Silüeti bozan yapılara imar affı

Kamuoyunda “imar affı” olarak bilinen, imar barışının UNESCO’nun dünya mirası listesinde olan İstanbul’un tarihi yarımadasının yaklaşık yüzde 90’ınını da kapsadığı anlaşıldı. Bun göre UNESCO’nun koruma listesindeki bölgelerde silüeti bozan, hatta tarihi yapılara uzanan kaçaklar da imar barışına başvurduğu öğrenildi. UNESCO Türkiye'yi uyardı

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kamuoyunda “imar affı” olarak bilinen, imar barışının UNESCO’nun dünya mirası listesinde olan İstanbul’un tarihi yarımadasının yaklaşık yüzde 90’ınını da kapsadığı anlaşıldı.

Hürriyet’ten Aysel Alp'in haberine göre, ilgili bakanlıklar ve konunun uzmanlarıyla yaptığı görüşmeler sonucunda 12. yüzyılda yapılan Molla Zeyrek Camisi (eski Pantokrator Manastırı Kiliseleri) ve çevresi, Yedikule Surları ve zindanı (Kara Surları ve çevresi), Sultanahmet Bölgesinin yarısı, Küçük Ayasofya ile Acemoğlu Hamamı, tarihi sarnıçlar gibi UNESCO’nun koruma listesindeki bölgelerde silüeti bozan, hatta tarihi yapılara uzanan kaçaklar da imar barışına başvurduğu öğrenildi.

UNESCO, Türkiye’yi uyarırken, İstanbul Tarihi Alanlar Başkanı Halil Onur, sadece tarihi yarımadanın değil UNESCO’nun koruma listesindeki tüm yerlerin barış dışına çıkarılması gerektiğini söyledi. İstanbul Otelciler Odası Başkanı, eski AK Parti Milletvekili Ahmet Yaşar ise tarihi bölgede olmamalarına rağmen barıştan yararlanamayan bine yakın otel sahibi adına Cumhurbaşkanlığına başvurduklarını söyledi.

'İSTİSNA OLMALIYDI'

Haziran ayında yürürlüğe giren imar barışı, İstanbul Boğazı öngörünüm bölgesi ile yasada koordinatları belirtilen tarihi yarımada ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı hariç Türkiye genelinde ruhsata aykırı tüm yapılar, devletle barışma olanağı buldu. Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, İstanbul’da tescilli binaların affa girerken, tescilli olmayanların ise af kapsamı dışında kaldığını belirttiler.

650 yıllık Acemoğlu Hamamının üzerine yapılan Celal Ağa Konağının imar barışı için başvurduğunu, Küçük Ayasofya ve çevresinin barışa dahil olduğunu belirten yetkililer, “Bu sınırları çizmek yerine Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına girmeyen ve silüeti bozmayan yapılar da barıştan yararlanmalı” dediler. Uzmanlar ise Mimar Sinan’ın yaptığı Gazi Ahmet Paşa Camisi, Topkapı Sarayı surları içindeki Tekfur Sarayı, bin 600 yıllık Bukoleon Sarayı, Fatih Camisi, Cerrahpaşa Camisi, Hekimoğlu Ali Paşa Camisi, Haliç’e bakan silüet, Marmaray’a bakan yamaçlardaki silüetler, Fener Rum Kilisesi (Kırmızı Mektep) çevresinin de barış kapsamında olduğuna dikkat çektiler.

4 PARÇADAN 2’Sİ HİÇ YOK!

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren İstanbul’un Tarihi Alanları Topkapı Sarayı; Ayasofya ve Sultanahmet Camisi’nin de yer aldığı kentsel ve arkeolojik sit alanı; Zeyrek Camisi ve Çevresi Koruma Alanı ile İstanbul Kara Surları olmak üzere toplam 4 bölgede, 2 bin 156 hektarı kapsıyor. Ancak İmar Barışı Yasasının af dışında tuttuğu koordinatlar içinde geçmişi 8 bin yıl önceye uzanan Molla Zeyrek Camisi (eski Pantokrator Manastırı Kiliseleri) ile halk arasında Yedikule Surları ve zindanı olarak bilinen Kara Surları hiç yer almadı. Sultanahmet ve Süleymaniye koruma bölgesinin ise bir kısmı af kapsamı dışında, bir kısmı da af alanı içinde yer aldı. Uzmanlar, böylece UNESCO’nun sınırlarını çizdiği tarihi yarımadanın yüzde 90’ının affa girerken, sadece yüzde 10’unun girmediğini hesapladılar.

OTELLER: BİZİ DE KAPSAMA ALIN

Tarihi Yarımada’da günlük 150 bin turist ağırlayan ve sadece konaklamayla ekonomiye 15 milyon dolar katkı sağlayan yaklaşık bin otelin barıştan yararlanamadığını belirten Minel Otel’in sahibi Ali Ersoy, “Tarihi eser niteliğindeki oteller aftan yararlanırken, bizim gibi tarihi olmayanlar af kapsamında kalıyor. Devletin buna çözüm bulmasını istiyoruz” dedi. İstanbul Otelciler Odası Başkanı ve AK Parti eski Milletvekili Ahmet Yaşar da hem ilgili bakanlıklara hem de Cumhurbaşkanına aftan yararlanmak istediklerini özetle şöyle anlattı: “Sadece tarihi eser yönünden değerlendirerek, bölge olarak ele alınmışsa Türkiye’nin birçok bölgesinde tarihi eser olan yerler kanun kapsamı dahilindedir. Kapsam içine alınan mahallelerde tarihi eser daha çoktur. Örnek gerekirse Sultanahmet, Küçük Ayasofya ve Büyük Ayasofya Akbıyık Caddesi bölgeleri tamamen tarihi bölge olmasına rağmen, bire bir tarihi binalar dahil, kapsama alınarak yasal hale gelmiştir. Özellikle Sirkeci Hocapaşa Mahallesinin kapsam dışında bırakılmasının hiçbir gereği yoktur. Yüzlerce üyemizin mağdur olmaması için bu krokinin yeniden düzenlenmesini talep etmekteyiz. Bölgenin kapsam içine alınması halinde devlete ciddi ekonomik gelir sağlanacaktır. Bölge kapsam dışı bırakılmamış olsaydı; devletin kasasına girecek nakit para tahminimizce 5 milyar TL’yi aşacağı yönündedir.”