İşçiler ve sendika yöneticileri anlattı: 3. havalimanı şantiyesi, 1 Mayıs Taksim Meydanı gibi

Bariyerlerle çevrilen ve kolluk kuvvetlerinin devriye gezdiği 3. havalimanı şantiyesinde çalışan bir işçi yaşananları anlattı. İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ali Öztutan da, havalimanı şantiyesindeki mevcut durumu '1 Mayıs Taksim Meydanı' sözleriyle tarif ederken, Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut "Şantiye alanı şu an köle kampı gibi" diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sağlıklı çalışma koşulları talebiyle eylem başlatan 3. havalimanı işçilerinin eylemleri sürerken şantiye sahasına gazeteciler, milletvekilleri, avukatlar alınmıyor. Peki 3. havalimanı şantiyesinde çalışan işçiler şu an ne yaşıyor? Eylem sonrası yaklaşık 543 işçi gözaltına alındı ve bunların bir kısmı daha sonra serbest bırakıldı. İşçiler şantiye sahası içerisinde de baskıların sürdüğünü belirtiyor. Şantiyede çalışan bir işçi yaşananları "Buradaki koşulların düzeltilmesi ve daha insani şartlarda çalışmak istiyoruz. Bunu istemek neden 'teröristlik' olsun? Art niyetli değiliz. Birikmişliğimiz var. Bu bir yerde patlayacaktı. Ve işi bıraktık" diye anlatıyor.

İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ali Öztutan 3. havalimanı şantiyesi için, "1 Mayıs Taksim meydanı gibi. Kimse giremiyor!" derken Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut da, "Şantiye sahası köle kampı" benzetmesini yaptı

'BUNU İSTEMEK NEDEN TERÖRİSTLİK OLSUN?'

Şantiyede çalışan bir işçi, yaşanan gözaltılardan sonra baskıların arttığını söylüyor. Eylem başlattıkları için kendilerine yöneltilen  'terörist' ve 'provokasyona geldiler' söylemlerine tepki gösteren işçi şunları anlatıyor:

"Ne provokasyona geldik ne de teröristiz. Medyada ve sosyal medyada hakkımızda birçok yaftalama yapılıyor. Peki biz kimiz? Biz emekçi insanlarız. Evlerine ekmek parası götüren insanlarız. Yoksul ailelerin çocuklarıyız. Ekmeğin peşine düşen emekçileriz biz. Burada kimse zengin değil. Buradaki koşulların düzeltilmesini ve daha insani şartlarda çalışmayı istiyoruz. Bunu istemek neden 'teröristlik' olsun? Art niyetli değiliz. Birikmişliğimiz var. Bu bir yerde patlayacaktı. Ve işi bıraktık."

Peki şantiye sahasında şu an neler yaşanıyor? Adının açıklanmasını istemeyen aynı işçi bu soruya şöyle yanıt veriyor: "Beş dakikalığına üzerimdeki yeleği çıkardım. Yönetimden bir yetkili geldi ve 'o yelekleri giyin yoksa jandarma ve polis sizi gözaltına alabilir' dedi. Korkutma ve sindirme araçlarını kullanıyorlar. Eskisi gibi her şey devam ediyor. Bize baktıklarında sanki gözleriyle 'yendik! sizi' diyorlar. Haklıyız. Mücadelemize devam edeceğiz. Hangi koşullarda olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğiz. Geri adım atmayacağız. Bugün olmaz yarın, yarın olmazsa başka bir gün başaracağız."

'4, 5 KİŞİ OTURUP KONUŞSA...'

İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ali Öztutan işçiler eylem başlattıktan sonraki durumu şöyle anlatıyor: "3. havalimanı inşaatı başladığı günden itibaren işçi arkadaşlar taleplerin karşılanması konusunda sorunlarla karşı karşıya geldiler. Birçok eylem, bu eylem gibi büyük olmadı. Bu eylemin büyümesinin sebebi bundan önce yapılan eylemlerde işçilere verilen sözlerin yerine getirilememesinin bir öfke birikimine yol açması. Eylem başladıktan sonra 3. havalimanı şantiyesi 1 Mayıs Taksim Meydanı gibi oldu. Şantiyeye girişlere izin yok, etrafı kamyonlarla kapatılmış. Bir işçi arkadaşımız beni arayıp 'çalışırken devriye geziyorlar' dedi. 4-5 işçi oturup konuşsalar hemen gözaltına alınıyorlar. Bu böyle sürdürülemez. Talepler yerine getirilene kadar bunun mücadelesini vermek zorundayız. Bu eylemler bizden bağımsız da sürdürülebilir."

'POLİS COPU GÖLGESİNDE DEVRİYELERE GÖTÜRÜLÜYOR'

Şantiye sahasına avukatlar, milletvekilleri gazeteciler alınmıyor. Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, "Köle kampı" diyor ve ekliyor: "Şantiye 10 kilometre öteden bariyerlerle kapatılmış. İçeriden işçi arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre içerisi jandarma kaynıyor. Devriyeler geziyor. İşçiler, polis ve polis copu gölgesinde devriyelere, zorla çalışma sahalarına götürülüyor. İşçiler için 'provokasyona geldi' diye tanımlamalar yapılıyor. Eğer buna 'provokasyon' diyorlarsa bu provokasyonu yapan oradaki servis sayılarını azaltan kişilerdir. İşçiler 22 maddeden oluşan bir talep listesi hazırladılar. Bu talepleri istemek provokasyonsa başka bir şey demiyoruz. Talepleri söylerken bile utanıyoruz. Verilmiş haklar var ve işçiler bu haklarını istiyor. Gazete köşelerinde işçilere iftira atanlar, Fatih Altaylı gibi gazeteciler buraya gelip bu şantiyede bir gün çalışıp sonra konuşsunlar. Başka bir iddia da şu: İşçiler hakkında 'para aldıkları için böyle bir eylem yaptılar' diyorlar. Ortada ne bu işçilere eylem yapsınlar diye para verebilecek bir kurum var ne de bunu yapabilecek bir işçi var. Biraz da işçiyi dinlesinler."