Ömer Madra: İnferno'nun ta kendisini yaşıyoruz, tek yol başkaldırmak
Yunanistan'daki yangın ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan iklim değişikliğine bağlı doğal felaketleri değerlendiren Ömer Madra, "İnferno'nun ta kendisinden bahsediyoruz" diyor. Çevresel sorunları çözmek için bir çeşit devrimci dönüşüme ihtiyaç olduğunu söyleyen Madra, "Biz de yeterince ayaklanmıyoruz sıradan insanlar olarak. Bununla mücadele etmenin tek yolu başkaldırmak" ifadesini kullanıyor.
DUVAR - Yunanistan'daki yangında ölü sayısı artıyor, Güney Asya ülkesi Laos'da heyelan sonucu hidroelektrik santral çöktü, yüzlerce kişi kayboldu, Japonya'da yaşanan sel baskınlarında en az 100 kişi hayatını kaybetti. İskandinav ülkelerinde orman yangınları görülmeye başlandı. Türkiye'de ise mevsim normalleri dışında yağışlar devam ediyor. Marmara çevresinde son 24 saat içinde 43 bin 388 yıldırım ve şimşek tespit edildi.
Bianet'ten Pınar Tarcan'a konuşan akademisyen, yazar ve radyo programcısı Ömer Madra, iklim değişikliğinin artık dünyanın her yanında hissedildiğini belirtirken "İnferno'nun (Latince cehennem) ta kendisinden bahsediyoruz" diyor.
Madra, "Bir yandan yangınlar ve dünyanın mesela en beklenmedik yerlerinde sıcak hava dalgalarından ölüm oranları artıyor" hatırlatması yaparken "Mesela Kuzey Kutup bölgesindeki Kanada'nın Quebec eyaletinde Temmuz ayı başında 50 yaş üstü 54 kişi öldü" diyor ve ekliyor:
"Kuzey Kutup dairesinden Cezayir'e, yani en yukarıdan en aşağıya kadar her tarafta müthiş bir sıcaklık artışı var. Bunun tabii ki insan kaynaklı iklim değişikliğinden olduğuna şüphe yok. Fakat medya bunu söylemiyor. Bize düşünüyor bunu söylemek. Bütün meteoroloji kaynakları, BBC World bile bundan bahsetmemeyi tercih ediyor. Bu konuda büyük bir suskunluk var çünkü şirketler, hayvan endüstrisi yani küresel ısınmanın başlıca sorumluları da medyayı kontrol ediyor."
Madra'nın değerlendirmeleri şöyle:
BU DA GEÇİCİ DE OLSA BİR MÜLTECİ SORUNU: Yunanistan yangına gelecek olursak, orada arkadaşlarımız var, fotoğraflara baktığımızda da anlıyoruz, İnferno'nun ta kendisinden bahsediyoruz. Dumanın Akropolis'ten bile göründüğü söyleniyor. Görüş açısı neredeyse 1 metreye inmiş duman nedeniyle. İnsanlara 'Bir an önce evlerinizi terk edin' diyorlar ama bu o kadar basit bir şey değil, bu da geçici de olsa bir mülteci sorunu. İtfaiye yetkilileri 'Şu an için nefes almayın' diyor, çünkü havadaki toksikler astım başta olmak üzere bir sürü hastalığın kaynağı.
Yangından kurtulanlar anlattı: Yer yanıyordu, kaçarken ayakkabılarımız eridi
DEVAM EDECEK MAALESEF: Aslında her şey birbirine bağlı, Japonya'daki seller de büyük felaket ve bu akıl durdurucu bir şey. Japonya gibi afet kontrolünde bir ülke bile bunu yaşıyor. Bu artık dünyanın her yerinde yaşanıyor ve devam de edecek maalesef. Pina gibi dünyanın en saygın dergilerinden birinde iklim değişikliğinin beklenenin iki katı olacağı yönünde belirtiler olduğuna dair veriler yayınlanıyor. Ama Yunanistan'da ne Çipras ne de diğer insanlar bunu söylemiyor. Halbuki asıl meselenin fosil yakıtlar yerin altında bırakmak olduğunu hepimiz biliyoruz, ama sistem o şekilde devam ediyor. Sadece hükümetleri de suçlamıyorum çünkü tüketim kültürü, her altı ayda bir yeni bir cep telefonu alma tutkusu bu hale getirmiş durumda.
DEVRİMCİ DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR: Küresel Ayak İzi Ağı'nın dün yayınladığı verilere göre Dünya Limit Aşımı Günü bu yıl iki gün öne çekilmiş durumda. Şu anki tüketimle insanların dünyanın 1.7 katı büyüklüğünde bir gezegene ihtiyacı var. Tabii bu ortalama, ABD'nin 2.5 katı büyüklükte bir gezegene ihtiyacı var mesela. En basitinden plastik kirlenmesinden bile vazgeçilemiyor, oysa tamamen cepten yiyoruz ve gelecekten borç alıyoruz. Bir çeşit devrimci dönüşüme ihtiyaç var. Mesela plastik kirlenmesinden bile vazgeçilmemesi durumu var, oysa tamamen cepten yiyoruz ve gelecekten bir çeşit devrimci dönüşüme ihtiyaç var.
YETERİNCE AYAKLANMIYORUZ: Sınırlı bir dünyada sınırsız tüketimin imkansız olduğu aşikar fakat 'seçici körlük' (selective blindness) yaşıyoruz. İnsanlar kendi işine yarayan gerçekleri görüyor, zihinsel dönüşüme de ihtiyaç var.
Stanford Üniversitesi'nden yeni bir rapor dünyadaki 136 ülkeyi araştırıyor. Bu araştırma istendiği takdirde bu ülkelerin 2050'ye kadar, yani 30 sene içerisinde yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçebileceğini öngörüyor. Ama bu yapılamıyor, yapılamama sebebi de siyasi, çünkü siyasetçiler, zengin kesimlerin ve petrolü yönetenlerin kontrolünde, biz de yeterince ayaklanmıyoruz sıradan insanlar olarak.
DÜNYADA ADALET YOK: İşin en kötü tarafı da dünyada adalet yok, en az küresel ısınmaya yol açan yoksul ülkeler okkanın altına giriyor. Bilim insanları bunu 30 sene önce net olarak söyledi. NASA'da çalışan bilim insanı James Hansen'ın 1988'de ABD Senatosu'nda iklimle ilgili söylediklerinin fazlası bile var. James Hansen NASA'daki görevini bıraktı, iklimle ilgili gösterilerle ilişkili en az dört defa gözaltına alındı. Şu an 21 yaşındaki torunu ve ABD'li gençlerle birlikte federal hükümeti dava etti, mahkeme de davayı kabul etti. Bununla mücadele etmenin tek yolu başkaldırmak.
26 kişi birbirine sımsıkı sarılarak ölüme gitti