Ayhan Bilgen: Ormanların yakılması onları etkilemiyor

Dersim'de devam eden orman yangınlarına ilişkin Ankara'da bir araya gelen sivil toplum örgütü temsilcileri, yangına bir an önce müdahale edilmesi çağrısı yaptı. Yangının devam ettiği bölgeye alınmayan heyette yer alan HDP Milletvekili Ayhan Bilgen, güvenlik güçleriyle yaşadıklarını paylaştı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Ankara Dersimliler Derneği ve Alevi örgütleri temsilcileri günlerdir Dersim'de süren orman yangınlarına ilişkin Ankara'da bir araya geldi.

Dersim'deki yangını yerinde incelemek isteyen HDP milletvekillerinin yer aldığı heyet yangının devam ettiği bölgeye alınmamıştı. HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen'in de katıldığı Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi'ndeki açıklamada yangınlar konusunda duyarlılık çağrısı yapılırken yangının uluslararası kamuoyunda duyurulması için çalışılması gerektiği vurgulandı. Öte yandan TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt, KESK bileşenleri olarak 1 Eylül'de Dersim'e heyet gönderme kararı aldıklarını açıkladı.

BİLGEN: BU TAM BİR NİYET OKUMA VE TAHAMMÜLSÜZLÜK

Düzenlenen toplantıda yangının devam ettiği bölgede yaşadıklarını aktaran HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, bölgeye girişlerine izin vermeyen güvenlik güçleriyle yaşadıklarını paylaştı.

Valiliğin HDP heyetine yönelik açıklama yaptığını belirten Bilgen, "Bizim için 'Dersim'in huzurunu kaçırmak için gelen gruplar' denildi. Bu tam bir niyet okuma ve tahammülsüzlüktür. Burada olan kurumların Dersim'deki temsilcilerinden bilgi aldık. Sonrasında çıktık, çarşıda esnafı selamlayarak minibüslere bindik. Gittiğimiz ilk noktada durdurulduk ve 'buradan geçemezsiniz' dediler. Heyetimizin şehre gelişiyle o yol kapatılmış. Güvenlikçiler orada bize başka yol önerdiler. O yolu bizim önümüzden giden polis minibüsleri biz oraya varır varmaz kapattılar. 'Operasyon nedeniyle burası da kapandı' dediler. Üçüncü yol arayışımızda askerler tarafından durdurulduk. Kaymakam talimatıyla Hozat'a girişimize izin verilmeyeceği söylendi ve hiçbir yazılı talimat bize tebliğ edilmedi. Yaşananları yerinde görmek ve durum neyse olanı kamuoyuyla paylaşmak için Dersim'e gittik fakat buna izin vermediler" dedi.

'ÖYLE BİR VATANSEVERLİK Kİ ORMANLARIN YANMASI ONLARI ETKİLEMİYOR'

Dersim'de devam eden yangınların uluslararası kamuoyuna taşınması gerektiğini ve yangınlar sonlanıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Bilgen şöyle devam etti:

"Öyle bir vatanseverlik egemen ki, derelerinin yağmalanması, ormanlarının yakılması onları etkilemiyor. Üzerinden para kazanmayı ve beton dökmeyi seviyorlar. Kendi istedikleri gibi inanmayı ve öyle davranmayı seviyorlar. Burada yakınmak için buluşmadık. Bu seferki gidişimizi daha ses getireceği için engellediler. Sorunun ve çözümün nerede olduğu bu engellemede gözüküyor. Uygulamalarını ne kadar dünya kamuoyuna duyurursak, daha da rahatsızlık vereceğiz. Dersimliler örgütlülüğünü, politik duyarlılığını ve birikimlerini kendi toprakları için de seferber edeceklerdir. "

KESK 1 EYLÜL'DE DERSİM'E HEYET GÖNDERECEK

Açıklamada söz alan TÜM-BELSEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt,"Kastamonu'da, Kaz Dağları'nda yangın olunca herkes ses veriyor, Dersim'de yansın, Tunceli'yse bakalım deniyor" dedi. KESK bileşenleri olarak bir toplantı yaptıklarını aktaran Bozkurt, "KESK olarak 1 Eylül'de bir heyeti Dersim'e yollayacağız. Valiliğin tutumunu biliyoruz ama buna rağmen sesimizi çıkarmamız gerekiyor. Mutlaka ses vermek gerekiyor" dedi.

Pir Sultan Abdal Derneği Genel Sekreteri Onur Şahin ise, "Bu orman yangınları, devletin Dersim'in inancını, insanını hedef alan ve yok etmeyi amaçlayan sistematik politikalarının parçasıdır. Bizim için Dersim'in her bir karış toprağı kutsaldır. Buradaki tahribatta devlet doğayı katlederek Dersim'in inancını katletmeye çalışmaktadır. Bu politikalara karşı bizim de bütünlüklü politikalar geliştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.

'BARIŞ SÜRECİ BİTİNCE ORMANLARIN YANMASI DA ŞİDDETLENDİ'

Günlerdir süren yangına müdahale edilmediğini ve 'terörle mücadele' adı altında birçok canlı türüne zarar verildiğini belirten Ankara Dersimliler Derneği Başkanı Yaşar Kılavuz "Dersim Osmanlı'dan sonra cumhuriyetin kurulmasıyla hep çıban başı oldu. Olmaya da devam ediyor. Dersim 38'de yapılan soykırımdan sonra bu çıbanbaşı olma süreci bitmedi. 1994 yılında yapılan köy boşaltmaları Dersim 38'i aratacak mahiyetteydi. 94'te başlayarak ormanlarımız her yıl yıkılmaya başladı. Özellikle barış sürecinin bitmesiyle ormanların yanması daha da şiddetlendi" diye konuştu.

TUNCELİ VALİSİNE TEPKİ: BİZ BUNU GEÇTİĞİMİZ DÖNEMLERDE DE DUYDUK!

Dersim kültürünün yok edilmeye çalışıldığını belirten Kılavuz, bölgede herhangi bir sorunun olmadığını açıklayan Tunceli Valiliği'ne de tepki gösterdi. Kılavuz,"Burada bir sitemimiz de Tunceli Valisinedir. 'Orman yangını yoktur' diye basın açıklaması yaptı. Daha sonra yaptığı açıklamada bunlar ormanın arta kalan artıklarıdır, çalı çırpıdır dedi. Biz bunu geçtiğimiz dönemlerde de duyduk. Duymaya devam ediyoruz. Yaşam alanlarımızın içinde barındırdığı canlı ve cansız varlıklar ve endemik türler yok edilmektedir. Dersim'de orman yangınları ilk değildir son da olmayacaktır. Her çatışma ve operasyonun ardından ormanı yakarak terörle mücadele ettiklerini söyleyen güvenlik güçleri doğayı yok etmektedir" dedi.

TÜRKDOĞAN: ULUSLARARASI ALANA TAŞIYACAĞIZ

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, "Bu iktidar bile bile ormanları yakıp bunların söndürülmesini engelliyorsa birçok şeyi kaybetmiş demektir" ifadelerini kullandı. Ormanların herkese ait değerler olduğunu belirten Türkdoğan, "Bizler de bu durumu tespit ederek uluslararası alana taşıyacağız. Türkiye'de yalnızca kişilere yönelik ağır hak ihlalleri gerçekleştirilmiyor. Kültürümüze, doğamıza ve inancımıza karşı da hak ihlalleri gerçekleştiriliyor. Orman yangını ifadesini kullanıyorum biliyorsunuz bu ağır bir suçtur. Böyle bir terörle mücadele yöntemi yok. Bundan bir an önce vazgeçin" dedi.