Ankara'ya yürüyen işçiler: Otobüs firması tarafından gözaltına alındık

'Güvenlik soruşturması' olumsuz olduğu gerekçesiyle kadroya alınmadan işten çıkarılan taşeron işçiler Kenan Güngördü ve Sinan Yerdelen, İstanbul'dan Ankara'ya yürüdü. İki işçi, Eskişehir'den Ankara'ya ulaşmak üzere bindikleri otobüste, Ankara Emniyeti’nin talebi üzerine muavin tarafından alıkonulduklarını söylediler. Güngördü bu durumu, "Otobüs firması tarafından gözaltına alındık yani" sözleriyle anlattı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Taşeron işçi olarak Zeytinburnu Belediyesi'nde çalışan Kenan Güngördü ile İstanbul'daki Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde görevli Sinan Yerdelen, kadroya geçiş aşamasında güvenlik soruşturmaları olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle işlerinden atıldılar.

Mücadelelerini, İstanbul'da 5 aydır sürdüren iki işçi, 24 Eylül'de Ankara'ya yürüme kararı aldı. Şehir merkezlerine yakın yerlerde yürüyerek, bunun dışında otobüsle ulaşımlarını sağlayan işçiler, Eskişehir'den Ankara'ya 30 Eylül'de otobüs bileti aldılar.

Otobüsün muavini, Ankara Emniyeti’nin aldığı kararla Ankara'ya kadar kimsenin otobüsten inmesine izin verilmeyeceğini söyledi. İki işçi, otobüs firmasının çalışanları tarafından alıkonuldukları otobüsten Ankara terminalinde iner inmez polis tarafından gözaltına alındılar.

'BİZ BU RÖPORTAJI YAPARKEN BİLE TAKİPTEYİZ'

İstanbul'da AK Parti'li Zeytinburnu Belediyesi'nin önünde işine geri dönmek için 180 günü aşkın süredir eylem yapan Kenan Güngördü, "21 yıllık emeğim 5 dakikada gitti. İsim listesinden işsiz kaldığımı öğrendim" dedi.

İstanbul'dan Ankara'ya işlerini geri istedikleri için başladıkları yürüyüşte onlarca polisin kendilerine eşlik ettiğini söyleyen Güngördü, Eskişehir'den Ankara'ya yaptıkları seyahatte otobüs firması çalışanları tarafından alıkonuldukları süreci şu sözlerle anlattı:

“Eskişehir'deki sendika yöneticileri ve barış bildirisi imzacılarıyla buluşarak basın açıklaması yaptık. Çay içmeye gittiğimizde bile polis arkamızdaydı. Bir firmadan otobüs biletlerimizi aldık. Benim yerinde biri oturuyordu, muavine söyledim, bize başka yer gösterdi oraya oturduk. Hareket ettik. Muavin Ankara Emniyeti'nin kararı olduğunu söyleyerek 'Otobüs Ankara'daki terminale kadar asla durmayacak' dedi. Otobüs firması tarafından gözaltına alındık yani. Biz meğer otobüste gözaltındaymışız. 50 kişiyle yolculuk yapıyorduk, insanların ihtiyaçları vardı, gideremediler ve Ankara'ya kadar kimseyi indirmediler. Biz de Ankara'ya yakın bir yerde inip yürüyerek Ankara'ya girmeyi planlıyorduk. Otogara geldik kapılar polis gelene kadar açılmadı. Polis "Kenan ve Sinan" dedi. Ne olduğunu sorduğumuzda, 'Güvenliğinizi alıyoruz' dediler. Nerede kalacağımızı, kimlerle görüşeceğimizi sordular. Biz bu röportajı yaparken bile takipteyiz. Şehirlerarası otobüste gözaltına alınmış olduk."

Sinan Yerdelen (solda) ve Kenan Güngördü taşeron olarak çalıştıkları iş yerlerinden kadroya geçiş aşamasında, güvenlik soruşturmaları olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle işten çıkarıldılar ve Ankara’ya yürüdüler.

'TÜKENDİM VE YÜRÜMEYE KARAR VERDİM'

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın diğer işçilerin olduğu iftar yemeğinde, "Terörist, PKK üyesi o" diyerek kendisini hedef gösterdiğini söyleyen Güngördü, bu olayın ardından defalarca tehdit telefonu aldığını ve eylemi bırakması için baskı yapıldığını söyledi.

Kalp hastası olan ve tedavisi devam eden babasının 2 bin TL'lik emekli maaşıyla annesi ve kardeşiyle birlikte geçinmeye çalıştıklarını belirten Güngördü, "Ev kredimiz vardı, o devam ediyor. bin 422 TL kredi taksiti ödüyorum. Kalan 550 lirayla hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Bunun üzerine tükendim artık ve yürümeye karar verdim. Adalet istiyoruz ve Meclis'e gideceğiz. CHP'li ve HDP'li vekillerle görüşeceğiz. İYİ Parti de kabul ederse onlara da gidip sorunumuzu anlatacağız. 170 bin ihraç var ve bunların içerisinden düşüncesini açıklayanları, fikir özgürlüğünü kullananları da işlerinden ettiler. KHK'ların ve güvenlik soruşturmalarının hükümsüz olduğunu vekillerle bir kez daha anlatacağız" diye konuştu.

'İL İL GEZERKEN İŞÇİLERİN ÖFKESİNİ DİNLEDİK'

"Canımızı da alsalar haklı mücadelemizden ödün vermeyeceğiz" diyen Güngördü ve Yerdelen, Ankara'ya yaptıkları yürüyüş sırasında Gebze'de greve devam eden Flormar işçileri ile de bir araya geldiler.

Fabrikalarda çalışan onlarca işçiyle yolculuk süresince konuştuklarını söyleyen Güngördü, “İl il gezerken işçilerin öfkesini dinledik. İşçilerin öfkesi her yerde patlama aşamasında. Sendikalı oldukları için işten atılanlar da böyle, iflas eden şirketten çıkarılanlar da...Yakın zamanda işçilerin büyük bir tepki göstereceklerini düşünüyorum. Biz bunun bir ayağıyız. Bir ön açtık insanlara ve kısa süre sonra işçiler seslerini daha fazla çıkarmaya başlayacaklar" dedi.

'BASIN AÇIKLAMAMIZA YÜZLERCE POLİS, TOMA GELDİ'

Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde çalıştığı sırada geçtiğimiz Nisan ayında güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığını sözlü şekilde öğrenen Sinan Yerdelen, "Gerekçe sorduğumda, kanunen gizli dediler. Kanunlar 15 gün önce işverenin haber vermesi gerektiğini de yazıyor" dedi.

İşten çıkarılmadan önce hastane müdürü ve personel müdürünün işçilerle toplantı yaptığını belirten Yerdelen, şunları söyledi:

"'Hak-İş'e üye olmazsanız ihraç edileceksiniz' dedi. İşçiler de iş korkusundan dolayı Hak-İş'e üye oldular. Bunlardan birisi de bendim. O da işimizden edilmemize engel olmadı. 5 ay bekledim. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı'na, CİMER'e taleplerimi yazdım, cinnet getireceğimi söyledim. Evliyim, eşim hasta, annem hasta ve eve ekmek götüremiyorum. 50 bin TL kredi borcum var. Bunları tek tek anlattım Bakanlığa. Kenan'ı gördüm sosyal medyada. İletişime geçtik ve beraber basın açıklaması yapmaya karar verdik. Hastane önünde açıklama yaparken panzer, TOMA, yüzlerce polis geldi. Sanki orada 3'üncü dünya savaşı başlıyor gibi basın açıklamamıza geldiler."

'KEYFİ UYGULAMALARLA İŞTEN ÇIKARILIP İŞE ALINMADIM'

Basın açıklamasının ardından SGK'deki kayıtlarda taşerondan kadroya geçiş aşamasında olduğunu, güvenlik soruşturmasının devam ettiğini öğrenen Yerdelen, "Taşerondan kadroya ataman oldu dediler. 5 aydır işsiz olduğumu söyledim. Yok buradaki koda göre kadrolu işçisin sen dediler. Hastanede bana işe giriş evrakı imzalattılar ve bekleyeceksin dediler. Neden işe hemen başlamadığımı sorduğumda kadro ve kontenjan olmadığını söylediler. Benim sürecim devam ederken yerime eleman almışlar. Keyfi uygulamalarla işten çıkarılıp işe alınmadım. Ne kadar bekleyeceğimi de söylemediler. İş başı yapana kadar bu mücadelemi sürdüreceğim" diye konuştu.

'BİR VOLKAN GİBİ PATLAMA AŞAMASINDALAR'

İşlemlerinin devam ettiği sırada İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nden arandığını, süreçle ilgili bir şey yapamayacaklarını, maddi bir ihtiyacı olup olmadığının sorulduğunu aktaran Yerdelen sözlerini şöyle noktaladı:

“Kenan'la başladığımız yürüyüşte korku ve psikolojik baskı yaparak bize onlarca polis eşlik etti. 170 bin insan ihraç edildi bu süreçte. Bu insanlar korkuyorlar. Bir volkan gibi patlama aşamasındalar ama korktukları için seslerini çıkarmıyorlar. Biz insanların bu korkularını yenmeleri için bu yürüyüşü başlattık. İşçilere seslenmeye devam edeceğiz. Birleşip güç oluşturmamız gerekiyor."

Ankara’ya gelen iki işçi İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde ortak basın açıklaması düzenlediler. İki işçi bugün de Meclis’te seslerini duyurmaya çalışacak.