KHK'li Ceren Bilen: İhraç süreci iki tip insan yarattı!

OHAL kapsamında çıkartılan KHK'lerle ihraç edilen öğretmenler bugüne kadar yaşadıklarını ve hayatlarını nasıl sürdürdüklerini anlattı. 15 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra ihraç edilen sınıf öğretmeni Ceren Bilen, "İhraç süreci benim için iki tip insan yarattı" diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 15 Temmuz darbe girişiminin ardından iki yıl geçti... Darbe girişiminden sonra tüm Türkiye'de ilan edilen OHAL'den en çok etkilenen kesimlerden biri de Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edilen Eğitim Sen üyesi öğretmenler oldu. Binlerce öğretmen bu süreçte ihraç edilirken ellerinden birçok hakları da alındı. Kimi öğretmen geçimini sağlayabilmek için tarlada çalıştı kimi de pazarda... Kimi öğretmen evinde pasta, kek yapıp satarken kimisi de köyüne dönüp hayata yeniden tutundu.

KHK'li öğretmenlerle ihraç süreçlerinden sonra neler yaşadıklarını, ailelerinin bu süreçten nasıl etkilendiğini, şu an hangi işlerle uğraştıklarını ve daha birçok konuyu konuştuk.

Gazete Duvar'ın, 'KHK'li öğretmenler anlatıyor' dizisinin ilk konuğu 15 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 29 Ekim 2016 tarihinde KHK ile ihraç edilen sınıf öğretmeni Ceren Bilen...

'ÖĞRETMENLİK BİR YAŞAM BİÇİMİYDİ'

15 yıllık öğretmenlik hayatı boyunca Gaziantep, Hakkari ve Mardin gibi illerde görev yapan Bilen, ihraç edildiğinde Mardin'in Nusaybin ilçesinde görev yapıyordu. Öğretmenlik hayatını anlatan Bilen, “Ben bu camiayı iyi bilirim” diyor. Çünkü Bilen'in babası da emekli öğretmen.

Bilen şunları söylüyor: “Öğretmenlikten ziyade çocuklarla bir şeyler paylaşmak, onlarla bir şeyler yapmak benim için mutluluk vericiydi. Klasik bir öğretmen gibi olmadım. Çocuklarla eğlenerek, bir şeyler paylaşarak geçiriyordum bu zamanı. Benim için öğretmenlik işten ziyade bir yaşam biçimiydi. Örneğin Hakkari'de iki yıldan fazla bir süre öğretmenlik yaptım. Nizip'te bir yıldan fazla öğretmenlik yaptım. 10 yıl boyunca da Nusaybin'de öğretmenlik yaptım. Öğrencilerimle ilişkilerim hep farklı oldu. Öğrencilerim klasik düzende olan çocuklar değillerdi. İhracımdan sonra onlar için de çok şey değişti.”

.

'ARTIK GELEMEYECEĞİM BENSİZ GİTMEN GEREKİYOR'

Bilen, iki çocuk annesi... İhraç edilmeden önce küçük çocuğuyla birlikte okula gittiğini söylüyor. İhraç haberini aldığı ilk gün oğluyla birlikte okula gidemeyen Bilen, oğluna bunu nasıl anlatacağını günlerce düşünmüş. Bilen oğluna ihraç edildiğini nasıl söylediğini şöyle anlatıyor: “Ben artık okula gelemeyeceğim. Bensiz gitmen gerekiyor.”

Bilen bu konuşmadan sonra oğluyla arasında geçen diyaloğu da şöyle aktarıyor: “Tabii ilk başlarda kabul etmedi. Bir gün okuldan eve gelirken yüzüme bakıp, 'anne seni niye işten attılar?' diye sordu. Bu benim için çok zor bir soruydu. Kendisine, oğlum biz hep iyilik için, güzellik için her şeyin daha iyi olması adına mücadele veriyoruz. Kötü bir şey yapmadığım, bu süreci yaşamanın kötü bir şey olmadığı gibi cümlelerle onun anlayabileceği şekilde söylüyordum. Ve sonunda kendisi de bunu kabul etti.”

'İHRAÇ SÜRECİ İKİ TİP İNSAN YARATTI...'

Bilen ihraç edildikten sonra neler yaptı, geçimini nasıl sağladı? Bilen bu sorulara yanıt verirken ayrı bir parantez açıyor: “İhraç süreci benim için iki tip insan yarattı. Biri daha çok korktu, daha çok sindi. Diğeri ise daha çok mücadeleci oldu ve üretken bir tip yaratıldı. İhraç edildikten iki ay sonra evde kek, kurabiye, pasta yapamaya başladım. Çok iyi bir dayanışma örneği gördüm. Evet bazen kurabiyelerim çok sert oldu ama arkadaşlarım afiyetle yediler. Bir süre geçimimizi böyle sağladık. Daha sonra ufak tefek özel dersler vermeye başladım. İhraç edildikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı lisanslarımız iptal etti. Hiçbir yerde öğretmenlik yapamıyoruz veya sigortalı bir yerde çalışamıyoruz. Böyle bir yasal engelleme de getirdiler. Dolayısıyla bizim önümüze birçok engel ve sıkıntı çıkarttılar. Deyim yerindeyse bize, 'nefes alıyorsunuz bu da size yeter. Oturun, kıpırdamayın!' dediler. Ama sanırım insanlar en zor zamanlarda değişik çözümleri üretebiliyor. Bizi içine sürükledikleri çözümsüz süreç aslında biraz da kendi çözüm süreçlerimizi üretmeyi etkiledi. Belki de hiçbir zaman bu kadar üretken olmamıştım. Devlet memurluğunun vermiş olduğu farkında olmadan hissettirdiği yaşam, rahatlık bizim yaratıcılığımızı zaman içerisinde köreltmiş. Birçok engellemeyle karşılaştım ama buna rağmen bu işin hep bir çözümü vardı. Her zaman bir alternatif vardı.”

'İNANDIĞIM ŞEYLER VAR'

Doğu illerinde yaşayıp ihraç edilmek Bilen'e göre ciddi bir avantaj: “Bölgede yaşayan insanlar olarak Türkiye'nin batısında yaşayan ve ihraç edilenlerden biraz daha avantajlı. Çünkü buradaki halk zaten muhalif bir kimliğe sahip olduğu için devlet kanadından gelebilecek herhangi duruma yönelik olumlu bakmıyorlar. Ama buna rağmen, 10 yıldır aynı evde aynı mahallede yaşamama rağmen, 'hocam keşke biraz dikkat etsen' dediler. Fakat zaten ihraçlar öncesinde yaşadığımız bir süreç vardı. İhraçlardan önce daha ağır şeyler yaşadığım için ihraçlar beni çok da sarsmadı diyebilirim. Öncesinde yaşanan can kayıpları, şehrimizin yarısından fazlasının yok olması... Çok daha ağır travmalar yaşadık.”

Bilen: İnsanlar, 'hocam keşke biraz dikkat etsen' dediler

Son olarak Bilen; “Ama inandığım şeyler var” diyor: “Bizler mutlaka işimize, okullarımıza, alanlarımıza geri döneceğiz. Geri döndükten sonra da neye inandıysak, neyi doğru bildiysek ülkemiz için, barış için, kardeşlik için bütün inancımızla mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Yarın: KHK'li öğretmen Yaşar Kaygısız ihraç edildikten sonra oğluyla Batman'dan Mersin'e taşınma sürecini anlattı...