Ilıcak: Cemaat diktatörlüğünü savunamam

Altan kardeşler ve Ilıcak davasında istinaf duruşması görülüyor. İlk savunmayı yapan Nazlı Ilıcak "Her zaman demokrasiyi savundum, asla cemaat diktatörlüğünü savunamam." ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan Gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi'nde istinaf duruşması görülüyor.

Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'a 'darbeye teşebbüs' suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasına avukatları itiraz etmişti. İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi istinaf duruşması kararını 27 Haziran'da alırken, sanıklardan Mehmet Altan’ın da tahliyesine karar vermişti.

Davanın bugünkü duruşmasında dinlenmesi beklenen gizli tanık Söğüt'ün ifadesinin 19 Eylül tarihinde alındığı öğrenildi. Duruşma, Nazlı Ilıcak’ın savunmasıyla başladı. Ilıcak "Darbe sözü ağzımdan çıkmadı. Hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini söyledim. Zekeriya Öz ile gazetecilik faaliyetim dışında bir ilgim yok. Röportaj yaptığımda serbestti." dedi

Ilıcak'ın savunmasından öne çıkan kısımlar şu şekilde;

ASLA CEMAAT DİKTATÖRLÜĞÜNÜ SAVUNAMAM: Ben cemaat diye bilinen o gruba ait bir yayın grubunda hiçbir zaman çalışmadım. Suç olarak gördüğümden değil, ama bir cemaate tabi olarak çalışamam. Bugün’de çalıştım, ama Bugün bir cemaat gazetesi değildir. Sabah’tan ayrılmıştım, iş arıyordum. Bugün ve Zaman’dan teklif aldım. Sonuçta Akın İpek bir işadamıydı. Bugün gazetesinde sadece 1.5 yıl çalıştım, 2 yıldır hapis yatıyorum. Benim asla Bank Asya’da hesabım olmadı. Her zaman demokrasiyi savundum, asla cemaat diktatörlüğünü savunamam.

ALDANDIĞIMI İTİRAF EDİYORUM: MGK, FETÖ’yü Mayıs ayında terör örgütü kabul etmişti. Pek çok yazar kararı tartışıyordu. Kasıtlı bir desteğim söz konusu değildir. Cemaatin terör örgütü olduğunu 15 Temmuz’dan sonra anladım. Güler yüz, tatlı kelam... Dini faaliyetleri beni cezbetti. Süleymancıların yurtlarına da sahip çıkmıştım zamanında. Aldandığımı itiraf ediyorum. Ergenekon ve Balyoz yargılamalarındaki olumsuzlukları dile getirdim. O dönem Erzincan’da savcı olan İlhan Cihaner’e kurulan kumpas hakkında yazılar yazdım.

ALTAN: MAHKEME ANAYASAL SUÇ İŞLİYOR

Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Mehmet Altan da, İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına rağmen tahliye kararı vermediğini dile getirdi. Savunmasının devamında mahkemenin ‘anayasal suç’ işlediğini öne süren Altan, kararı hukuksal saymanın mümkün olmadığını dile getirdi.

Altan şöyle devam etti: “Şayet Anayasa’nın 38’inci ve TCK’nın 2’nci maddeleri halen yürürlükteyse bu iddianamede delil sayılan hiçbir şey delil değildir. Beni tutuklayan yargıç, savcının ‘sübliminal mesaj’ verdiğimi iddia ederken ‘sübliminal’ kelimesini bilmediğini söyledi. Suçsuz insanları suçlu gibi göstermek isteyen, insanları boş yere hapishanede yatıran utandırıcı bir gelenek var. AYM ve AİHM bu dosyanın son haline bakarak hiçbir suç işlemediğimi karara bağladı. Gözaltına bile alınamayacağıma hükmetti.” (Gerçek Gündem)