoyunun duygularına seslenmesi sebebiyle çözüm odaklı bilgilerin, tartışmaların ikinci plana itildiğini ifade ediyor.

Yöney, “Çocuğun başına gelenler -kimi zaman satır aralarında- kendi içinde şiddet içeren bir dille aktarıldığında kamuoyunun duygularına seslenilmiş oluyor. Kimse kalkıp da bu çocuk niye kayboldu, durup dururken bu kadar fazla olay nasıl olabiliyor demiyor” diyor. Yöney, oysa yapılması gereken şeyin, çözüm üretebilen ya da çözüm arayan bir haber dili konusunda örgütlenmek olduğunu söylüyor.

Peki nelere dikkat etmek gerekir çocuk mağduriyetiyle ilgili haberlerde? ”Çocuğun arkadaşlarını, kardeşlerini, yakınlarını düşünmek gerekir” diyor Yöney ve dikkat edilmesi gereken hususları şöyle anlatıyor: “O insanlar bu haberlerden nasıl etkileniyorlar? Çevrelerinde bu haberden yola çıkarak ne konuşuluyor? Bunların hiçbirine dikkat edilmeden olayın sansasyonel yönü ön plana çıkartılıyor. Ağırlıklı olarak ana akım medyanın habercilik anlayışı bu yönde.”

Yöney, görsel kullanımının bazı olaylarda kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. “Çocuğun bulunabilmesi için çocuğun o anki yararı ön plana alınarak görsel kullanılmasında yani çocuğun fotoğrafının yayınlanmasında bir mahsur yok ama onun dışında çocuğun ailesinin, kardeşlerinin izni olmadan kullanmamak gerekir” diyor.

Görsel kullanımında çocukların ölümünün ardından daha esnek davranılabileceğini ama yaşanan mağduriyetten sonra hele hele çocuğun hayatına devam edeceği düşünülürse çok daha dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor Yöney.

Çocuğun hangi fotoğrafının nasıl kullanıldığının da dikkat edilmesi gereken hususlardan biri olduğunu söyleyerek şu örneği veriyor: “Aylan bebeğin fotoğrafı normalde kullanılmaması gereken bir fotoğraftı. Her zaman değil ama sadece bu ana özgü olarak bütün bir dünyayı harekete geçirebilecek bir mekanizmada çocuklara yararı olduğu düşünülerek kabul edilebilir nitelendirilmişti.”