Berna Yılmaz: Ona hiç isyan etmedim
Oğlu yaşamına son veren Berna Yılmaz cenazenin ardından yaşadığı süreci anlattı. Yılmaz "Ona kızgın değilim, hiç isyan etmedim" dedi.
DUVAR - Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın eşi Berna Yılmaz, büyük oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz’ın intiharı hakkında açıklamalarda bulundu. Yılmaz, eşi için "O daha çok içinde yaşıyor. İçine atarak yenmeye çalışıyor. Acısını içinde taşıyor. Her cuma, Yavuz’un mezarını ziyaret ediyor, konuşuyor. Huzur buluyor o kabirde” dedi.
Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:
Haber basına yansıdığında uçaktaydınız. Yurt dışından dönüyordunuz. Nasıl öğrendiniz ve ne yaşadınız o dönüş anlarında?
Yolculuk sırasında bize hiçbir şey yansıtılmadı. İnterneti kesmişler hatta. Yolcular da hiç sesini çıkarmadı. Biz internette arıza var diye biliyorduk. İndiğimizde felaketle karşılaştık. Uçağın merdivenine geldiğimizde karşımızda havaalanının müdürünü, aşağıda da ambulansları gördüğümüzde bir şeyler olduğunu anladım. Ama böylesine bir felakete hiç ihtimal vermedim. Hatta önce aklıma annemi kaybettiğim geldi. Sonrasını zaten biliyorsunuz. Uçaktaki yolculara çok teşekkür ediyorum. Gösterdikleri hassasiyeti hiçbir zaman unutmayacağız. Ayrıca başta devlet büyükleri olmak üzere tüm toplumumuza minnettarız. Kimse bizi yalnız bırakmadı. Yavuz zaten hatıralarıyla o kadar güzel izler bırakmış ki. Zaten ailece her zaman topluma sevgili ve saygılı olduk. Yavuz da öyleydi. Çok sevilmiş. Tüm dostları hala yanımızda. Mukedderat buymuş. Bu acıyı en olgun şekilde ömrümüzün sonuna kadar taşıyacağız.
Oğlunuzun intiharının ardından profesyonel bir yardım aldınız mı?
Evet, aldım. Ama şimdi daha iyiyim. Onu hatıralarıyla yaşatıyoruz. Evimizi bırakmayı hiç düşünmedik. Oğlumuzun her durumu bizim makbulümüz. Ben hep o odadayım. Yavuz’un son anlarını yaşadığı, yaşamını sonlandırdığı o odada. Bu size garip gelebilir ama asla değil. Bu çok başka bir şey.
Bir evladınız daha var...
Mesut’la şu an en büyük isteğimiz, Hasan’ın, Ceylin’in ve Ceren’in asla ve asla üzülmemeleri. Bir kızımız, bir oğlumuz ve bir torunumuz var artık. İnşallah ileride torunlarımız artar. Mesut şu süreçte daha çok şirkette oğlumla beraber. Çünkü ağabeyini kaybettikten sonra çok zor günler yaşadı. Biz daha olgunuz. Onlara destek oluyoruz. Çevremizle, ailemizle, dostlarımızla bu acıyı atlatıyoruz. Tüm topluma çok teşekkür ediyoruz. Kimse bize en ufak bir sıkıntı vermedi.
Birbirine tutunmayı öğretiyor sanırım bazı acılar...
Bir evlat kaybetmeyi tarif etmek mümkün mü? O acı hiç bitmeyecek. Ama ne oluyor? Acılar özleme dönüyor. Sabır, tevekkül bizi sakinleştiriyor. Ve yaşamın içine yavaş yavaş katıldık. Davet, konser veya sinemaya gitmek için kendimi henüz hazır hissetmiyorum. Ama bu demek değildir ki, daha sonra bunları yapmayacağım. Şu an kendimi onun yapmak istediklerine çevirdim. Üniversiteye daha çok destek olmaya gayret ediyorum. Başlarda o gücüm de yoktu. Sonra o gücü kazandım.
Canına kıydığı için isyan edip kızdığınız oldu mu Yavuz Bey’e?
Hiç kızmadım. Hiç ona isyan etmedim. ‘Neden’ diye sitem etmedim. Allah insana taşıyacağa kadar dert verirmiş. Ve imtihanından nasıl geçtiğine bakarmış. Bu da benim imtihanım. Demek ki, o böyle istedi. Yavuz da demek ki, benim kaldırabileceğimi düşündü.