Uzmanlardan çocuk model yarışmasına tepki: Bu bir hak ihlali ve istismardır!
Ankara'da bir reklam ajansı çocuk güzellik yarışması organize etti. Çocukların sosyal medyada fotoğraflarının ve fiziksel özelliklerinin paylaşıldığı yarışma kapsamında "en stil sahibi çocuk", "en özel engelli" gibi kategoriler yer alıyor. Çocuk hakları alanında çalışan uzmanlara göre bu tip yarışmalar çocuklara yönelik hak ihlali ve istismar. Bunun bir suç olduğunu söyleyen uzmanlar, ailelerin bilmeyerek de olsa bu hataya düşmemesi uyarısında bulundu.
ANKARA - Ankara'da faaliyet yürüten bir reklam ajansı çocukların yarıştırıldığı güzellik yarışması organize ediyor. 'Ankara Çocukları Model Yarışması' adı altında düzenlenen yarışmaya 0-15 yaş aralığındaki çocuklar katılıyor.
Ailelerinin izniyle yarışmaya katılan çocukların fotoğrafları 'Ankara Çocukları' adlı sosyal medya hesabında paylaşıldı. Çocukların kilo, boy, saç ve ten rengi, ayak numarası, ilgilendiği spor ve sanat dalları bu hesaptan paylaşılarak kullanıcıların "beğendikleri" çocuklar için oy verebileceği belirtiliyor. Çocuk hakları alanında çalışanlar söz konusu yarışmaların çocuklara yönelik "istismar ve hak ihlali" olduğunu belirterek, aileleriuyarıyor.
'EN ÖZEL ENGELLİ ÇOCUK!'
Haziran ayı itibariyle başvuruları başlayan çocukların yarıştırıldığı güzellik yarışmasının başvuruları 31 Temmuz'da son buldu ve yarışma henüz yapılmadı. Yarışmada çocukların 11 kategoride değerlendirileceği ajans tarafından açıklandı. "0-4 yaş kız/erkek çocuk, 5-10 yaş kız/erkek çocuk, 11-15 yaş kız/erkek çocuk" kategorilerinin yanı sıra "En stil sahibi çocuk, en güzel gülen çocuk, en özel engelli çocuk, en iyi saçlı çocuk ve en şeker ikizler" kategorileri de yer alıyor.
'BU YARIŞMA TAMAMIYLA ÇOCUK İSTİSMARIDIR'
Çocukların dış görünüşlerine göre değerlendirildiği yarışmasıyla ilgili konuştuğumuz çocuk hakları alanında çalışan uzmanlar, söz konusu yarışmanın çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyeceğini belirttiler.
Çocuk hakları aktivisti Hatice Kapusuz, organize edilen yarışmayı "Çocukluğu görmezden gelerek zarar veren bir yaklaşımın sonucu" diye niteleyerek, "Çocukluk, farklı gelişimsel ihtiyaçların olduğu özgün bir dönemdir. Bu dönemde çocukların oyun oynamaya, akranlarıyla vakit geçirmeye, uyumaya, doğaya, kente, keşfetmeye ihtiyacı var. Burada yetişkin rehberlerin çocuğu istismar ettiğini görüyoruz. Ebeveynlerin çocukları kendi ihtiyaçları için kullandığı bu yarışma tamamıyla çocuk istismarıdır" dedi.
'BU TEŞHİR DE ÇOCUK HAKKI İHLALİDİR'
Çocukların yetişkin dünyayı taklit etmelerinin zararlı olduğunu belirten Kapusuz, "Yetişkinler için bile olumsuz etkileri olan şeyleri alıp çocuklara uyguluyorlar. Bu nihayetinde yaşaması gereken dönemi yaşamayıp bir yetişkin taklidine maruz kalarak çocukluğunu yaşamamaya neden olacaktır" dedi.
Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin referans kaynağı olması gerektiğini savunan Kapusuz, şu değerlendirmelerde bulundu:
YETİŞKİNLER ÇOCUKLARI MANİPÜLE EDİYOR: Sözleşme der ki, kamu yaptığı her şeyde çocuğun yüksek yararını gözetmek zorundadır. Burada çocuğa zarar veren bir şey varsa kamunun buna müdahale etmesi gerekiyor. Çocuk hakları sözleşmesi net bir şekilde her aşamada, sokakta, okulda, evde, kendi ebeveynleriyle olan ilişkisinde çocuğun yüksek yararını söylüyor. Çocuklar bireylerdir ve kendi hayatlarıyla ilgili söz sahibi olmaları gerekiyor. Çocuk, "Ben Ankara'nın en güzel çocuğu olayım. En güzel çocuğu seçileyim" arzusuna sahip olmaz. Burada yetişkinlerin çocukları manipüle ettiklerini görüyoruz. Bir diğer ihlal ise çocukların çok fazla teşhir edilmesi. Hayatı boyunca sosyal medya vb. yerlerde duracak demek bu. Bu teşhir de bir çocuk hakkı ihlalidir.
TEK BİR GELECEK VE TEK BİR HAYAT SUNULUYOR: Çocuk hakkı ihlalinin yanı sıra bu yaratılan yarışma çok cinsiyetçi bir yere denk düşüyor. Çocuklar kız ve oğlan çocuklar olarak ayrılıyor ve bir güzellik kalıbı içerisine sokuluyorlar. Alt metinlerde "Her çocuk güzeldir" mottosunun benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Her çocuğun güzel olduğu noktada çocukları yarışmaya sokmanın kendisi bir çelişki. Diğer yandan paylaşımlarda yer alan, "Podyumların prensesi olmak ister misiniz?" cümlesi hem cinsiyetçi hem toplumsal cinsiyet rollerini dayatıcı hem de çocuğa tek bir hayatı dayatan söylemler. Yetişkinlerin sorumluluğu çocuklara kendi tercihlerini hayata geçirebilecek alternatifleri sunabilmektir. Burada ise tek bir gelecek ve tek bir hayat sunuluyor. Bu hayatta beğenilmek, akranlarından daha iyi olmak var. O çocuğun akranlarıyla oyun oynaması lazım. 'Ben daha güzelim' diye akranlarıyla yarışmıyor olması lazım.
'ORGANİZASYON ÇOCUKLARIN TİCARİ VE CİNSEL SÖMÜRÜSÜDÜR'
Çocuk gelişimi uzmanı Ezgi Koman ise "Bu yarışma ve organizasyon çocukların ticari ve cinsel sömürüsüdür. Bir hak ihlalidir. Çocukların gelişim haklarına zarar verir" diyor. Ezgi Koman ise yarışmaya dair şunları söyledi:
BU HABER İHBAR SAYILMALIDIR: Çocukların boyunu, kilosunu, fiziksel özelliklerini, “etiketlenerek” görünür hale getiren, onları birer “eşya/mal” gibi sunan, “çekici” birer nesne haline getiren dolayısıyla çocukları sömüren bir etkinlik bu. Bu anlamda da suçtur. Bu haber bir ihbar olarak sayılmalıdır. Bu yarışmalara çocuklarının katılımını sağlayan ebeveynler de organizasyonu yapanlar da çocukları kendi çıkarları için kullanmaktadır.
HİÇBİR ÇOCUK EN GÜZEL OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR: Çocuklar zor ve yüksek rekabete dayalı bu tür süreçlerde yer alarak ruhsal ve duygusal açıdan zedelenmektedir. “En stil sahibi çocuk”, “en iyi saçlı çocuk”, “en güzel gülen çocuk” olmak, bunun için yarışmak çocuklar için çok büyük haksızlık, çok büyük bir yüktür. Hiçbir çocuk “en güzel” ya da “en stil sahibi” ya da başka şey olmak zorunda değil. Bu yarışmadaki temalardan biri olan “en güzel gülmek" zorunda da değildir. Bu yarışma ve benzerleri, çocukları zora sokan, yine yetişkinlerin elindeki gücü rahatlıkla çocuklar üzerinde kullanabildikleri sistemin sonucu ve aslında şiddetin bir türü, sömürünün bir biçimidir.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ DE SUÇTUR: Bu tür organizasyonların bir başka olumsuz etkisi de çocukları yetişkin ve cinsel bir nesne gibi algılatması. Birkaç hafta önce toplum çocuğa yönelik cinsel şiddete “büyük” tepkiler verirken bu tür organizasyonları olağanmış gibi karşılamak, düzenlemek, çocuklarını bu etkinliklere katılmasını sağlamak hem ikiyüzlülük hem de ilk başta söylediğimiz gibi hak ihlalidir. Aynı zamanda bu yarışmadan sonra model/manken olacak çocuklar birer “çocuk işçi” olacaktır ki çocuk işçiliği de bir hak ihlali ve suçtur.
'ÇOCUKLARIN TÜKETİM ARACI OLARAK KULLANILDIĞINI GÖRÜYORUZ'
Kapatılan Gündem Çocuk Derneği kurucuları arasında yer alan Emrah Kırımsoy söz konusu yarışmaya ilişkin, "Yetişkinlerin kurguladığı bir süreçte çocukların araç olarak kullanıldığını görüyoruz" dedi. "Güzellik" algısı üzerinden çocukların yarıştırılıp çocukta olumsuz bir rekabet duygusunun yaratıldığını belirten Kırımsoy şunları söyledi:
TANIMLAMALARI GÖRÜNCE TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU: Yarışmada yaşlarla ilgili kategorinin yanı sıra en stil sahibi, en güzel gülen gibi kategorileri gördüm. Bu tanımlamaları gördüğümde tüylerim diken diken oldu. Bu sıfatlar her bir çocuğun bilinçliliğini göz ardı etmeye yol açıyor. Çocuklar arasındaki bu rekabet iyi bir durum değil ve gelişimleri açısından olumsuz etkileri mevcut. Bir taraftan da yetişkinlerin kendilerini eğlendirmeleri için yaptığı bir kurgunun sonucu bu yarışma. Çocukların tüketim aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Markalaştırma, yaratılan bu süreç tamamen bir çocuk hakkı ihlalidir.
HER BİR ÇOCUĞUN BİRİCİK OLDUĞU YAKLAŞIMINI ZEDELİYOR: İnsanlar arasında kavramakta zorluk çekilen, çocuğun ne devletin ne de ailenin malı olduğudur. Onunla ilişkili kararlarda bu kadar serbest ve hedefleştiren bir yaklaşım kabul edilemez. Ailenin kararına bırakmak o çocuğun ailenin "malı" olduğu sonucunu doğuramaz. Bu bakış açısını değiştirmemiz gerekiyor. Çocuklar bunu başlangıçta oyun gibi algılıyor olabilirler. Ancak Oyuncular Sendikası'nın değindiği bir nokta var. Medyada görünen çocuklar ileriki yaşlarda büyük sorunlar yaşayabiliyor. Güzellik algısı çocukların abartılı tepkiler vermesine neden oluyor. Bu yarışmada çocukların gelişimine müdahale eden yetişkinlik kurgusunu görüyoruz. Her bir çocuğun biricik olduğu yaklaşımını zedeleyen bir şey bu yarışma. Çocuklar biriciktir, yarıştırılamaz. Tüketim toplumunun aracı haline getiriliyor çocuklar. Bu araçsallaştırma doğrudan bir hak ihlaline neden oluyor.
PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL GELİŞİMLERİNİ TEHLİKEYE ATABİLİR: Ebeveynlerin bunu bilinçli olarak yaptığına inanmak istemiyorum ama farkında olmadan çocuklarına zarar veriyorlar. Her çocuğun biricik olduğunu, ona kendi özellikleriyle diğer çocuklardan farklı olduğunu hissettirmeleri mümkün ebeveynlerin. Çocuklarını bir yarışmaya sokarak bunu yapmaya çalışmalarına gerek yok. Bu yarışma süreci çocukların psikolojik ve fiziksel gelişimlerini tehlikeye atabilir. Bu konuda alarm halinde olmaları gerekiyor ailelerin. Ebeveynler kendi vakitlerini geçirmek için böyle bir yolu tercih etmemeliler. Bunun sonuçlarının ağır olacağını görmeleri gerekiyor. Dünya literatüründe bu tarz yarışmalara katılıp içe kapanan çocukların olduğu örnekler mevcut.