İzmir'de belediye işçileri iş bıraktı: Krizi yaratan bedelini ödesin
İzmir'de belediye işçileri, ekonomik krize karşı yarım gün iş bıraktı. İş insanları ve politikacıların borçların tüm halka ait olduğu yönündeki açıklamalarını eleştiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Yıllardır ettiğiniz kârı bizle paylaşmadınız da şimdi zararı mı paylaşmaktan söz ediyorsunuz?" diye konuştu.
İZMİR - İzmir'de Genel-İş üyesi binlerce belediye işçisi, ekonomik krizi protesto için bugün yarım gün iş bıraktı. Enflasyon tahmininin yüzde 20.8 olduğunu belirten Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, işçilerin geçinmekte zorlandığını ve ücretlere zam yapılmasını gerektiğini söyledi.
"Onların pembe tabloları ve masalları enflasyon gerçeği karşısında tuzla buz oluyor" diyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Yıllardır ettiğiniz kârı bizle paylaşmadınız da şimdi zararı mı paylaşmaktan söz ediyorsunuz?" dedi.
DİSK’e bağlı Genel-İş İzmir şubeleri, yaşanan ekonomik krize tepki olarak yarım günlük iş bırakma eylemi yaptı. Öğle tatili ile birlikte hizmet vermeyi durduran işçiler, saat 13.00’te Konak'ta eski Sümerbank önünde toplanmaya başladı.
Eyleme, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, belediye başkanları ile CHP İzmir İl Örgütü de katıldı. İşçiler, eylemde sık sık "Yaşasın kadro mücadelemiz", "Krizi yaratan bedelini ödesin", "Susma sustukça yeni zamlar gelecek" sloganları attı.
ÇALIŞKAN: ÜCRETLER TEMEL İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAMIYOR
İşçiler adına basın açıklamasını yapan Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, yaşam şartlarının işçiler için gitgide zorlaştığını söyledi. Hükümetin açıkladığı 100 günlük eylem planını eleştiren Çalışkan, programda işçi sınıfının sorunlarına değinilmediğini belirtti.
Yeni ekonomik düzenlemelerin "işçilerin kazanımlarına da göz diktiğini düşündürdüğünü" dile getiren Çalışkan, şöyle devam etti:
"Ekonomik krizin lafını etmenin neredeyse suç ilan edildiği bir ortamda biz kriz var diyerek haykırıyoruz. Ekonomik politikalar sonucunda işsizlik 6 milyonu aştı ve çok büyük bir toplumsal sorun haline geldi. Artık her evde işsiz var. Genç işsizliği artıyor, üniversite mezunu işsizlerin sayısı artıyor, kadınlar çalışma yaşamının dışına itiliyor.
Enflasyon oranı son 15 yılın en yüksek seviyesinde ve bugün temel tüketim maddelerinin fiyatı iki katına kadar çıktı. Faturalarımız her geçen gün kabarmaya başladı; doğal gaza ve elektriğe yüksek zamlar yapıldı. Artık ücretler faturalara ve kiraya zor yetmekte, temel ihtiyaçlarımızı neredeyse karşılamıyor.”
'BELEDİYE İŞÇİLERİ KADRO TALEBİNDEN VAZGEÇMEYECEK'
İşçilerin kadro talebinden vazgeçmeyeceklerini belirten Çalışkan, hükümete "Belediye şirketleri sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye, yani kamuya ait olan şirketlerse neden kamu işçilerinin yararlandığı ilave tediye hakkından belediye şirketlerine geçişi yapılan işçiler yararlanamazlar?" sorusunu yöneltti.
'İŞÇİLERİN HAKLARI NEYE DAYANARAK 2020'YE KADAR ASKIYA ALINDI?'
Sendika, grev ve toplu iş sözleşmesi haklarının anayasal hak olduğunu hatırlatan Remzi Çalışkan, "Üstelik bu haklar ayrıca uluslararası sözleşmelerin güvencesi altındayken işçilerin bu haklarını neye dayanarak 30 Haziran 2020 tarihine kadar askıya alınabilmiştir? İşçilerin bu haklarını askıya alarak ve ücret artışlarını 6 ayda bir yüzde 4 artışla sınırlayarak işçilere verilen kadronun ne gibi bir anlamı vardır?” diye sordu.
'SENDİKAL HAKLARDAKİ KISITLAMALAR KALDIRILMALI'
Çalışkan, belediye işçilerinin hükümetten taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
1- 5393 sayılı Belediye Kanunu’ndaki norm kadro sınırlamaları kaldırılmalı; belediyeler belediye şirketlerine geçişi yapılan işçileri kadroya alabilmelidir.
2- Diğer kamu işçilerine 17 Ağustos ve 7 Aralık’ta ödenmesi kararlaştırılan 2018 yılı ilave tediyeleri belediye şirketlerine geçişi yapılan işçilere derhal yapılmalıdır; esasen bu ödemenin yapılabilmesi için 6772 sayılı Kanun’da bir değişiklik gerekmemekte, 1'inci madde günün şartlarında yorumlanarak bile bu ödemenin yapılması mümkündür.
3- Kamuya geçişi yapılan işçiler için KHK ile getirilen sendikal hak kısıtlamaları kaldırılmalı; işçi sendikaları 6356 sayılı Kanun’a göre serbest toplu sözleşme sürecini işletmeye başlamalıdır.
4- Bu süreçte işçilerin ücretine KHK kararı ile yapılan yüzde 4 artışa ek olarak ücretler en azından Hazine ve Maliye Bakanı tarafından ilan edilen 2018 enflasyon tahmini kadar yani yüzde 20,8 oranında artırılmalıdır.
'ENFLASYON TAHMİNİ YÜZDE 20,8 İSE ASGARİ ÜCRET ARTIRILMALI'
Remzi Çalışkan, Yeni Ekonomi Programı’nda 2018 yılı enflasyon tahmininin yüzde 20.8 olarak ilan edildiğini ve TÜİK tarafından açıklanan istatistiklerin önümüzdeki aylarda enflasyonun daha yüksek oranda artacağını gösterdiğini söyledi.
Çalışkan, "Bu durumda ücretlilerin yarıya yakınını oluşturan asgari ücretle geçinen işçilerin ücretlerinde artış yapılması, asgari ücretin artırılması zorunlu hale gelmiştir. Bu işçiler açısından yaşamsal bir gerekliliktir. Cumhurbaşkanlığı Yönetimi işçilerin bu talebini karşılamalıdır" dedi.
'HAKLARIMIZ İÇİN DEMOKRASİ MÜCADELESİNDEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ'
OHAL döneminde 3 bine yakın üyelerinin ihraç edildiğini aktaran Çalışkan, şunları söyledi:
"Hakkında herhangi bir soruşturma açılmamış, bir mahkeme kararı olmayan 3 bine yakın üyemiz aileleriyle birlikte mağdur edilmiştir. OHAL itiraz komisyonunun oyalayan ve sonuç üretmeyen çalışması yerine bir an önce hukuksuzluğa son verilmesini ve ihraç edilen üyelerimizin işe iade edilmesini, mağduriyetlerinin sona erdirilmesini talep ediyoruz. Haklarımız için emeğimiz için demokrasi mücadelesinden de asla ödün vermeyeceğiz."
ÇERKEZOĞLU: PEMBE TABLOLAR ENFLASYON KARŞISINDA ERİYOR'
Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan'ın ardından kürsüye gelen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşma yaptı.
"Onların pembe tabloları ve masalları enflasyon gerçeği karşısında tuzla buz oluyor” diyen Çerkezoğlu, "Bu kriz sermaye iktidarının, 16 yıldır ülkeyi yöneten AKP'nin yıllardır uyguladığı ekonomik politikaların ve onların tercihlerinin ortaya çıkardığı bir krizdir. Yıllardır ülkeyi dışa bağımlı hale getiren ve yalnızca dışarıdan gelen paraya ve borca dayanan, aldığı borcu da üretime değil betona gömen anlayışın krizini yaşıyoruz" diye konuştu.
'KÂRI PAYLAŞMAYANLAR ZARARI PAYLAŞMAKTAN SÖZ EDİYOR'
İş insanları ve politikacıların, borçların bütün halkın olduğu yönündeki açıklamalara yanıt veren Çerkezoğlu, “Evet Türkiye borçlu bir ülkedir, bu borç işçi sınıfının borcu değildir. Aksine, yıllardır ürettiğinden payını alamayan işçi sınıfı şu an alacaklıdır. Yıllardır ettiğiniz kârı bizle paylaşmadınız da şimdi zararı mı paylaşmaktan söz ediyorsunuz?” diyerek tepki gösterdi.
"Krizin faturasının işçi sınıfına çıkartılmasına karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini" söyleyen Çerkezoğlu, “Bu krizin muhatabı sermayedir ve bu krizin sorumlusu da AKP iktidarıdır, saray rejimidir” dedi.
'TOPLU İŞTEN ÇIKARMALAR YASAKLANMALI'
"Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakları olmaz, ama emeğin haklarının olmadığı yerde de demokrasi olmaz” diyen Arzu Çerkezoğlu, DİSK'in taleplerini özetleyerek konuşmasını sonlandırdı:
- Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler derhal artırılmalıdır. Asgari ücret komisyonu, yeniden toplanarak 2018 yılının son 4 ayı için yeni bir asgari ücret belirlemelidir.
- Yıllardır emeği yok sayılan taşeron işçilerinin kadroya alınması, sözde kadroya alınan işçilerin ise ücretlerine yapılan yetersiz zamların yeniden düzenlenmesi şarttır.
- Seçimlerde vaat olarak söylenip şimdi unutulan ve tüm kamu görevlilerinin hakkı olan 3600 ek gösterge uygulanmalı ve emekli ücretleri yeniden düzenlenmelidir.
- Krizle birlikte konkordato ilan eden şirketlerin artışı, toplu işten çıkarmaları gündeme getirmiştir. Toplu işten çıkarmalar yasaklanmalıdır.