Eski milletvekili Haluk Pekşen: AKP'den kurtulmanın yolu ülkemizin yok olmasına göz yummak değil
Dövizdeki artışa ilişkin sosyal medya hesabından "Döviz kurunun bu denli savrulmasının hiçbir ekonomik veriyle izahı mümkün değildir" paylaşımı yapan eski CHP Milletvekili Haluk Pekşen çok sayıda kullanıcıdan tepki gördü. Pekşen, " Türkiye'de iktidardan kurtulmak istiyoruz ama AKP'den kurtulmanın yolu ülkemizin yok olmasına göz yummak değildir" dedi.
ANKARA - Türkiye'de piyasalar henüz açılmamışken dün gece saatlerinde dövizin yüksek oranda artmasına farklı çevrelerden açıklamalar geldi. Eski CHP Milletvekili Haluk Pekşen de sosyal medya hesabından dövizdeki artışa ilişkin paylaşımıyla dikkat çekti. "Döviz kurunun bu denli savrulmasının hiçbir ekonomik veriyle izahı mümkün değildir. Gelinen bu noktada AKP politikalarını eleştirmeyi aşmış, güzel ülkemize karşı asla kayıtsız kalamayacağımız ağır ve ahlaksız bir saldırıya dönüşmüştür. Söz konusu olan vatandır. Dolar 7.15." diyen Pekşen'e bir çok kullanıcı tepki gösterdi.
'BİZ SANDIKTA YENECEĞİZ AKP'Yİ'
Dün gece saatlerinde yaşanan dövizdeki artışı, 'dış güçler' olarak değerlendirdiğini söyleyen Pekşen, "Tepkiler ekonomiyi bilenlerden, döviz hesaplarını, Türkiye'nin cari açıklarını bilen insanlardan gelmedi. Ekonomistler de benim dediklerimi destekler açıklama yapıyorlar. Ortak aklın ürünü bu çünkü. Türkiye'de iktidardan kurtulmak istiyoruz ama AKP'den kurtulmanın yolu ülkemizin yok olmasına göz yummak değildir. Biz AKP'yi sandıkta yenerek kurtulmak istiyoruz. Bir başkasına kalkıp da Türkiye'yi ağır mağduriyetler altına sürüklemesiyle iktidardan kurtulmasını hoş göremeyiz. Biz sandıkta yeneceğiz AKP'yi. Mücadelemiz budur" dedi.
'BU DURUM EKONOMİK GEREKÇELERLE İZAH EDİLEMEZ'
"Dövizdeki sıkıntıların da temeli genellikle AKP'nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nın tavrından kaynaklanıyor" diyen Pekşen sözlerini şöyle sürdürdü,"İktidarmış gibi yapmak, Türkiye'nin en büyük problemi. Yoksa Türkiye için 456 milyar dolar borç hiçbir şey değildir. Bu borç çok kolay çevrilebilir ve Türkiye'nin birkaç yıl içerisinde dünyanın en iyi 10 ekonomisi içerisine girmesi içten bile değil. Temel neden, siyasi ve ben de bunu yazdım. Bu durum ekonomik gerekçelerle izah edilebilir bir durum değildir. Petrol fiyatlarında artış yok. Türkiye'nin dış borcunda büyük bir sıçrayış yok, aynı borçtayız. Turizm girdileri en üst seviyede. Doğal olarak bir anda Türkiye'den doların 6 liradan 7 liraya çıkmasının izah edilebilir bir mantığı yok. Bunu gördüm. Tamam AKP ile sonuna kadar mücadele edeceğiz ama bütün siyasi partiler hepimiz en önce ülkemiz için varız. Ülkemize karşı yapılacak bir saldırının ortak mücadeleyle defedilmesi gerekiyor. Ben de bir yurttaş olarak böyle bir sorumluluk hissettim ve paylaştım."
'TEFECİ PARASINI İSTERSE HANGİ AHLAKLA İSTEYECEĞİNİ BİLEMEZSİNİZ'
Türkiye'nin dıştan gelen bu tür müdahaleleri karşılayamamasının temel nedeni olarak AK Parti hükümetinin sorumlu olduğunu belirten Pekşen,"Türkiye'nin atakları karşılayamamasının temel nedeni AKP'nin uygulamış olduğu dış politika, ekonomik politika ve 16 yıl içerisindeki iç politikaya yönelik hamaset siyasetidir. Bir tek dün geceki atak noktasında onu söylüyorum. Bu konuda birçok tweet'im var. Birlikte bakıldığı zaman hepsi içerisinde sıcak para ekonomisine açılmanın büyük bir hata olduğunu yıllardır söylüyorum. Tefeciden para alırsanız kısa sürede halkı mutlu eder. Tefeci parasını istemeye kalktığında ve tefecinin hangi ahlakla isteyeceğini bilemezsiniz. İstediğinde derhal ödemeniz gerekir. Yoksa paranız işte böyle ağır mağduriyetler yaşayabilirsiniz. Bunu yıllardır söyledim."
H'EN ÖNEMLİ SORUN İNŞA EDİLEMEYEN HUKUK DEVLETİ'
2001 kiriz öncesi danışmanlığını yaptığı bir şirkete öngörü raporu hazırladığını ve krizle ilgili detayları ortaya koyduğunu söyleyen hukukçu Pekşen, "1998'de o raporu devletin bütün ilgili birimlerine gönderdim. Rapor ciddiye alınmadı" dedi. 2008 krizi öncesi katıldığı televizyon programlarında da ekonomik tabloya ilişkin değerlendirmeler yapıp haklı çıktığını aktaran Pekşen,"Bizim bu ülkenin yurtsever insanlarının bu ülkedeki en büyük mücadelesi hukuk devletini inşa etmek olmalıdır. Hukuk devletini inşa ettiğiniz zaman içeriden ya da dışarıdan bizi ayrıştırması, krize sürüklemesi, ötekileştirmesi mümkün değildir. En önemli sorunumuz inşa edilmeyen hukuk devleti ve yıkılan demokrasimizdir" diye konuştu.