Erdoğan, Foreign Policy dergisine yazdı: BM'nin nabzı atmıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Foreign Policy dergisine yazdığı makalesinde Birleşmiş Milletler'in yapısında reform yapılması gerektiğini belirtti. Erdoğan, "İnsanlığın kalbi olması beklenen BM'nin nabzı bugün atmıyor" ifadelerini kullandı.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, küresel politika, ekonomi ve entegrasyon konularını işleyen ABD merkezli Foreign Policy dergisine makale yazdı. "BM'yi nasıl ve neden düzeltmeliyiz?" başlıklı makalede Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) yaşadığı itibar krizi yaşadığını belirtti ve reform önerilerini değerlendirdi.
BM Genel Kurulu'nda insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlar üzerinde tartıştıklarını belirten Erdoğan, toplantının "Birleşmiş Milletleri tüm insanlar için kayda değer kılmak" ana temasıyla düzenlenmesinin, "örgütün yaşadığı gerçek zorlukların bir özetini sunması noktasında dikkati çekici" olduğunu ifade etti.
'BM'NİN GÖZLERİ ÖNÜNDE SOYKIRIMLAR GERÇEKLEŞTİRİLDİ'
BM'nin var olan sorunlarının kökeninde Güvenlik Konseyi'nin "dünyanın her yerinde barış ve güvenliği tesis etme" sözünü yerine getirememesinin olduğunu savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın farklı bölgelerindeki otoriter rejimler, BM'nin gözleri önünde masum sivilleri konvansiyonel silahlar ve kitle imha silahlarıyla hedef aldı, bazı rejimler hiçbir yaptırımla karşılaşmaksızın soykırımlar gerçekleştirdi" değerlendirmesinde bulundu.
BM'nin çocuklar ve mülteciler konusunda da yetersiz kaldığını kaydeden Erdoğan, "BM, aynı zamanda aşırı yoksulluk ve yetersiz beslenmenin kıskacında bulunan milyonlarca çocuğu yüzüstü bıraktı, mültecilerin acısını dindirecek adımları atamadı. Bu listeyi uzatmak mümkündür. Ancak insanlığın kalbi olması beklenen BM'nin nabzı bugün atmıyor" ifadelerini kullandı.
BM'yi eleştirenlerin ne yapılması gerektiği konusunda ikiye ayrıldığına işaret eden Erdoğan, ilk grubu oluşturan Türkiye ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerin, reform çağrısında bulunduğuna dikkat çekti. Erdoğan, şöyle devam etti:
ABD BM'NİN ZAYIF YÖNLERİNİ İSTİSMAR EDİYOR: "Karşı kamp ise Amerika Birleşik Devletleri'ni kapsıyor, BM'nin zayıf yönlerini istismar ederek liberal uluslararası düzenin altını oymaya çalışıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın, BM İnsan Hakları Konseyi ve UNESCO'dan çekilme ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na mali yardımlarını durdurma kararları bu durumun açık örneğidir.
KÜRESEL LİDERLİĞİ YENİDEN TANIMLAMA VAKTİ GELDİ: "Trump, bu yaklaşımını Salı günü yaptığı konuşmada 'ilkeli realizm politikası' olarak nitelemiştir. Küresel liderliğe çok ihtiyaç duyulan bu günlerde Birleşmiş Milletler'i yıkmak değil, iyileştirmek durumundayız. Eğer büyük güçler bu sorumluluğu üstlenmek istemiyorsa, mevcut sistemden fayda sağlayan bir avuç ülke reform yapmak istemiyorsa ve ABD'nin de aralarında bulunduğu Birleşmiş Milletler'in mimarları tek taraflı adımlar atarak çok taraflılık ilkesine zarar veriyorsa, 'küresel liderliğin' yeniden tanımlanma zamanı gelmiş demektir."
BM VEYA BAŞKA ÖRGÜT ÇATISI ALTINDA GEREKEN YAPILMALIDIR: "Eğer büyük güçler adım atmıyorsa ya da atamıyorsa milletler topluluğu, BM veya başka örgütlerin çatısı altında gerekeni yapmalıdır. Geçen 20 yıllık dönemde ihmal edilen meselelere dikkati çeken ülkemiz, 2013'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerine atıfla 'Dünya Beşten Büyüktür' kampanyasını başlattı. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler'in ciddi bir itibar krizi yaşadığına dikkati çekerek tüm taraflara örgütü daha demokratik, eşitlikçi ve çok taraflı bir yapıya kavuşturma çağrısında bulunduk."
TÜRKİYE KÜRESEL BİR LİDER HALİNE GELMİŞTİR: "Bugün bir kez daha milletler topluluğuna Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelik uygulamasına son verilmesi, üye sayısının 20'ye çıkarılması ve tüm ülkelerin bu platformda sırayla temsil edilmesi davetimi tekrarlıyorum. Türkiye, bir askeri veya ekonomik süper güç olmamakla birlikte Irak, Suriye ve diğer yerlerde çözümün parçası olarak küresel bir lider haline gelmiştir."
ULUSLARARASI TOPLUMUN GERİ KALANI İNİSİYATİFİ ELE ALMALI: "Mülteci krizinin ulaştığı boyutlar, bu meselenin Birleşmiş Milletler gibi örgütler aracılığıyla daha yakın işbirliği yapılmadan çözülemeyeceğini ortaya koymaktadır. Küresel güçlerin yardım etmemesi durumunda uluslararası toplumun geri kalanı inisiyatifi eline alarak, Birleşmiş Milletler'de kapsamlı bir reform sürecini başlatmalıdır. Zira biz daha kayda değer bir uluslararası sistemin kurulması için mevcut yapıyı tamamen ortadan kaldırmak gerektiğine inanmıyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu artık dünya liderlerinin konuşmalar yapmak ve şikayetlerini sıralamak için geldiği bir platformdan daha fazlası haline gelmelidir. 2018, yeni bir Birleşmiş Milletler sisteminin temellerinin atıldığı yıl olmalıdır." (DHA)