WhatsApp'taki 'şarbon mesajı' doğru mu?
Sosyal medyada ve WhatsApp gruplarında Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Tarık Turfan’dan geldiği iddiasıyla yayılan şarbon mesajı paniğe neden oldu. Dr. Tarık Turfan, mesajı kendisinin yazmadığını belirtti.
DUVAR - İthal hayvanlarla beraber Kurban Bayramı sonrası ortaya çıkan şarbon vakaları, Türkiye'de giderek yayılıyor. Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklardan biri olan şarbonun sıklıkla gündeme gelmesi vatandaşlarda paniğe neden oluyor. Bu paniğin en büyük etkeni de sosyal medyadan gelen mesajlar.
Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Tarık Turfan’dan geldiği iddia edilen mesajda, " Türkiye'deki şarbon salgınının bilinenin çok üstünde ve ciddi bir durumda" olduğu belirtilerek, et ve et ürünleri almayı durdurmanın yanı sıra, dışarıda da yemek yenmemesi, eve sipariş verilmemesi gerektiği belirtilidi.
Süt ve süt ürünlerinde de dikkatli olunması istenerek, dondurmada bile hastalık riski taşıdığı iddia ediliyordu. Mesaja göre, 10 senelik bir hayvan postundan, bir çocuğa şarbon bulaşma vakası da yaşandı.
Sosyal medyada ve WhatsApp gruplarında yayılan mesaj ile ilgili Cumhuriyet'e açıklama yapan Dr. Tarık Turfan, mesajın kendisi ile ilgili olmadığını söyledi. Aynı mesajın kendisine de bir doktor arkadaşından WhatsApp yoluyla geldiğini belirten Turfan, "Mesaj bana WhatsApp'tan geldi. Ben de önlem olarak eşim ve çocuklarım dahil beş kişiye gönderdim. Başka hiç kimseye göndermedim. Bana gelen mesajda kendi ismim yoktu. Ertesi gün mesajın başına kendi ismim konularak gönderildiğini gördüm. Durumu anlatmaya çalıştım ama mesaj yayıldı.
'KORKU VE PANİĞE KAPILMASIN'
Mesajın hızla yayıldığını bu nedenle hastaneyi de yüzlerce kişinin aradığını belirten Turfan, "Sağlık Müdürlüğü'nden onaylınmış bir veri yoktur. Mesajla kesinlikle benim alakam yok. Sağlık Müdürlüğü'nden yazı gelmediği sürece hiçbir söylenene yazılana inanmayın. Yanlış bilgilendirme yapılıyor. Bildiğiniz gibi yaşayın, mesajda yazılanlar kanıtlanmış bilgiler değil. İnsanlar panik olmuş durumda. Bu verilerin doğruluğu kanıtlanmamış. İnsanlar korkuya ve paniğe kapılmasın ve istedikleri gibi yaşasın"